'Dönem işinde oynamak hayalimizdi'

Henüz yolun çok başında olduklarını söyleyen Miray Daner ve Pınar Deniz, canlandırdıkları Yıldız ve Hilal’in aksine çok iyi anlaşıyor. İkiliyle ‘Vatanım Sensin’i, oyunculuktaki hayallerini ve aralarındaki uyumu konuştuk.

- Oyunculuk maceranız nasıl başladı?

MİRAY DANER: Tesadüfler sonucu başladım oyunculuğa. Sekiz yaşındaydım ‘Papatyam’ dizisine başladığımda... Metin Akpınar’ın torunu Gonca’yı oynadım. Benim için hem oyunculuk hem de hayatı öğrenmek açısından beş yıl süren güzel bir okuldu.

PINAR DENİZ: Gani Müjde’nin bir projesi için deneme çekimine gitmiştim. İlk çekimimdi ve tecrübem yoktu. Bana güvendi sağ olsun, serüvenim böyle başlamış oldu.

- ‘Vatanım Sensin’ ekibine nasıl dahil oldunuz?

M.D.: ‘Vatanım Sensin’ uzun emekler sonunda seyircisiyle buluşmuş bir dizi. Yapımcım, yönetmenlerim bana güvendi, ben de Miray’dan yansıyabilecek en doğru ve gerçek Hilal’i seyirciyle buluşturmaya gayret ediyorum.

P.D.: Takip ettiğim bir projeydi. Başka bir işle anlaşma olasılığım olduğu halde, hikayeyi okuduğumda “Bu işi istiyorum” dedim.

- Dönem işinde oynamak birçok oyuncunun hayalidir. Sizin böyle bir isteğiniz var mıydı?

M.D.: Olmaz mı? Benim şansım hem bu kadar güzel bir senaryoyla 1919’ları yaşamak, hem de böyle bir kadroyla çalışma fırsatı bulmak.

P.D.: Hem de nasıl! Ve bu hayatımda en çok yaşamak istediğim dönemdir. Milli mücadelede Atatürk’ün yanında
savaşmak isterdim.

- Sizin özellikle yaşamak istediğiniz bir dönem var mı?

M.D.: Kurtuluş Savaşı döneminde olmak isterdim. Miray da vatanı, milleti ve bayrağı için Hilal kadar çabalardı emin olun.

- Oyunculukla ilgili hayallerinizin neresindesiniz?

M.D.: Çok başındayım. 10 yıla yakın bir süredir oyunculuk yapıyorum, her sette deneyimler ediniyorum.

P.D.: Her sahnede “İyi ki” diyorum. Çok klişe biliyorum ama hayalim hep farklı insanların duygularını hissetmek...

‘Set aralarında çok eğleniyoruz’

- Sette nasıl bir ortam var?

M.D.: Uzun saatler geçiriyoruz. Çok çalışıyoruz. İyi bir ekip olduk. Yüksek ve güzel bir enerjimiz var. Set aralarında çok eğleniyoruz. Yıldız ve Hilal’in aksine, Pınar ve Miray çok iyi anlaşıyor.

P.D.: Çok iyi bir ekiple çalışıyoruz. Minnettarım. Hepsi işine sahip çıkıyor. Miray’la her şeye gülme kapasitesine sahip olduğumuzdan, sürekli şen şakrak bir haldeyiz.

- Bergüzar Korel ve Halit Ergenç’le çalışmak nasıl?

M.D.: İkisinin de enerjileri muhteşem. Bir kere, insan olarak çok iyiler. Oyuncu olarak yorum dahi yapamam. Haddimi aşar. Karşılıklı oynamaktan hem çok onur duyuyor hem büyük deneyimler ediniyorum.

P.D.: Her şeyden önce onlar iki iyi insan... Ne mutlu onlarla çalışıyorum!

‘Yıldız ve Hilal’in hayattan beklentileri farklı’

- Role hazırlık sürecinden bahseder misiniz?

M.D.: Uzun bir süreçti. O dönemde konuşulan dili öğrenmek için çok kitap okuyup, belgesel izledim. Kostüm ve okuma provaları ve yönetmenlerimiz Taylan Biraderler’le yaptığımız karakter analizleri Hilal’in yaratılmasında çok yararlı oldu.

P.D.: O dönemin kitaplarını okuyup araştırma yaptım, ‘Osmanlıca öğrensem mi?’ diye abartıp delirmek üzereydim ki, karakter görüşmesinde yönetmenlerim “Dur, sakinleş” dedi. Ben de karakteri rahat bıraktım, sadece hissetmeye
açtım kendimi.

- Yıldız ve Hilal’in çatışmaları için neler söylersiniz?

M.D.: Hayalleri ve hayattan beklentileri farklı iki kardeş. Çatışmaları kendi doğruları için kararlı duruşlarından kaynaklanıyor. Herkes kendi seçimlerini yaşamaya çalışıyor.

P.D.: Yıldız’ın tek derdi, mutlu olmak. Eğlenip gülmek ve aşık olmak istiyor. Bir genç kız ne isterse onu istiyor aslında.
Hilal’in ise önceliği bu olmayınca, sürekli çatışma çıkıyor aralarında.