Fenerbahçe'de 2-3 Haziran'da yapılacak Olağan Seçimli Genel Kurul öncesi başkan adayı Ali Koç, Milliyet ve Vatan Gazetesi'ni ziyaret etti.
Departmanları gezen ve bilgi alan Ali Koç, özel açıklamalarda bulundu.
İşte Ali Koç'un sözleri:
"Çok hızlı bir dünya var biliyorsunuz. Sağolsunlar sosyal medyada gençler çok sahip çıkıyorlar. Açıklamalarımızı izliyoruz. Tam geniş yer alamadı diyemeyiz, başından beri hiç yokuz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. 11 haftada 16 puan yitirdik. Biz tam tersi yaptık, 'Destek verin' dedik. Ocak ayına kadar hiçbir şey yapmadık. Yoğun çalışıyoruz. Siyasetçiler nasıl çalışıyor bilmiyorum, her gün bir şehirde olmak zor iş.
"48 yere gittik, 9 tanesini biz yaptık"
- Fenerbahçe kongre üyeleri son dönemde çok daha farklı boyutlara geldi. Seçim çalışmaları çerçevesinde 48 farklı yere gittik, 9 tanesini biz yaptık. Bodrum, Çorlu, Mersin, Adana, Antalya, Köln ve İzmir buluşmalarını biz yapmadık. Davet edildik. Çok daha farklı bir beklenti, coşku var. Bu süreçte ismini koymakta zorlandığımız destek, sahiplenme ve yoldaşlık var. Yoldaşlık kavramını bilhassa kullanıyorum.
"Seçilirsek 4'ünde bütün gün uyuyacağım"
- Başkan seçilirsek 4'ünde bütün gün uyuyacağım, 5'inde kalkarım. Şimdi çok kısa vadede acil işler var. Kim seçilirse seçilsin, ekonomik açıdan zor bir dönem bekliyor. Kurların beklenmedik bir şekilde hareket etmesi zorluyor.
- Omuz omuza yapacağız, bu işin içinde devlet de olacak. Devlet olmadan bu iş olmaz, pek çok spor için geçerli. Elin yabancısı geniş bir havuz seçiyor, biz daha az. Bizde demografik bir avantaj var, 20-25 senelik fırsat penceresi var. Adam buraya gelince neden beslenmesine bakıyoruz, eğitimine bakıyoruz, niye buradan başlatmıyoruz? Hep beraber diyorum, devlet de dahil.
"Kim, ne katkı yaptıysa açalım defterleri diyorum"
- Kaçtı diyorlar, cimri diyorlar, Barcelona'ya sponsor oluyor buraya niye olmuyor diyorlar. Ben de diyorum ki 3 Temmuz'dan ya da herhangi bir tarihten itibaren kim ne katkı yaptıysa açalım defterleri. Ben kim fazla verdi demiyorum. Bu soru için ben yanlış müşteriyim. Çok basit, şeffaf bir görüş. Hakkımda bir şey iddia ediyorsunuz, ben de farklısını iddia ediyorum. Ben çok katkı verdim diyorum.
La Liga örneği
- La Liga'da 1-2 yıl zarar etmek yasak. Etkilendiğim bir lig. 2-3 yıl zarar edince soruşturma açıyorlar. Ülke markasındaki değeri o kadar önemli ki, sağlıklı olmalı diyor adamlar. Farklı bir uygulama, prosedür. 2 sene toplam verilerinin yukarıda olması gerekiyor. Zarar ettiğiniz 2. sene, SPK kayyum atayabiliyor. Kulüpler Birliği bir araya gelsin, en yaşlı futbolcuların oynadığı ülke olmasın, gençlik fonunu işletelim diye hiç yazdınız mı?
"Kulüpler hocaya bağımlı olmamalı"
- Ben, anahtar teslim hoca mı, başka modeller mi diye baktım. Bir gerçek var, sağlık ekipleri, analiz ekipleri teknik adam gitse de gitmese de bir çizgide devam etmeli. Hocaya bağımlı olduğunda bütün bir ekip gidiyor. Bütün katmanlara sahip çıkacak, a'dan z'ye anahtar teslim hoca çok istedim. Wenger modeli çok seyrek model. Wenger dediğiniz, bütün kulübün ekonomisine etki etmiş bir kişi. Hocalar belki 1-2 uzman getirir ama, diğer ekipler kulübün malıdır, hocalara bağlı değildir. Yine döndük Obradovic'e... Anahtar teslim veriyorsunuz her şey bitiyor, futbolda böyle olmuyor.
- Arzum yönetim kurulunda 4 kadın üye olması."
"Güven, benim için seçim kazanmaktan daha önemli"
Ali Koç, "Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe başkanlarını birbirlerinin statlarında görebilecek miyiz?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Tabii ki göreceksiniz, normali bu, olması gereken bu. Ben rahatım, içim rahat, kimseye saygısızlık etmedim, kimseye bir şey yapmadım. Yöneticiyken de yapmadım. Bana yapılmasını istemediğimi başkasına yapmayan bir insanım. Gittiğimiz her yerde, Bodrum'da da dedik siz inanmadan olmaz. Bu da alttan yukarı bir değişim, her gittiğim yerde söylüyorum. Toz pembe hayaller çizerim, insanlara gaz verebilirim, onu yaparım bunu ederim, ama ben gerçekçi hareket ediyorum, söylediğini yapabilen bir insan olmalıyım. Söylediğini yapmaya çalışan insan olmalıyım, benim için güven her şeyden daha önemli. Seçim kazanmaktan daha önemli, farklı bir liderlik tarzı getirebileceğimi düşünüyorum."
"Fenerium çok önemli"
Ali Koç, Fenerium konusunda da "Fenerium çok önemli. 1907 derneğinin basketbol zamanında yapıp devrettiği, o zaman ismi sportif ürünlerdi, sonra Fenerium oldu. Muadillerinden çok daha iyi. Hikayesi de enteresan, Mustafa Denizli zamanı garip formalarımız vardı" açıklamasını yaptı.
Bizim çocukluğumuza bakın, o dönemki kulüplere bakın ama şu an bambaşka kulüpler var. Şu an ne haldeyiz; darboğaz, sürdürülemez mali tablo, FFP radarı, hisselerimiz rehin verilmiş, nakit akışı düşüyor, gider artıyor... Bugün bunun içinden nasıl çıkacağız, buradan çıkamadan hiçbir şey yapamayız, bütün kulüpler için geçerli. Ben şu an ne diyorsam yapabilmeliyim ya da elimden gelen her şeyi yapmış dedirtmeliyim, bu tutar tutmaz önemli değil, kazansam da kaybetsem de kazanacağım.
Koç'un diğer açıklamaları ise şöyle;
"Sanki hisselerin sahibi olacağım"
UEFA ile bizim adımıza görüşenler var, ne desek küçümsüyorlar, sermaye koyacağız diyoruz, sanki hisselerin sahibi olacağım, karşılıksız, kendi imkanlarımla para koyacağım, diyorlar öğretmen çocuğu olarak 30 milyon verdim, Koç olsam 400 verirdim, böyle saçma sapan bir şey olur mu?
FFP de engel olmadığını yaptığımız görüşmelerden anlıyoruz, UEFA niye teşvik etmesin, biz kulübün sahibi olmayacağız, dünyanın parasını basan patronlar, Çin'lisi Arab'ı Rus'u sınır konmak için getirilmişti, 25-30 sınır var. Böyle bir konunun fedakarlığını, samimiyetini kimse sorgulayamaz, onlar ne verirse bir fazlası diye, böyle bir şey var mı? Fenerbahçe bunları hak etmiyor, biz geleceğiz sermaye koyacağız, Fenerbahçe sadece nefes alacak, tüm problemler çözülmeyecek.
"Bu neyin masrafı, bilmiyorum"
Derneğin Sportif AŞ'ye borcu var. Dernek gelir üretmiyor, 820 lira galiba son rakamları bilmiyorum, bir senedir nasıl zıplamış, bu neyin masrafı bilmiyorum, nereye gidiyor, halka açık bir şirkete borçlu, net bir şey diyemiyorum. Ama en ideal planımız, her şey iyi giderse, sponsorluk, sermaye, kombineler satarsa, Şampiyonlar Ligi'nden 40-50 milyon gelirse her sene, 3 ila 5 sene derim, borcun yine olur ama en makul seviyelerde olur.
Ne aldığımızı bilmek zorundayız, bir numaralı iş o, böyle bir maceraya çıkarken, böyle bir fedakarlık yapacak iken ne aldığınızı bilmek zorundasınız.
