A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Galatasaray’daki beklenmedik ve bir o kadar da devrim benzeri yönetim değişikliğinin güzel tarafı başkan Cengiz’in yapıcı, saygılı ve sağduyulu açıklamaları. Umarım başkan, diğerleri gibi güç zehirlenmesine maruz kalmaz ve bu tutumunu değiştirmez.

Bu olumlu taraf ile birlikte yeni yönetimin bir de ilgi çekici tarafı var o da Abdurrahim Albayrak’ın bir kez daha göreve gelmesi. Hayata sıfırdan değil, eksiden başlamış, karşılaştığı her zorluğu, kelimenin tam anlamıyla tırnaklarıyla kazıyarak aşmış bir adamın bugün 100.000 kişiye istihdam sağlayan büyük bir iş adamı olması, üstüne üstlük bunu yaparken de modern yaşamın vazgeçilmezi olarak düşünülen “tahsil”in kenarından bile geçmemesi Albayrak’ın hayatını tam bir başarı öyküsü haline getiriyor.

Haberin Devamı

Albayrak’ın bu önemli özellikleri onun Galatasaray sevgisi ile birleşince onu önce sarı kırmızılıların 2000’lerin ilk yıllarında, sonra da 2014’teki Yarsuvat dönemlerinde iş başında gördük. Nitekim Albayrak’ın bu iki dönemde de takımın başarısında önemli bir rol oynaması, kendisini Cengiz’in listesine üst sıralardan dâhil etti ve Rizeli iş adamı, Galatasaray yönetimine üçüncü kez girmeyi başardı.

Çoğu işte olduğu gibi, bu işte de madalyonun diğer tarafı var. Zira Albayrak’ın Galatasaray yönetimine tekrar tekrar ve bundan da önemlisi hep zor zamanlarda girmesi, kendi başarı zincirinde ne büyük bir halka ise, bu ülkenin en büyük takımlarından birinin onun dışında bir alternatifi olmaması da futbolumuz için o kadar düşündürücü.

Hep Avrupa diyoruz ya, orada bu tür önemli görevler için paradan daha farklı ölçütler aranıyor; sporculuk, yurt dışı tecrübesi, dünya futbolunu takip, insan ilişkileri üzerine mürekkep yalamak vs. Bunlar eksik kalınca da o imrendiğimiz kurumsallık, uzun dönemlik başarılar, dünya kulübü olma gibi hedefler slogandan öteye geçemiyor.