Siyaset ‘Korku gömleğini yırttık’

‘Korku gömleğini yırttık’

30.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin dün HaberTürk’te katıldığı programda şunları kaydetti:

‘Korku gömleğini yırttık’

RAYIŞIMIZI DİLE GETİRECEĞİZ: Maltepe’de güzel bir miting gerçekleştireceğiz. Adalet arayışımızı fabrikada, tarlada, sokakta dile getireceğiz. Bir ülkede adalet yara almışsa o ülkenin barışı sağlaması mümkün değil.
MEMNUN OLURUM: Bir kişi cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuşsa söylemlerine dikkat etmesi lazım. Sizin hakiminiz, savcınız var, alırsınız yargılarsınız. Bizim söylemlerimizle FETÖ’nün söylemlerini kıyaslayacaklarmış, çok memnun olurum. Bunu yapamazlar çünkü kendilerini açığa çıkarmış olurlar, kendi söylemleriyle FETÖ’nün söylemleri arasında paralellik var.
SİVİL DARBE: Kontrollü darbe, bilinen, önlenmeyen ve sonuçlarından yararlanılan darbe. Türkiye 20 Temmuz’da bir sivil darbenin içine girmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi oldu, hangi önlemleri alacaksınız, derhal çıkaralım dedik, hayır dediler. MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı, davet edildikleri halde TBMM’ye gelmiyorsa, bunun arkasındaki güç iktidardır. Bu savcı arkadaşımız bu girişimde bulundu diye elindeki 15 Temmuz dosyası elinden alındı. Hangi gerekçeyle kapatılıyor Adil Öksüz olayı? İki tane 15 Temmuz var, sokağın 15 Temmuz’u, sarayın 15 Temmuz’u. Halkın 15 Temmuz’unu hepimiz destekliyoruz, halk sokaklara çıktı, darbe önlendi.
TUZAĞA DÜŞMEDİK: İktidar partisinin sayısal çoğunlukları var isterse istediği vekilin dokunulmazlığını kaldırabilir ama referanduma hazırlık için anayasa değişikliği yapıldı, bu tuzağa düşmedik, Demokrasi için bedel ödemeye hazırız, kaldırsınlar dokunulmazlığımızı, mahkum olsak ne olur. Sıradan vatandaş bu kadar eziyet çekerken, hapse girip ‘Bu ülkede adalet yoktur’u anlatmamız gerekir. Niye Anayasa Mahkemesi karar almaz. Bir yargıç ‘Sarayı ürkütürüm, beni de hapse atar’ korkusuyla karar veremiyorsa o mahkeme mahkeme değildir.
PES YANİ: İşini geri isteyen iki eğitimci için Başbakan’a mektup yazdım, dikkatini çektim. Ölürlerse ne olacak? Anayasanın bana verdiği yürüme hakkını bile lütuf olarak takdim ediyorlar. Pes yani. Ya arkadaş sen kim oluyorsun, devlet misin? Ben yürürüm, yürürken suç işlediysem eyvallah, benim yürümemi nasıl lütuf olarak bana anlatırsın. Bunlar devleti yönettiği için devlet zaten bu halde.
PARTİ KİMLİĞİ YOK: Burada bir tane altı oklu CHP bayrağı yok, bu bir adalet yürüyüşü, 80 milyonu ilgilendiriyor. Adalet, kim tarafından arzu ediliyorsa bu yürüyüşe katılabilir, bir partinin genel başkanı olmaktan çok bir kişi olarak katılıyorum. Yazıcıoğlu’nun dosyası kapatıldı, adalet istiyorsan yürüyeceksin kardeşim. Bu yürüyüş, AKP’nin en çok oy aldığı bölgelerde yapılıyor.
MİTİNGDE AÇIKLAYACAĞIZ: İlke olarak bir partinin genel başkanının cumhurbaşkanı adayı olmasını doğru bulmuyorum. Oraya bir siyasal partinin genel başkanının getirilip oturtulmasını doğru bulmuyorum. Bu yürüyüşle toplum üzerine giydirilen korku gömleğini yırttık. Bu yürüyüşten sonra taleplerimiz olacak, mitingde açıklayacağız. (Akın Öztürk’ün eşi gelirse yürüyebilir mi? sorusu üzerine) Meclisi bombalayan pilotlardan birinin eşi genel merkeze geldi, kabul edilmedi. Bu yürüyüş kolunda provokatörler çıktı, onları bir şekliyle ayırdık.

Siyasi ayak niye çıkmıyor?

Niçin FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkmıyor? Bu bir FETÖ darbesi, darbecileri devletin uyarılarına rağmen oraya kim getirdi? Kalın bir dosyanın içinde ordudaki FETÖ örgütlenmesi tek tek yazılmıştır. Bu tespitlerin tamamı dönemin genelkurmay başkanına sunulmuştur. O dosya kapatılmıştır, hapistekiler tarafından. Tamamını devlet biliyordu. Hiç kimse birbirini kandırmasın. Bir ipte iki cambaz oynuyordu, biri düşecekti, biri düştü. İşin gerçeği budur. Siyasi ayak ortaya çıkmadan bu dava bitmez.

Haberin Devamı