Gündem ‘Ona kavuşacağım günü bekliyorum’

‘Ona kavuşacağım günü bekliyorum’

25.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz darbe girişiminde Saraçhane’deki İBB önünde çıkan olaylarda şehit olan Erkan Pala’nın annesi Muazzez Pala ‘Hiçbir şey beni teselli etmiyor, öleceğim günü bekliyorum’ diyor

‘Ona kavuşacağım  günü bekliyorum’

İstanbul Fatih’te yeşil ay yıldızlı bayrak asılı bir binanın önündeyiz. 15 Temmuz darbe girişiminde Saraçahne’deki İBB önünde çıkan olaylarda göğüsünden vurularak şehit olan Erkan Pala’nın annesi Muazzez Pala’yı ziyaret edeceğiz. Muazzez Hanım bizi kapıda kız kardeşiyle birlikte karşılıyor ve birbirimize sarılır sarılmaz gözyaşları sel oluyor.

‘Beraber büyüdük’

Bugüne dek ziyaret ettiğimiz evlerden daha farklı burası. Evin içinde şehit Erkan Pala’ya ait bir tane bile fotoğrafa rastlamıyoruz. Öğreniyoruz ki şehidin babası eşi Muazzez Hanım fotoğrafları görünce fenalaştığı için bir gün hepsini saklıyor. Oğlunun fotoğraflarına bakmaya dayanamıyor anne Muazzez Pala; “İçim kaldırmıyor. Her salı bana uğrardı, hâlâ gelecek diye bekliyorum” diyor.

Muazzez Hanım, 1964’te 16 yaşındayken dünyaya getiriyor Erkan Pala’yı. “Kendim çocuktum, Erkan’la beraber büyüdük. Erkan benim hem evladım, hem süt kardeşim, hem arkadaşımdı” diye anlatıyor. Söyleşimiz boyunca Muazzez Hanım’ın gözyaşları hiç dinmiyor, oğluna kavuşmak için öleceği günü beklemeye başladığını söylüyor. Belediye tarafından Pala ailesinin evinin yakınındaki durağa Şehit Erkan Pala’nın adı veriliyor. Muazzez Pala, “Evime vardığımda otobüsün içinde ‘Şehit Erkan Pala durağı’ sesini duyunca, durakta adını okuyunca yığılıp kalıyorum. Yüreğim kaldırmıyor. Lütfen durağın adını değiştirsinler” diyor.

Haberin Devamı

‘Dünya malında hiç gözü yoktu’

“Nasıl biriydi oğlunuz?” diye soruyorum Muazzez Hanım’a, oğlunun hayallerini anlatırken bir nebze de olsa ağlaması diner diye ancak başaramıyorum. Muazzez Pala hem ağlıyor hem anlatıyor; “Çocuğumun hayatı Kuran’dı. Haydarpaşa Medresesi Haydar Vakfı başkanıydı. Orada dersler verirdi. Gençlerin kötü yola sapmasını engeller onlara Kuran’ı sevdirirdi, Allah yoluna çağırırdı. Dünya malında hiç gözü yoktu. İki tane ayakkabı alıp kenara koymazdı. Önüne ne koyarsanız laf etmeden yerdi. Haberimiz olmadan birçok insana yardım etmiş. Halkçı biriydi. Milletinin içinde olmayı severdi. O yüzden şehitliğe vermedim, aile mezarlığımıza gömdük. Ailesini şehitlikle taçlandırdı. Kavuşacağım günü bekleyerek yaşıyorum.”