A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Derbinin normal süresi tamamlandığında iki takım taraftarının akıllarında da çok başka düşünceler vardı ama De Souza’nın uzatma dakikalarındaki golü bu düşüncelerdeki mutluluk payını tamamen Fenerbahçelilere transfer ederken sarı kırmızılılara teselli dahi bırakmadı.

Fenerbahçe

Dik Advokaat maçtan önce “bu maçlar her şeyden önce itibar mücadelesidir” dedi ama Fenerbahçe derbide pek de itibar kazanacak bir oyun sergileyemedi. Oyun kurmakta çok zorlanan, maç boyunca sadece 166 kez paslaşan ve topa sahip olma oranı yüzde 32’de kalan sarı lacivertliler, üç puana ulaştı ulaşmasına da itibar konusu tartışmaya çok açık.

Haberin Devamı

Advokaat’ın öğrencilerini sahaya bir puan için sürdüğünü sanmıyorum. Fakat Lens’in şaşırtıcı, Alper’in de şaşırtıcı olmayan tutuklukları hücumda sarı lacivertlilerin elini kolunu bağlayınca Hollandalı teknik adam golsüz devam eden oyundan hiç de şikâyetçi olmadı. Onun artık tek dileği bir şekilde gol bulmaktı ve bu dilek uzatma dakikalarında gerçekleşti.

Fakat Fenerbahçe’nin dilemekten daha fazlasını yapmaya ihtiyacı var. 86. dakikaya kadar rakip kaleye şut çekme kaydına muvaffak olamayan, maç boyunca köşe vuruşu kazanamayan bir Fenerbahçe’yi çok uzun zamandır kimse izlememişti. Bu durum sarı lacivertlilerin gol için B planları olmadığını gösterirken A planının varlığından dahi şüphe ettirdi. Aynı şekilde maçta hiçbir varlık gösteremeyen Şeşu’nun yerine giren Volkan’ın da aynı kaderi paylaşması sorunun sadece bireysel olmadığını gösterdi.

Sarı lacivertlilerin TT Arena’da yaptıkları tek iyi iş savunma oldu. Stoperlerin uyum ve dikkati, savunmacı orta saha oyuncularının desteğiyle birleşince rakibe ne göbekten ne de onca köşe vuruşu veya ortaya karşın kanatlardan pozisyon verildi. Hatta golün de yine bir bekin ortası –bu arada aynı bek maçın başında kaptırdığı bir topla çok net bir pozisyona neden olmuştu- ve savunmacı orta sahanın vuruşu ile geldiği dikkate alındığında Fenerbahçe’nin maçı savunmasıyla kazandığını söylemek yanlış olmaz.

Bu golle Fenerbahçe beraberliğe dünden razı olduğu derbiden 6 puan çıkarmayı başardı ve ligde yeniden bir hedef edindi. Fakat derbiden çıkan, iyi oyun değil sadece puanlar olduğu için derbi galibiyetinin kötü oyunu kamufle edip hataları gözlerden uzaklaştırmasına izin verilmemeli.

Haberin Devamı

Galatasaray

Hücum etme kabiliyeti neredeyse sıfıra düşmüş Fenerbahçe karşısında beklenti Galatasaray’ın tehlikeli ataklar geliştirmesiydi ama sarı kırmızılıların topa fazla sahip olup oyunu rakip yarı sahaya yıkmalarından Fenerbahçe’nin savunmadaki başarısını çıkarınca geriye sonuçsuz kalan birkaç şut dışında bir şey kalmadı.

Tudor ne olursa olsun bu seneden sorumlu tutulmayacak ama bu şekilde kötü bir karneyi ne kendisi, ne yönetim ne de taraftar bekliyordu ve artık kayıplar bu sezonu aşıp önümüzdeki senenin kredisinden götürmeye başladı. Onun uzun vadede iyi bir teknik direktör olması zor zira iyi bir futbolcuydu ve kısa vadede de Galatasaray’da çok kısa zamanda köklü değişiklikler yapmak istemesi bugünkü kötü durumun nedeni oldu.

Galatasaray derbide avantajlı taraftı. Avantaj sadece saha ve seyirci değil kadrodaki oyunculardan da kaynaklanıyordu. İki on biri yan yana koyup içler dışlar çarpımı yaptığınızda diğer oyuncular üç aşağı beş yukarı birbirlerini götürürken geriye Snayder kalıyordu. Fakat son zamanlarda formasını ve ritmini kaybeden Hollandalı sahada varlık gösteremeyince sarı kırmızılıların kağıt üzerindeki avantajı sahaya yansımadı.

Haberin Devamı

Snayder’in kaybolmasının yanı sıra, Bruma’nın oyundan alınması, Yasin’deki form düşüklüğü ve hâlâ Sabri’nin takımı adına sahanın en iyisi olması söz konusuyken Galatasaray adına derbiyi Tudor’un dediği gibi “iyi oynadık ama şanssızdık” ile geçiştirmek doğru olmaz. Eğer Sarı kırmızılılar yeterince iyi olsaydı sonuç böyle olmazdı ve yine Tudor’un dediği gibi bu oyunun kalan maçlarda üç puan için yeterli olacağı konusunda şüpheliyim.