Dünya AB’den 3 milyar euro’luk onay

AB’den 3 milyar euro’luk onay

15.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Türkiye ile ilişkilerinde soğukluk yaşayan Avrupa Birliği, Suriyeli sığınmacıları desteklemek üzere Türkiye’ye 3 milyar euro’luk ek kaynak sağlayarak, Ankara ile diyaloğun pekiştirilmesi amacıyla yeni bir adım attı

AB’den 3 milyar euro’luk onay

AB’den 3 milyar euro’luk onay
Avrupa Birliği (AB), mültecilere yardım kapsamında Türkiye’ye 3 milyar euro’luk ek mali kaynak sağlamayı kararlaştırarak, bir süredir soğukluk yaşadığı Ankara ile siyasi diyaloğu pekiştirme niyetini göstermiş oldu.

Haberin Devamı

26 mart tarihinde Bulgaristan’ın Varna kentinde yapılacak AB-Türkiye zirvesi öncesinde, siyasi konularda Ankara ile işbirliğini kapsamlı bir şekilde genişletme niyetinde olduğunun sinyalini veren Brüksel, bunu, mali açılardan Türkiye’ye verdiği sözleri yerine getirerek de göstermeye çalışıyor. Nitekim, Avrupa Komisyonu’nun İçişleri ve Göçten Sorumlu Üyesi Dimitri Avramopoulos, Türkiye’ye 18 Mart mutabakatı çerçevesinde 3 milyar euro’luk ek mali yardımın kararlaştırıldığını açıkladı. Avramopoulos, “AB, sözüne uygun davrandı. AB Komisyonu, Türkiye’deki sığınmacılara yönelik fonun ikinci üç milyar euro’lu dilimini harekete geçiriyor” derken, ilave dilimin 1 milyar euro’sunun AB bütçesinden, 2 milyar euro’luk bölümün de üye ülkelerce sağlanacağını hatırlattı.

Haberin Devamı

Sayıştay karşı!

Bununla birlikte söz konusu açıklamanın yapıldığı gün, AB Sayıştayı’nın Türkiye raporu da yayımlandı. Söz konusu raporda, Türkiye’nin AB’den gelen mali yardımları hazmetme kapasitesinin düşük olduğuna dikkat çekilerek, Avrupa Komisyonu’nun, Türkiye’ye aktarmış olduğu fonların iyi kullanılmadığı ifade ediliyordu.

Dimitri Avramopoulos’a bu soru yöneltildiğinde ise, geçmişte Türkiye’nin AB fonlarını kullanma oranı konusunda sorunlar yaşandığını ancak Avrupa Komisyonu olarak fonların kullanılma yöntemini 2017 yılında değiştirdiklerini, söz konusu fonların artık temel hak ve özgürlükler alanına yoğunlaştırıldığını, çok etkin bir şekilde kullanıldığına işaret etti. Bu sayede AB Sayıştayı raporunda yer alan eleştirileri de, ivedilikle etkisiz hale getirmiş oldu.

Avramopoulos, AB’nin Türkiye ile başta yasadışı göç olmak üzere bir çok alanda işbirliği yapmak istediğini de vurguladı. AB’nin Türkiye ile mülteciler konusunda ortak çalışmalarını “kilit derece önemli bir işbirliği” olarak niteleyen Avramopoulos, AB ile Türkiye arasındaki yakınlaşma sürecinin de “uzun soluklu, kapsamlı bir yaklaşma” olduğunu kaydetti. Bir başka deyişle, AB, Türkiye’de yaşanan ve zaman zaman AB kamuoyunun bir bölümünün tepkisine neden olan bazı sorunları göz ardı etmiyor. Zira Türkiye de, temel hak ve özgürlükler alanında bazı sorunların bulunduğunu inkar etmiyor.

Haberin Devamı

Diyalog isteniyor

Ancak Brüksel ile Ankara, sorunlarını diyalog yoluyla ve yapıcı bir şekilde çözmek istiyor. Bunun en somut örneği de, Türkiye’nin “münhasır bölge” olarak kabul ettiği bir alanda İtalyan ENI şirketine ait “Saipem 12000” gemisinin doğal gaz arama çalışmalarına yönelik teşebbüsünde ortaya çıkan gerilim sonrası yaşandı. Dışişleri Bakanlığı, Deniz Havacılık Genel Müdürü Büyükelçi Burak Özügergin başkanlığındaki bir heyeti Brüksel’e göndererek Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz rezervleri konusnuda Türkiye’nin tutumunu, bunun uluslararasu hukuka uygunluğunu ve krizin ne şekilde çözüme kavuşabileceğine yönelik Ankara’nın görüşlerini aktardı.

ABD ile gerek İran, Kudüs’ün statüsü, serbest ticaret gibi konularda derin görüş ayrılığına sahip olan AB’nin, Türkiye ile bu konulardaki görüşbirliği de dikkat çekici. AB, bu süreci iyi değerlendirme niyetinde. Ankara’dan bu birlikteliği pekiştirecek bir yol haritası gelmesi, Varna’da samimi ve yapıcı atmosfer sağlanması, uçarı görünen AB-Türkiye ilişkilerinin zeminini sağlamlaştırabilir.