Sonbahar ayları kilo vermenin tam zamanı!

Yaz aylarında yaptığımız katı diyetlerden sonra Ramazan ayında oruç tuttuk. Ardından da Şeker Bayramımızı tatlı ve şekerli kutlayalım derken birden bire en güzel elbisemize, pantolonumuza giremedik, sığamadık... Eğer kilo aldıysanız sakın paniklemeyin! Kendinize uygun bir beslenme tarzı için ilk önce kendinizi tanıyın ve mutlaka beslenme uzmanlarından yardım alın...

Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi ile hem sıcakların yüksek olması, hem de öğün düzeni bozularak iki öğünlü beslenme tarzına geçilmesi, metabolizmamızın dengesini bozdu ve hatta yavaşlattı. Uzun süren açlıktan sonra, iftarda birdenbire ve hızlı yemek yeme ile sadece metabolizmamızda değil, sindirim sistemimizde reflü, gastrit, ülser, uykusuzluk, vücutta yağlanma, kan yağlarında artma, ödem, hazımsızlık, kabızlık gibi rahatsızlıklar meydana gelebilir. Şeker Bayramı’nda da ikramlar, tatlılar derken fazla enerji almadan bugünleri atlatamadık...

Haberin Devamı

Ara öğünler oluşturun!

Yaz ayları ve Ramazan’dan sonra sağlıklı ve günlük beslenmeye dönüldüğünde, hem aldığımız fazla enerjiyi harcamak, metabolizmamızı düzenlemek için gün boyunca bireye özgü uygun porsiyon ölçüleri ile 3 ana öğün ve 3 ara öğün düzenini öğün atlamadan sağlamak gerekir. İki-üç saat aralıklarla beslenme planı hazırlamak ve akşam yemeğini geç saatlere bırakmamakta fayda var. Ara öğünler; de taze ve kuru meyveler, süt veya süt ürünleri, tahıllı ekmek, peynir, diyet bisküvisi gibi besinlerden oluşturulmalı. Gün boyunca sebze ve meyve tüketimine özen gösterilerek, en az 5 porsiyon tüketilmesi öneriliyor.

Vitamin ve mineralleri unutmayın

Günlük gereksinimlermizi karşılayacak şekilde vitamin ve mineral alımı da önemlidir. Eğer yetersiz ve/veya dengesiz tüketim varsa uygun öneriler sunularak eksiklikler giderilmelidir. Özellikle A, E, C gibi antioksidant vitaminler ve B Vitaminleri ile niasin, folik asit gibi vitaminler, enerji oluşumda aktif rol almalarından dolayı çok önemlidir. B grubu vitaminler, metabolizmamızın çalışmasını sağlayan, etkin ve doğru enerji üretiminde görev alan enzimlerin yapısına katılmaktadırlar. Bu vitaminlerin eksikliğinde; yorgunluk, halsizlik, sinir ve sindirim sisteminde bozukluklar, kansızlık, vücut direncinin azalması, ödem gibi eksiklik belirtilerinin yanında enerji üretiminde bozukluklar meydana gelmektedir. Kısacası bu durum, enerji üretimine engel olunmakta ve metabolizmanın bozulmasıyla sonuçlanmakdır.

Haberin Devamı

Krom’un önemi

Aynı zamanda çinko, kalsiyum, potasyum, magnezyum, bakır, krom gibi minerallerin metabolizmamız üzerinde etkileri büyüktür. Örneğin minerallerden krom; enzim yapılarına katılmasının yanında insülin hormonunun (şekerin vücudumuzda kullanılmasını sağlayan hormon) çalışmasını etkileyerek, uyarmakta ve Glikoz Tolerans Faktörü’nün yapısına katılmaktadır. Yani karbonhidrat metabolizmasında; kandaki şeker seviyesinin dengelenmesiyle, glikozun etkin bir şekilde kullanılmasına ve buna bağlı olarak iştah kontrölüne yardımcı olmaktadır.

Yorgunluğunuzun nedeni yetersiz sıvı alımı olabilir!

Bunların yanında su ve sıvı tüketimine de dikkat edilmesi gerekir. Yeterli derecede su ve sıvı tüketilmemesi günlük hayata adaptasyonu zorlaştırarak; odaklanamama, baş ağrısı ve dönmesi, yorgunluk, sersemlik, deride kuruma, sıcaklık hissi ve sindirim sisteminde kabızlık gibi problemlere neden olabilmektedir. Bu tür durumların oluşmasını engellemek için günlük su ve sıvı tüketiminizin 8-12 su bardağı olmasına özen gösterilmelidir.

Haberin Devamı

Egzersizi yaşam tarzınız haline getirin

Düzenli yapılan fiziksel aktivite; fiziksel, ruhsal ve zihinsel sağlığı olumlu etkilemekte, azalan metabolizma hızının artmasını sağlamaktadır. Bu nedenle vücudunuza ve günlük hayatınıza uygun yürüyüş, yüzme, basketbol, voleybol gibi sporların seçiminin yanında yanında araba yıkama, bisiklete binme, bahçe işleri, merdiven kullanma gibi aktiviteler de hayatınıza eklemeyi unutmayız...

Sadece bu tedbirleri tedbirleri uygulamak yetmez...Bunların yanında daha az enerji almanızı sağlayacak önerilerden de yardım almak gerekir... Öğün atlamayın; kahvaltı yapmadan güne başlamak, metabolizmayı yavaşlatır. Az az ve sık sık beslenin ki, gün boyunca aktif olduğumuz zaman diliminde enerji ihtiyaçları doğru karşılayarak, doğru enerji tüketimi ile kolay kilo kontrolü sağlayın. Ekmeğiniz kepekli, çok tahıllı, çavdarlı ve/veya tam buğday olursa posa alımınıza katkı sağlar. Her öğünde salata ve sebze yemeği bulundurmaya özen gösteriniz. Etli ve kıymalı sebze yemeklerini etin yağıyla pişirin, yağ ilave etmeden daha az enerji almış olursunuz. Besinleri kızartmak yerine ızgarada, fırında, buğulama veya haşlama yöntemi pişirin. Meyve ve sebzelerinizi tüketirken kabuklarını eğer mümkünse soymayından tüketin. Kalsiyum alımına özen gösterin ve yetişkinler için günlük süt ve süt ürünleri tüketimi en az 2,5 su bardağı (500 ml) olmalıdır. Tatlı tüketecekseniz bile sütlü ve meyveli tatlıları tercih ediniz. Basit şeker ve tuz alımınızı kontrol altına alın ve günlük miktarlarını azaltınız.

Mucize diyetlere kanmayın!

Ve en önemlisi moda, ekmeksiz, tek besin gibi hızlı kilo verdiren ve aç bırakan diyetlere kanmayın ve hemen uygulamaya kalkışmayın... Bu diyetler hem size özgü hazırlanmadığı gibi, hemde enerji ve besin öğeleri açısından özellikle sizin ihtiyaçlarınızı karşılama ihtimali uygun olmadığı için lütfen hayatınızı tehlikeye atmayın... Çünkü siz değerlisiniz...