17.05.2018 - 00:05 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Şampiyona yakışır bir futbol kalitesi Kayseri’de. Birinci sınıf pas akışı, onun kadar iyi final pasları ve bitirici son dokunuşlar. Bütünüyle bir takım olgusunu izleyene adeta sindire sindire özümsetiyorlar. İyi yönetilen bir kulüp. Huzurlu, kaygıdan uzak. Salt futbola odaklanan oyuncular. Bu takımın üyesi olmaktan mutlu insanlar. Kayseri maçının bitimindeki söyleşide Selezynov duygularını dile getirirken mutluluğunu tanımlayacak sözcükleri tekrarlaya tekrarlaya, üstüne basarak vurguluyor, “Ben Akhisar’da tekrar gerçek futbolcu kişiliğime büründüm.” Ne güzel. Futbolcuların mutlu halleri, gelişen aidiyet duyguları, yönetimin profesyonellere gösterdikleri çabalar. Düşünün ki kaç yıl Manisa’ya taşınarak o koşullarda Süper Lig’e tutundular. Ve de kupa şampiyonluğu o muhteşem stada öyle yakıştı öyle harika bir zamanlama ki evet Teleset Mobilya Akhisar’ın bütün birimleri için söylenecek çok övgü sözü var. Bütün hepsi bu övgüleri hak ediyorlar. Bir kez daha teşekkürler bir kez daha tebrikler...
Fatih Tanfer: Akhisarspor, tarihine geçen Türkiye Kupası Şampiyonluğu sonrası ligde kalmayı garantileyemediği için kupa finaliyle Kayserispor maçı arasındaki geçen sürenin kabus gibi olduğuna inanıyorum. Böylesi güçlü Akhisarspor’un, ligde kalabilmesi için Kayseri’den en az bir puan alması gerekiyordu. Aksi takdirde Osmanlıspor ile evinde tam bir final oynayacaktı. İkili averajla da Osmanlıspor öndeydi. Neyse o sıkıntılı süreç Kayseri’de alınan 3 puanla sevince dönüştü. Aslında Akhisar’ın doğru yönetilen, doğru teknik adam ve gücünü sahaya yansıtan futbolcularıyla sevinmek hep hakkıydı. Bu büyük başarının alkışlanması Akhisar’ın hakkının verilmesidir. Kayserispor maçına gelince akıllı bir planla oynadı. Kayserispor ilk yarıda Akhisar alanına yerleşti. Elbette 4 gün önce oynanan final maçının yorgunluğunun rolü de vardı. Ancak kalesini disiplinli savundu. Takım halinde beraber hareket ettiler. Sahanın her yerinde vardılar. Okan Hoca rakibini iyi analiz etmişti. Elbette böyle olunca maç boyunca düşmeyen bir tempo ve heyecan vardı. Akhisarspor ikinci yarıda daha iyi oynadı. Golleri bulduktan sonra rahatladı. Selezynov örnediğinde olduğu gibi doğru transferlerin bir takıma pozitif etkisi olduğunu hep birikte gördük. Savunma görevini doğru yaptı. Kısacası aldığı 3 puanla herkese derin bir ohh çektirdi. (Bu arada bizde çektik. Türkiye Kupası finalinden sonra bile methettiğiniz Akhisar’ın lig sonundaki durumunu görün diyenler de umarım seslerini kesmişlerdir.)
Mehmet Demirtaş: Akhisarspor bu sezon belki de tarihinin en stresli sezonunu yaşadı. Bir tarafta Türkiye Kupası diğer tarafta ligde kalma mücadelesi verdi. Önce Fenerbahçe’yi yendi ve kupayı evine götürdü. Sevincinin kursağında kalmaması adına kutlamaları bile erteledi ve hayati önem taşıyan Kayserispor karşılaşmasına odaklandı. Akhisar, Kayseri deplasmanında etkili futbolu ile usta golcüsü Selezynov ve Soner’in harika iki golüyle ligde kalışını garantiledi. Helal olsun sizlere. Üç gün içinde 2 maç. Yarın ligin son maçı olan Osmanlıspor karşısına çıkacaklar. Artık Kupa ve ligde kalmanın mutluluğunu doya doya yaşayabilirler. Akhisarlıyım diyen herkesin yarın o stadı doldurması gerekiyor. Türkiye çapında büyük hayranlık ve övgü kazanan yeşil siyahlıların bayramı var.
Göster gücünü Göztepe
Sezonun son maçında lider Galatasaray’ı konuk edecek olan sarı kırmızılılar, başarılı futbolu ve coşkulu tribünleriyle bizlere muhteşem bir 90 dakika daha izletecek
Bülent Buda: Leo’nun, Traore’yi kulübede bekletecek kadar aşama göstermesi, Tayfur’un izleyeni şaşırtan sağbek konumunda umulanın çok üstünde bir oyun sergilemesi, bu tür zorunlu rotasyonların beklenen karşılığı ile buluşması, Göztepe’nin ligin bitimine doğru tam bir takım olgusuna ulaştığını simgeliyordu. Ligin ikinci yarısında takıma gelip savaşçılıkta Castro ile eşleşen Poko’nun yine harika oynadığı bir günde ikinci sarısı bir miktar abartılıydı. Onun saygın savaşçılığını Galatasaray maçıyla taçlandırmasını beklerdik. Rakip kalelere arkası dönükken buluştuğu topları inanılmaz bir teknikle adeta ayaklarına yapıştırarak, yön değiştirerek kaleciyi karşısına aldığı aşamada bitirici vuruşlara yönelen Demba Ba’yı izlemek farklı bir lezzet günümüz futbolunda. Konya’da maçın ilk yarısı bittiğinde Göztepe rakip ceza alanı içinde 11 kez, ev sahibi Konyaspor 3 kez topla buluşmuştu. Bu kadarı bile Göztepe’nin içte ve dışta fark etmeyen oyun üstünlüğünü sergilemede edindiği aşamayı belgeliyor. Bu görünümler önümüzdeki sezon için umut verici. Yani takımın omurgasını koruyarak birkaç elit seçilmiş transfer ile daha coşkulu geçecek yeni bir sezon. Futbolcular her hafta futbol kalitelerinin üstüne koyarak sevdiriyorlar kendilerini. Ligin bitiminde Galatasaray maçından farklı skor bekleyen tahminciler hiç ummadıkları bir skorla karşılaşabilirler. Her şey için teşekkürler Göztepe... Bu sezon sergilediğiniz futbolla mutlu olduk. Sevindik.
Fatih Tanfer: Göztepe, Konya deplasmanında rakibinin puan cetvelindeki durumu nedeniyle oyuna büyük bir seyirci baskısıyla başladı. Öncelikle futbolun doğrularını yapan takımlar için artık bu baskılar geride kaldı. Göztepe’de sahaya doğru ilk 11’le başlamıştı. Sabri ve Tanju’nun yokluğunda Tayfur sağbekte görev aldı. Bu görevini de başarıyla gerçekleştirdi. Ön liberoda Selçuk oynarken, Tamer Tuna, Ghilas ve Demba Ba ikilisini oynatarak asla gerilemeyeceğim mesajını veriyordu. Halil, Konya’nın en etkili oyuncusu Skubic’in alanını iyi kapattı. Castro daha az geriye geldi. Serbest oynayıp hücuma çok destek verdi. Poko, her geçen gün artan formuyla ne denli iyi oyuncu olduğunu bir kez daha ispatladı. Heralde Demba Ba’yı izleyen herkes onun önce ne kadar karakterli, güçlü ve iyi oyuncu olduğunu kabullenmiştir. Onu seyrederken büyük keyif aldım. Defansta çok iyi organize oldu. Merkezi iyi kapattı. Takım halinde kompakt oynayıp asla hücumdan vazgeçmedi. 30. dakikada Konyaspor solbeki Ferhat’ın topu içerden çıkarması, Göztepe adına şansızlıktı. Göztepe her şartta yürekli oyuncularıyla, taraftarlarına büyük keyif verdi. Bu sadece Konya maçıyla sınırlı değil. Kısacası Göztepe sezon boyunca kendisini sevenlere benim takımım dedirtti. Bu haftaki Galatasaray maçına gelince, Poko ve Halil gibi Göztepe’nin çok önemli iki oyuncusunun olmaması elbette bir kayıp. Ancak Göztepe kendisine yakışanı yapıp coşkulu taraftarına ligin son maçında emeğini ve yüreğini sahaya yansıtarak yine bir şölen yaşatır.
Mehmet Demirtaş: Süper Lig’e çıktığı ilk sezon Göztepe bu lige çok yakıştı. Özet olarak gerek coşkulu taraftarıyla, gerekse göstermiş olduğu performansıyla ilk yılında lige ısındı. Güçlü yönetim, teknik heyet ve oyuncu grubuyla bizlere keyif dolu maçlar izlettiler. Öncelikle bizlere bu güzel tabloyu yaşattıkları için Göztepe camiasına sonsuz teşekkürler... Akhisar’ın kupayı almasıyla sarı kırmızılıların sonuna kadar kovaladığı Avrupa hayali de son erdi, en azından bu yıllık. Buna rağmen Konyaspor karşısında izlediğimiz şahane Göztepe’yi, bu hafta sonu Galatasaray karşısında da izleyeceğimizden hiçbir şüphem yok.
Şampiyonluk rüyası kâbusa döndü!
Fatih Tanfer: Menemenspor ne umutlarla başladı sezona. Tahir Başkan, kulübü adına en büyük fedakarlıkları yapmıştı. Artık bu takım Spor Toto 1. Lig’e çıkmalıydı. İlk yarının iki maçı hariç tüm maçları için Bergama’ya da misafir oldu. Ve Bergama’da oynadığı maçların tümünü kazandı. Müthiş bir çıkış yakaladı. Sonucunda yeni stat açıldı. Şahane bir atmosfer. Futbolsever adına etkilenmemek mümkün değildi. Menemen artık bir üst lige hazırdı. Tahir Başkan Menemenlilerin kalbine dokunup tesisleşme açısından da her türlü hazırlığı yapmıştı. Her şey çok güzel gidiyordu. İlk yarıyı da lider olarak kapatmıştı. Devam eden süreçte en önemli maçları kendi evindeki Afyon maçıydı. 2-0 yenip ikili averajla da önüne geçmişti. O süreçte Hatayspor bu yarışın gerisindeydi. O günkü yazımı son derece iyi hatırlıyorum. Menemenspor 2-0 kazanarak ikili averajda da öne geçmişti. Çünkü Menemen’in o maçı sonrasında kendisi adına bazı korkularım oluşmuştu. Menemen’de bu maçta gol kaçırmıştı ancak Afyon’un net 5 gol pozisyonu vardı. Dilimizin döndüğü kadarıyla olabilecek tehlikelerden bahsetmiştik. Haftalar ilerledikçe Hatayspor yarışın içine katıldı. Afyonspor düşüşe geçti. Menemenspor yine de Sivas BLD. karşısında liderdi. Rakip 10 kişi kalmıştı. Maçın sonunda hiç umulmayacak bir şekilde rakibinden golü yedi ve liderliği bıraktı. Bir söz vardır çok severim. ‘Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ancak kendini değiştirmeyi asla düşünmez.’ Menemenspor’da da bir türlü bir şeyler değişmiyordu ve onun sıkıntısını yaşıyordu. Şans bundan sonra iki defa daha kapıyı çaldı. Bucaspor’a 2 puan verdi. Hatayspor’a yine evinde puan kaybetti. Sonrası Bülent Abim gitti Bodrumspor-Menemenspor maçını canlı izledi. Menemen, Bodrumspor’u 2-1 yendi ancak oyun anlayışında yine değişen bir şey yok dedi bizlere. Artık şampiyonluk gerilimi takımı olumsuz olarak etkilemeye başlamıştı. Gerçekler anlatılmaz, ancak anlaşılır. O da ne zaman çıktı; Etimesgut’a karşı 2-0 galipsin 4-3 öne geçiyorsun ve son saniyede golü yiyorsun. Rakibin Hatayspor, Diyarbakır’da yine berabere kalıyor. Yensen yine ikili averajla şampiyonsun. Ve sonrası Hatayspor evinde Afyonspor’u yenerek şampiyon oluyor. Play Off’ta rakibin Keçiörengücü. Yine deplasmanda son dakikada yenilen gol ve evinde büyük gerilim içerisinde başlayan Keçiören rövanş maçı. 7. dakikada golü atıyorsun, performansın, tempon, tribünlerdeki coşku çok iyi. 19. dakikada bir defans hatası yenilen bir gol. Sonrası, bütün gücünü sahaya yansıttı, her türlü alternatifleri değerlendirmeye çalıştı. Maç öyle bir şekil aldı ki hücum eden bir Menemenspor ve sadece savunmayı düşünen Keçiörengücü izledik. Hele iki oyuncun Mustafa Şen ve solbek genç Alberk için ne kadar övgülü sözler söylesek azdır. Ama olmayınca olmuyor. 77-82 arasında maçı adeta tek kaleye çeviriyorsun. Ama yine olmuyor. Maç sonrası kendini yere bırakan sahayı terleriyle ıslatan futbolculara da emekleri için teşekkürler... Herkes üzüntülü. Bizde elimizden geldiğince futbolun saha içine bakarak kişilerin duymak istediklerini değil, doğrularını yazdık. Menemen seyircisinin ve Tahir Başkan’ın özlemi maalesef yine gerçekleşmedi.