A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu sene Fenerbahçe ve özellikle Aykut Kocaman ile ilgili artık kendimi tekrar etme noktasına geldim. Fenerbahçe değişmedikçe yazılanlar da değişmiyor. O nedenle çok istisnai bir durum olmadıkça bu yazı bu konudaki son olsun.

Sezonun ilk maçında Göztepe’nin ilk atağı gol oldu.

Sonra Trabzonspor’un ilk atağı, Başakşehir’in ilk atağı, Kayserispor’un ilk organize atağı ve nihayet dün Akhisarspor’un ilk atağı yine gol oldu.

Bu durumu iki şekilde açıklayabilirsiniz; şanssızlık veya sürekli aynı sonucu veren temel bir yanlış.

Haberin Devamı

Aykut Kocaman maalesef ta en başından beri ilk ve en kolay seçeneği seçti; “şanssızlık” dedi, peşine de soyadı gibi kocaman bir “anlayamıyorum” ekledi.

Fenerbahçe gibi büyük bir takımın gol yemesi diğerlerine göre daha zordur; kendi evinde ise bu zorluk iki katına çıkar. Fakat tüm bu zorluklara karşın bu kadar “şanssız” goller yiyorsanız ortada çok temel bir yanlış var demektir.

Teşhis olmayınca tedavi olanaksız hale geliyor.

Aykut Kocaman, daha sezonun ilk haftalarında belirtilerini gösteren hastalığa doğru teşhis koyamadı. Hastayken iyiymiş gibi davranmaya devam etti, bir ara gerçekten iyi gibi göründü ama son iki haftada neredeyse elden ayaktan düştü.

İşin somut tarafı zaten herkesçe malum. Teoride bu kadar savunmacı olup, pratikte ise kalede bu kadar çok gol görmek, aslında savunamadığınızı gösteriyor. Fenerbahçe taraftarı bu gereksiz ve faydasız temkinden o kadar bıktı ki, Topal - Josef ikilisini bu yazıda dahi yan yana görmek istemiyor.

Bu sezon hemen hemen hiçbir maçta Fenerbahçe’nin on biri anlaşılamadı; tıpkı, son Beşiktaş maçında takımın belki de en etkili oyuncusu olan Mehmet Ekici’nin dün kenarda olmasının anlaşılamadığı gibi veya Soldado’nun.

Fenerbahçe’nin kadrosunun Türkiye’nin en iyisi olduğu gibi bir iddiam yok ama takım performansı kapasitenin çok altında ve bu yüzden sıra teknik adamdan futbolculara bir türlü gelmiyor.

Aykut Kocaman futbolcuyken çok aklı başında, söylediği dinlenen, kendisine saygı duyulan bir adamdı, şimdilerde ise garip sözcüklerle garip açıklamalar yapan, hakemler hakkında çok konuşan, tutucu ve kendisine duyulan saygıyı yitirme noktasına gelen bir adama dönüştü. Bu dönüşümün nedenini herkes kendine göre açıklayabilir ama keskin sirkenin küpüne zarar vermesi gibi ki bu olumsuza dönüşüm Fenerbahçe’ye hiç fayda sağlamıyor.

Haberin Devamı

can.nizamoglu@gmail.com