Hiçbir futbolcu hiçbir takımdan büyük değil; amenna. Fakat bu durum bazı futbolcuların özel olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Biz “Snayder Galatasaray’dan veya Aleks Fenerbahçe’den büyük değil” deyip işin içinden çıkıyoruz ama mesele aslında o kadar kolay değil.
Aleks’i şimdilik bir kenara bırakalım, konu Snayder. Fakat çok isterseniz yazıyı Aleks ve Fenerbahçe olarak da pekâlâ okuyabilirsiniz; anlam kaybolmayacaktır.
Snayder lütfedip Galatasaray’a, daha doğrusu ülkemize gelmiş. Burada lütuf kelimesi size çok gelmesin. Apoletinde Hollanda, İtalya, İspanya lig şampiyonlukları, bir dolu lig kupası, Fifa Kulüpler Kupası ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu olan bir futbolcunun Türkiye’ye gelmesi kesinlikle bir lütuftur. “E efendim parasıyla değil mi?” Değil! Bu futbolcuları getirmeye paramız yetmez normalde. Ancak bir proje, onlar için farklı bir motivasyon, amaç olursa gelirler. Dertleri para olsa gidecekleri en yakın yer 4.000 km ötede.
Tabi eğer ki Snayder ayarında bir futbolcu buraya gelip de elini sıcak sudan soğuk suya koymaz, içinde bulunduğu fildişi kulelerden inmez ve sonuçta aldığı parayı hak etmezse (örnek RvP) o zaman işin farklı bir renginden bahsedebilirsiniz. Fakat konu Snayder gibi takımına şampiyonluklar kazandıran, Avrupa’daki başarıda başrol oynayan ve son dönemde takımla birlikte biraz düşse de oynadığı sürece takımın beyni olma özelliğini hiç kaybetmeyen bir oyuncu ise onun aldığı parayı hiç dert etmez, onu el üstünde tutarsınız.
Gelin görün ki bu Snayder teknik direktör kendisini istemediği için takımdan gönderildi. Teknik direktör kim? Tudor… Burada yine idealist bir yaklaşımla “kim olduğu önemli değil, Tudor Galatasaray’ın teknik direktörüdür” diyebilirsiniz ama bu noktada da işler öyle gitmiyor. Zira Tudor Galatasaray’ın önümüzdeki on yılının yegâne teknik direktörü olmadığı gibi bana kalırsa onun bu sezonu tamamlaması bile şüpheli. O zaman, tabiri caizse “dünkü” Tudor için “yılların” Snayder’i neden feda ediliyor? Yarın Tudor ile de yollar ayrılıp elde ne Snayder ne de Tudor kalınca bu işin kazananı kim olacak?
Sözün özü, hiçbir futbol aklı bir Türk takımından Snayder’i göndermez; hele bedava hiç göndermez. Snayder disiplinsiz mi davranıyor, teknik direktörünün dediklerini yapmıyor mu, takımda çete mi oluşturuyor, o zaman çekilir kenara konuşulur; kazanılmaya çalışılır, bu kadar kolay kaybedilmez. Fakat korkarım onun gidişi için bu sayılanlar sadece mazeret. Eğer kendisine yılda 5,5 milyon avro ödenmek zorunda olunmasa muhtemelen Snayder gönderilmeyecekti ki bu da asla kabul edilebilir bir neden değil. Zira giden Snayder’in yerini doldurmak için ona verilecek olandan daha fazlası harcandı ve yenilerin onun yerini ne kadar doldurabileceğini zaman gösterecek.
Aslında Galatasaray yönetimi bu yaptığı işin yanlışlığını Snayder’in sözleşme feshine koyduğu “Türkiye’de başka bir takıma giderse tazminat öder” maddesi ile itiraf etmiş oldu. –Bu arada yeri gelmişken bu tür eski futbolcuyu sınırlayıcı maddeler bana hukuk dışı geliyor.- Dursun Özbek yönetimine so rulacak çok soru olduğunu biliyorum ama şimdi kimse bunu da sormayacak mı: “eğer Snayder bu kadar değerliyse neden onu takımdan kovdunuz veya değerli değilse neden başka takıma gitmesinden bu kadar çekiniyorsunuz?”
