Vücut direncimizi koruyan mekanizmalar...

Vücudu zararlı maddelerden arındırmaya çalışan ve hücrelerimizi koruyan mekanizmaya antioksidan mekanizması denir. Antioksidan maddeler; hem vücutta (enzimler ve diğer maddeler) bulunmaktadır hem de dışarıdan aldığımız besinlerden karşılanmaktadır.

Haberin Devamı

Her hücremizde antioksidan bulunmaktadır ama özellikle karaciğer bu konuda tüm yönetimi ele almıştır. Detoksifikasyon merkezi olarak da karaciğer gösterebilir. Detoksifikasyon da vücudu zararlı maddelerden arındırma işlemidir.
En iyi detoks yöntemini öğrenmek için tıklayın!

Besinler, üretim safhasından başlayarak, mutfağımıza gelene kadar birçok işlemden geçer ve belirli oranlarda toksin (zararlı maddeler) alırlar. Özellikle tarımsal ilaçların kullanılması, havadan, sudan, topraktan gelebilecek zararlı maddeler, saflaştırma- koruma amacıyla koruyucu madde katılması, boyama gibi işlemler de düşünülürse besinlerin bir miktar toksin içerdiği ortaya çıkmaktadır.

Vücudumuz da günlük işlevlerini gerçekleştirirken toksin üretir. Vücuda gerekli olan enerji üretilirken serbest radikaller denilen ve vücutta istenmeyen maddeler oluşur. Bunlar vücuttan uzaklaştırılamazsa; kanser, kalp hastalıkları, erken yaşlanma, artrit gibi riskleri artırmaktadır. Bunların yanında baş ağrıları, halsizlik, yorgunluk gibi günlük olarak sürekli şikayet ettiğimiz rahatsızlıkların da nedeni olabilmektedir. Özellikle bu aylarda yoğun yaşanan gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların da artış sebeplerinden biri vücut direncinin düşük olmasıdır.

Toksinleri vücuttan uzaklaştıran başlıca organımız karaciğerdir. Bu maddeler böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılabilmektedir. Sağlıklı bir vücut belli düzeydeki toksinleri vücuttan rahatlıkla uzaklaştırabilir. Fakat vücutta fazla miktarda toksin varsa bu denge bozulur. Toksinler hücrelerin içinde birikmeye başlar ve onların çalışmalarını engeller. Günlük işlevini tam yapamaz duruma gelen vücut, gerekli enerjiyi üretemediğinden yorgunluk, halsizlik, konsantrasyon güçlükleri gibi istenmeyen durumlarla karşılaşılır.

Bu maddelerin vücutta birikmesini önlemek ve vücuttan uzaklaştırılmasını sağlamak için vitamin ve minerallere ihtiyacımız vardır. Antioksidan vitamin olarak bilinen A, C ve E vitaminleri yanında, özellikle çinko ve selenyum mineralleri de serbest radikal olarak adlandırdığımız bileşikleri vücuttan uzaklaştırmada görev almaktadır. Antioksidan kapasitesi en yüksek olan alfa tokoferoldür. Hücrelerin yapısında bulunan yağ asitlerinin yapılarının bozulmasını önler böylece hücrenin sağlam kalmasını sağlar.

Antioksidanlar ile zararlı maddeleri vücudunuzdan atın!

Organizmamız kompleks bir yapıdadır ve çok çeşitli ihtiyaçları vardır. Vücudun ihtiyacı olan vitamin ve minerallerin hepsi birbirinden etkilenmekte ve böylece düzenli bir şekilde çalışmaktadır.
Her zaman sloganımız; sağlıklı ve dengeli beslenmenin öğrenilip, uygulanabilmesidir. Gün içerisinde ortalama 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi vitamin ve mineral ihtiyacımızın karşılanması açısından önemlidir. Bunun yanında yeterli miktarda et, süt, tahıl grubu besinlerin tüketimi de çok önemlidir.

Hücreleri zarar görmekten koruyan C vitamini yetersizliğinde çeşitli bağışıklık sistemlerinin bozulduğu görülmüştür. Ayrıca C vitamini, sigaranın akciğerlerdeki lenfositlere vereceği zararı önler. B6 vitamini bağışıklık ve sinir sistemlerinin düzenli çalışmasına yardım eder,
Folik asit vücudu savunmak için savaşan alyuvarların yapımında görev alır.
Minerallerden çinkonun, bağışıklığı güçlü tutmada önemli rolü vardır. Vücutta enfeksiyon olduğu zaman bağışıklık hücrelerinin çoğalması ve hücreleri harekete geçiren kimyasal maddelerin salgılanması için çinkoya gereksinim duyarız. Aynı şekilde demir, bakır ve selenyum da bağışıklık sisteminin iyi çalışması için gereklidir. Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak bize aşağıdaki avantajları sağlayacaktır:

•?Soğuk algınlığı, nezle ve diğer enfeksiyonlara yakalanma olasılığını azaltacaktır. Özellikle savunma hücreleri henüz tam gelişmeyen bebeklerin, mikrop taşıyan diğer çocuklarla temasın fazla olduğu okul çağındaki çocukların ve bağışıklık azalmaya başladığı için yaşlıların enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskini azaltacaktır.
•?Kanser hücrelerinin yok edilmesini en yüksek seviyeye çıkaracaktır.
•?Canlılığı azaltan toksit kimyasalların birikmesini önleyerek enerji düzeylerini artıracaktır.
•?Vücudu çevredeki radyasyon ve kirlerden koruyacaktır.
•?Yaşlanma sürecini yavaşlatacaktır.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için tıklayın!