Cadde 'Gülmeye çok ihtiyacımız vardı'

'Gülmeye çok ihtiyacımız vardı'

21.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Şevkat Yerimdar’ın fenomen karakteri Niko’ya hayat veren Burak Demir, “Aldığımız en güzel yorum, ‘Gülmeye çok ihtiyacımız vardı’ oldu. Bu cümle dizinin başarısını özetliyor” şeklinde konuştu

Gülmeye çok ihtiyacımız vardı

Muhteşem Yüzyıl’ ve ‘Arka Sokaklar’ gibi birçok önemli yapımda yer alan Burak Demir’le keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

- Niko fenomen oldu. Böyle bir geri dönüş bekliyor muydunuz?

Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Sonuçta kalabalık bir kadroda herkes kadar projenin yapı taşlarından biri Niko. Tek yaptığım, rolü çok sevmiş ve inanmış olmam.

- Teklif geldiğinde neler düşündünüz?

Uzun zamandır bir mahalle komedisinde yer almadığım için başta bir çekingenlik yaşadım. Fakat sonrasında uzak kalmış olduğum bu pratiğe sahip çıkmaya karar verdim.

- Dizi, film gibi büyük başarı yakaladı. Sebebi nedir?

İki film de izlenme oranıyla büyük başarı elde etti. Konusu ve kadrosu dizi olmaya çok müsaitti. Aynı dinamikleri koruyarak televizyon ekranına yansıtmak doğru bir karardı. Bunun meyvesini şu an topluyoruz. Aldığımız en güzel yorum, “Gülmeye çok ihtiyacımız vardı” oldu. Bu cümle dizinin başarısını özetliyor.

Haberin Devamı

- Niko nasıl bir karakter, benzer yönleriniz var mı?

Niko; babası Türk, annesi Rum olan, Balat’a yerleşmiş ve kendi mahallesinde muhtarlık yapan biri. Çok okuyan, bilgin, naif ruhlu, değerlerine düşkün, duygularıyla yaşayan bir adam.

- Üniversitede oyunculuk eğitimi aldınız. Eğitimli bir oyuncu olmanın avantaj sağladığını düşünüyorsunuz?

Evet, Bilkent Üniversitesi MSSF Oyunculuk mezunuyum. Ancak mesleğe başladığımdan beri inandığım bir fikir vardır: “Aktörlük öğretilebilen değil, öğrenilebilen bir meslektir.” Yani bu mesleği siz algılayabildikten sonra her okulda, her kursta hatta gününüzün her anında öğrenebilirsiniz. Çünkü sahneye ya da kamera karşısına çıktığınızda diplomanız cebinizde değildir.

- Herkesin hayali oyuncu olmak. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

Mesleğe gönül vermiş ve yapmak isteyip, şartlardan dolayı bunu icra edemeyen ve içinde ukde kalmış birçok insan biliyorum. Geri kalan kesim, kolay para kazanmak ve sokakta tanınmış olmak hevesinde. Bilsinler ki, televizyon sektöründe günlük yayınlanan bir programda da her oyuncudan çok daha tanınmış hale gelinebiliyor.

Haberin Devamı

- Eski fenomen diziler yeniden ekrana geliyor. Sizce senaryo sıkıntısı mı var?

Bunun senaryo sıkıntısından kaynaklandığını düşünmüyorum. Projelerin gidişatını seyirci belir- ler. Sinema tarihinde, dünyanın birçok ülkesinde kült olan projeler yeniden, bazen yeni kadrolarla, bazen öz kadrosuyla tekrar yayına girer. Tabii ki ülkemizde senaryo konusunda kalemi güçlü ekip ve senarist var. Gönül ister ki, yalnızca ticari kaygının yaşanmadığı, yenilikçi, kendini geliştiren, özgün ve özgür bir sektör haline gelelim.

‘Aslolan mesleğin kendisidir’

- Bugüne kadar birçok karakteri canlandırdınız. Proje bittikten sonra rolden çıkmak zor oluyor mu?

Mesleğin dinamiklerinde role bürünüp çıkamamak gibi bir durum söz konusu olamaz. Böyle bir durumda ruhunuz hastalanmış demektir. Tabii ki rolü canlandırırken duygusal, ruhsal ve bedensel anlamda bizi etkileyen anlar yaşanıyor ancak profesyonellikte bunu kontrol etmek gerek.

- Canlandırmak istediğiniz özel bir karakter var mı?

Mesleğe başladığımdan bu yana her çağımda yaşıma uygun karakterleri canlandırmak istedim. Bu tabii ki Romeo ile başlayıp sonrasında Hamlet, şimdilerde ise Faust’a doğru ilerliyor. Diğer yandan, bana sunulan projelerde rolü nasıl köpürtüp keyifli, dikkat çekici bir hale getirebileceğimi düşünürüm her zaman. Aslolan rol değil, mesleğin kendisidir.

Haberin Devamı

- Bikem Öğünç ile güzel bir birlikteliğiniz var. Aşkı nasıl tanımlarsınız?

Aşk kelimesine yüklediğim anlam; arkadaşlık, kuvvet, paylaşmak, huzur ve tutkunun bütünüdür. Ve en önemlisi de her gün “Dün ne kadar eğlendik” diyebilmektir. Kendimi şanslı görüyorum.