Ligin en iyi hücum eden takımı ile en formda takımının maçında futbol adına güzellikler yaşamayı umduk. Bu maçın adı, son yıllarda hep güzel seyreden Fenerbahçe-Beşiktaş olunca bu beklentimiz bir kat daha arttı fakat tabiri caizse dağ fare doğurdu.
Cenk veya Ebubekir mi yoksa Sov veya Robin Fan Persi mi diye beklerken Mehmet Topal ve Atiba maçın yıldızları oldu. İki takım da kaleyi bulan tek şut dahi bulamadan maçı bitirdi, kalelerde yedek değil U16 kalecileri de olsa sonuç değişmezdi.
Fenerbahçe
Fenerbahçe’nin etkisizliğinin nedeni Şeşu’nun son iki haftadaki formundan uzak olması ve on numara pozisyonunda oynayan Alper’e bu gömleğin yarım beden büyük gelmesiydi. Hem ilk yarıda hem de ikinci yarıda Alper bazı paslarda daha ölçülü olabilse arkadaşlarını çok net gol pozisyonlarına sokabilirdi. Sov’dan kanat oyuncusu olarak çok iyi bir oyun beklemek zaten iyimserlik ve yeterince beslenemediği için Fan Persi de etkisiz göründü. Bu şartlar altında Lens’in daha önce oyuna dâhil edilmesi hatta Sov’un santrafora çekilerek 4-4-1-1’e dönülmesi kilitli oyunu açmak için Advokaat’ın başvuracağı hamleler olabilirdi fakat Hollandalı teknik adam bu alternatiflerden sadece ilkini değerlendirdi, o da son on beş dakikada.
Fenerbahçe, derbiden istediğini çıkaramadı fakat kabul etmek gerek ki sarı lacivertlilerin sezon başındaki durumu ile bugünkü görüntüsü arasında çok büyük bir fark var. Sezon başında Fenerbahçe taraftarları neredeyse sezondan umudunu kesme noktasına gelmişken bugün şampiyonluk hedefinden gayet iddialı bahsedebiliyor. Zira takımın dağınık ve çaresiz görüntüsü özellikle son bir ayda yerini daha organize, ne yaptığını bilen ve sonuç alabilen bir takıma bıraktı. Fenerbahçe artık hemen hemen tam kapasite ile oynuyor fakat bu performans mücadele edilen kulvarlar için yeterli değil. Daha iyi olmak için takım uyumu bozulmadan, başta ideal bir oyun kurucu olmak üzere, beklere ve kanada takviye yapılması ve bu şekilde kadro gücünün artırılması gerek.
Beşiktaş
Şenol Güneş’in hem on biri hem de maç içindeki kararları onun Kadıköy’den çıkaracağı bir puana çoktan razı olduğunu gösterdi. Atiba, stoperler ve Gökhan Gönül başarılı oyunlarıyla rakibe pozisyon şansı verilmezken başta Oğuzhan olmak üzere Tolgay, Kuarezma ve Kerim’in etkisiz performansları aynı durumu rakip için de geçerli kıldı. Siyah beyazlıların aklının biraz Kiev’de olduğu, Kadıköy atmosferinin zorluğu ve ortaya koyulan etkisiz performans düşünüldüğünde alınan bir puan başarı olarak değerlendirilebilir.
Kerim Fray tercihi maçtan önce çok konuşuldu ve eleştirildi. Fakat bundan daha önemlisi siyah beyazlı on birlerde birçok oyuncunun oynayıp oynamayacağının sadece maçlardan bir saat önce öğrenilmesi. Beşiktaş, ligin kadrosu en güçlü ve geçen senenin şampiyonu olarak temelleri en sağlam takımı. Ancak Şenol Güneş’in oyuncuların bölgeleri konusunda daha net kararlar vermesi ve değişikliklerden mümkün mertebe uzak durarak sadece taraftarların değil futbolcularının da kafasını daha net hale getirmesi gerek. Cenk, Ebubekir, Tolgay veya Gökhan İnler’in oynayacaklarını önceden bilmeleri bu oyuncuların performansını artıracaktır.
Beşiktaş hafta içi Kiev’de sadece çok önemli değil, tarihi bir maça çıkacak. Hava çok soğuk olacak ve belki de saha şartları rakipten daha çok zorlayacak siyah beyazlıları. İşin başka hesaplara kalmaması için galibiyet şart ama hiç kolay değil. Bunun için Fenerbahçe maçındaki savunma anlayışının korunup, hücumda çok daha etkili olunması şart. Kuarezma’nın mutlaka çok iyi oynaması, Ebubekir’in de Cenk ile birlikte sahada olması gerek, en azından son 45 dakika. Takımların gruptaki durumları nedeniyle bu maç ile Benfika-Napoli maçı neredeyse tek maç gibi oynanacak, üç teknik adam da sadece kendi takımının değil rakiplerinin oynadığı maçtaki gelişmelere göre hareket edecek ve muhtemelen gece yarısına doğru heyecan dolu anlar yaşanacak. Şans siyah beyazlıların yanında olsun, zira buna ihtiyaçları olacak.
