Gündem ‘İşim geçmişten geleni günümüze ulaştırmak’

‘İşim geçmişten geleni günümüze ulaştırmak’

28.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Beyoğlu’nun 39 yıllık avize ustası Hüseyin Koç, her sabah hiç aksatmadan 06.30’da dükkanını açıyor. Hüseyin usta, ‘İyi bir avize değerini kaybetmez’ diyor

‘İşim geçmişten  geleni günümüze ulaştırmak’

Hüseyin Koç, Türkiye’de sayısı tükenmek üzere olan antika avize ustalarından biri... 2 kardeşiyle birlikte 1971’de İstanbul Beyoğlu, Jurnal Sokak’ta çırak olarak çalışmaya başlayan Koç, avizeciliğin inceliklerini ustasının yanında öğrenmeye başladı. Koç, diğer kardeşlerinden farklı olarak birkaç yıl içinde antika avize tamiratı yapmaya başladı. Koç’un avizecilik işindeki el becerileri, yanında yetiştiği ustalarının bile takdirini topluyor, herkes ondan övgüyle söz ediyordu.
7 yıl boyunca usta çırak ilişkisi içerisinde önce kalfalığa ardından ustalığa geçiş yapan Koç, 1978’de kendi işini kurmaya karar verdi. Beyoğlu’nda antika avize tamir atölyesi açan Hüseyin Koç, şimdilerde yok olmak üzere olan bu sanatı yaşatmaya çabalıyor. İşini severek yapan Hüseyin usta, 39 yıldır her sabah hiç aksatmadan 06.30’da dükkanını açıyor. İstanbul’da halen iyi avize ustaları olduğuna dikkat çeken Hüseyin usta, yurt dışından avize getirtmenin gereksiz olduğunu söylüyor.
‘Hayat veriyorum’
“El emeği ile yapılan avizelerin değerini bilmek gerekir” diyen Hüseyin usta, “Bu işi öğrenmemde eski Ermeni ustaların çok katkısı oldu” derken, antika avize tamiratının incelikleri hakkında şunları söyledi: “46 yıldır bu işin içindeyim. Bir zamanlar çırak olarak başladığım meslekte en kıdemliler arasına girdim. Artık öğrendiklerimi bu işi yapmak isteyen gençlere öğretmeye çalışıyorum. Her türlü antika avize, aplik ve şamdan gibi eşyaları birebir tamir ederek yeniden hayat veriyorum. Ayrıca antika bir avizeyi sıfırdan üretebiliyorum. Bazı müşterilerim ailelerinden miras kalan avizelerle yanıma geliyor. İlginç diyaloglar yaşanmıyor değil. Mesela iki kardeşe bir avize miras kalmış, bir türlü aralarında paylaşamamışlar. Bana geldiklerinde avizeyi ikiye bölüp, aslı gibi tamamlayıp geri verdim. Çok mutlu oldular. Hiç olmazsa aralarındaki kavga son buldu. Bizim işimiz geçmişten geleni günümüze ulaştırmak.”

‘İşim geçmişten  geleni günümüze ulaştırmak’


‘Değerini kaybetmez’

Antika avizeciliğin zamana yenik düşmeye başladığını anlatan Hüseyin usta, “Hatıra, antika avizeler eskisi kadar ilgi görmüyor. İnsanlar spot ürün veya apliklere yöneliyor. Ne olursa olsun iyi bir avize asla değerini kaybetmez. Antika bir avizenin değeri eski olması ile değil kullanılan bronzun özelliği ve üzerindeki el işçiliği ile ölçülür. Bize getirilen öyle antika avizeler oluyor ki, zamanla tamir görmüş, parçaları değişmiş ve değerinden çok şey kaybetmiş oluyor. Avize çok değerli bir eşya ve mutlak suretle tamirinin de iyi ustalar tarafından yapılması gerekiyor. İyi bir antika avizenin değeri 15-20 bin doları bulabiliyor” dedi.

‘Manço da müşterimdi’

Müşterileri arasında rahmetli Barış Manço, Hayri Kozakçıoğlu, Ediz Hun ve İmren Aykut gibi isimler olduğunu sözlerine ekleyen Hüseyin usta; “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve eski Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün isteğiyle Huber ve Çankaya Köşkü’ndeki avizelerin tamirlerini yaptım. Mısır Konsolosluğu ve Sakıp Sabancı Müzesi’nin avizelerinin tamir işini üstlenmiştim. Yeri geliyor bazen avize montajı için yurt dışına gidiyorum. New York ve Miami’de montaj işlerim oldu.

Katar emirlerinden biri de müşterilerim arasında. Kendi isteği üzerine 4.5 metre çapında 5 metre boyunda bir avize yaptık. Bu avizenin üzerinde 180 kilo avize taşı ve 50 kilo bronz kullandık. Toplamda bir ton ağırlığa yakın bir avize ortaya çıktı. Bu zamana kadar yaptığım en büyük ve en kıymetli eser diyebilirim” ifadelerini kullandı.