Ali Koç'un büyük oy farkıyla Fenerbahçe'ye başkan seçilmesinin ardından spor yazarlarından ilginç yorumlar geldi... Öncelikle Ali Koç ve ekibini tebrik ederim. Arkasında ciddi bir taraftar desteği vardı, bu rüzgar sandığa da yansıdı. Ben yanıldım. Ancak bu kadar farkı kendi ekibi bile beklemiyordu. Aziz Yıldırım ise üyelerin ciddi bir samimiyetsizliğine uğradı. Ben bu kadar vefasızlık gösterileceğini tahmin edemedim. Onlar ise Biz o vefayı 3 Temmuz'da gösterdik dediler. Umarım F.Bahçe'de iç barış artık sağlanır. F.BAHÇE Kulübü, spor tarihimizin en büyük kongresini gerçekleştirirken, ne kadar büyük bir camia olduğunu yeniden hatırlattı. İki gün süren bu heyecan, sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da yakından takip edildi. Şampiyonlar Ligi Finali için Kiev’e gittiğimde yakamdaki Türkiye bayrağı ve EURO 2024 adaylık rozetlerimi gören her yabancı gazeteci bu seçimi sordu, ilgilendi. BU tarihi kongrede bir dönem sona erdi. 20 yıldır hayatı sadece F.Bahçe’den ibaret olan Aziz Yıldırım, kulübe büyük hizmetler verdi. Sevenleri çoktu, hatta gitmesin diye sokaklara dökülen insanlar oldu. Ama bu sevgi onun bazı gerçekleri görmesini zamanla engelledi. Ona güvenen milyonları her geçen yıl daha fazla hayal kırıklığına uğrattı, güvenlerini sarstı. TARAFTAR için sorun sadece futbol takımının şampiyon olmaması değildi. Camiayla iletişim kurmayı bıraktı, değişen dünyaya ayak uyduramadı, samimiyetini kaybetti, öz eleştiri yapmadı. Kendini sadece F.Bahçe’nin değil, Türk sporunun önünde gördü. F.Bahçe’yi diğer kulüplerden kopardı, ayrıştırdı ve bir dönem kıskanılan, imrenilen, sempati duyulan F.Bahçe, “nefret” ile anılmaya başlandı. YILDIRIM BEZDİRDİ! VE gün geldi, bu yönetim anlayışı en fanatik Aziz Yıldırım’cıyı bile bezdirdi! Evet, belki de Aziz Yıldırım gibi aidiyet duygusuna sahip bir başka başkan göremeyebiliriz, ama bunun yeterli olmadığını kendisi şimdi daha iyi anlamıştır. Her şeye rağmen, Aziz Yıldırım F.Bahçe’nin efsane başkanıdır. Umutla bakılan Ali Koç’u bu kulübe yönetici olarak kazandıran da odur... F.BAHÇE, Sayın Ali Koç ile profesyonelce yönetilecek örnek bir kulüp olacaktır. Aileden ve iş dünyasından gelen tecrübe ile Avrupa standartlarında, kaliteli, medeni, çağdaş, samimi, iyi niyetli bir yönetim anlayışına şahit olacağız. İletişimi kuvvetli, güçlü, saygı duyan ve saygı duyulan bir F.Bahçe bizi bekliyor. Sayın Koç daha adayken camiayı birleştirmişti, şimdi daha heyecanlı, coşkulu, kanı kaynayan bir camiaya liderlik yapacak... Yarından itibaren her F.Bahçeli’nin kulağı transferde olacak. Yeni sezonda kombine rekoru kırılır, Fenerium satış rekor kırar... F.Bahçe'nin gerçek sahibi olan taraftarlar, Aziz Yıldırım'a ağır bir darbe vurdular. İyilik kazandı. Türk futbolu kazandı. Umutsuzluk kaybetti. Ben başkan olsam şu ilkelere uyarım. 1- Görevi devrederken stattan kaçmayacak kadar kendinden memnun ol. 2- Neden seçildiğini hiç unutma. 3- Eleştiriyle saldırıyı birbirinden ayır. 4- Gerçekten güvendiğin adamla çalış. Eğer Aykut Kocaman ise devam et. Ondan ne istediğini anlat. İkna olursan devam et. Sadece değişiklik gerekiyor diye değişiklik yapma. 5- İyi futbol için para gerekir ama iyi futbol da çok para kazandırır. 6- Çok sesliliğe inancını kaybetme. 7- Muhalefetin sesini kesme. 8- Sporcuları dinle. Ama Eski Şeytani Futbolcu Klanı’na teslim olma. 9- Taraftarı dinle ama profesyonel taraftar besleme. 10- Adam kayırma. Liyakata önem ver. 11- Kavga etme, sağlam dur. 12- Yumuşama, sağlam dur. 13- Hayatın sadece Fenerbahçe olmasın. Hayatının en büyük keyiflerinden biri Fenerbahçe olsun. Ben kazanırım diyen Yıldırım'ı belli ki en çok etrafındakiler ve dava arkadaşları yanıltmış. 20 yıllık iktidar, rakibinin karşısında 4'te 1 oy alıyorsa bu daha da düşündürücü. Taraftarı böldü diyenler, şimdi mazbata töreninden itibaren gözleri stadın tribünlerine diksinler. Çünkü o stat bu sene Ali Koç'la birlikte kapalı gişe oynar. Bilen bilir. Bilmeyenler için bir kez daha söyleyeyim... Kadıköy’de doğup büyüyen ve büyümeye devam eden birisi olarak Ali Koç’un Başkan adaylığının sonuca ulaşacağının ilk dalgasını aylar önce fark etmiştim. Dünyanın neresinde olursa olsun futbol kulüplerinin bir tek sahipleri vardır o da taraftarlarıdır. Fenerbahçe Kongresi’nde de gördüğümüz gibi bir futbol kulübünde taraftara rağmen hiçbir şey değişmeden devam edemez. Fenerbahçe taraftarı, stadın önünde oy verseydi Ali Koç çok daha büyük farkla kazanırdı. Fenerbahçe ve Türk Futbolu’na hayırlı olmasını dilerim. Kongre esnasında haddini fazlasıyla aşarak rakipleriyle ilgili aptalca konuşan 2-3 kişi hariç bütün Fenerbahçeliler’i tebrik ederim. ‘Yapılmış olanlar’a karşı ‘yapılacak olanlar’ın diğer deyişle ‘geçmiş’in değil ‘geleceğin’ oylandığı bir seçim olacaktı. Kongre öncesi hava da ‘geleceğin’ kazanacağı yönündeydi ve öyle de oldu. Taraftar beklentisinin yeterince karşılanamadığı onca yılın ardından Aziz Yıldırım’ın kazanması zaten mucize kabilindendi. Gücünü ‘yapacakları’ndan çok ‘yaptıkları’ndan aldığı için de stratejisini ‘3 Temmuz süreci’ üzerine kurdu ve olmadı. Ali Koç, ‘gelecek’ti. Beri yandan geleceği kurabilme için rakibine göre hem daha genç hem ondan ‘zengin’di! Sandıklar açılmadan sonucu tahmin etmeye bile gerek kalmadı. Yüksek katılımın Koç lehine olacağı muhakkaktı. Öyle ya, insan ‘statükonun devamı’ için koşarak destek vermeye gitmez ki!.. Koşunun heyecanı ‘gelecek’tedir, bu nedenle Fenerbahçe’de de‘gelecek kazandı.’ Türk spor tarihinin en önemli ve en tarihi seçimi yapıldı. Olması gereken oldu. Fenerbahçe; kavgaya, başarısızlığa, kaosa, üzüntüye, mutsuzluğa, vefasızlığa yeter dedi. Keşke Sayın Aziz Yıldırım bu seçime hiç girmeseydi. Yapacağı en mantıklı hareket olurdu. İnandırıcılığını kaybettiğinin farkına varamadı. Çok ağır bir yenilgi aldı. Ali Koç, Fenerbahçe için bir ışık oldu. Tüm Fenerbahçe camiasına hayırlı uğurlu olsun.