Moda
Sağlık
Foto Galeri
Yazarlar

İlaçsız tedavi

Her 100 migren hastasının 8’i ilaç bağımlısı. Bu nedenle doktorlar, migren tedavisinden önce hastanın vücudunu ilaçlardan arındıran bir detoks uyguluyor. EMDR adı verilen ilaçsız tedavi, migreni yenmede en büyük umut olarak gösteriliyor

|

Migrenden ve baş ağrısından yakınanlarda sıkça görülen bir sorun da ağrı kesici bağımlılığı. Araştırmalar, her 100 migrenlinin 8.2’sinin her gün ya da iki günde bir ağrı kesici kullandığını gösteriyor. Bu da yüz hastadan 8’inin ilaç bağımlısı olduğu anlamına geliyor. Öyle ki, bu hastalarda bağımlılıktan kurtulma süreci, eroin bağımlılığı ya da alkolizmden kurtulmayla eş görülüyor. Bu nedenle hastalar, özel bir detoks programıyla ağrı kesicilerden arındırılıyor.
Bir doktor tavsiyesi olmaksızın ve tanı konulmaksızın alınan her ağrı kesici, migren ağrısını dindirmediği gibi kronikleştiriyor.
Türk Nöroloji Derneği Baş Ağrısı Çalışma Grubu üyesi ve Türkiye Nörolojik Bilimler Vakfı İkinci Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş da “Migrenli bir kişi, ağrısı olmasa bile sık sık ağrı kesici alıyorsa, baş ağrıları devam edecektir” diyor. Prof. Ertaş, migrenle ilgili sorularımızı yanıtlamaya devam ediyor.

Ağrı kesiciye bağlı migren ağrısı nasıl ortaya çıkıyor?
Baş ağrısı ya da migren için her gün ağrı kesici almak, ağrıyı kronikleştirir. 80 yaşında bile olsa, bir migren hastasına teşhis koyduğumuzda “Asla her gün ağrı kesici kullanmayın” diyoruz. Çünkü 50 yıl önceki migren, 50 yıl sonra canlanabilir. Bir migren hastası ayın 10 günü ağrı kesici kullanırsa, her gün ya da gün aşırı baş ağrısı çekiyor. Her gün çektikleri baş ağrısını aşırı aldıkları ilaçlara borçlular aslında. Onları almadıklarında günlük ağrıları kayboluyor, ayda bire iniyor ya da daha seyrekleşiyor. Ama bunu sağlamak için iki ay süreyle ağrı kesiciden uzak kalmaları gerekiyor.

Bir bağımlılık terapisi mi uygulanıyor?
Evet. Ancak ayda üç ağrı kesicili atağa izin veriyoruz. Ama bu olmasın diye kortizon ya da bazı depresyon, sara ya da tansiyon ilaçlarını migren tedavisinde kullanıyoruz. İlk beş gün yüksek doz kortizon veriyoruz bu hastalara veya güçlü antidepresanlar verip vücudun ağrı kesici istemesini engelliyoruz. Bunu bir eroin bağımlılığı ya da alkolizmden kurtulma gibi düşünebilirsiniz o denli çetin bir süreç.

Bir nevi ağrı kesici detoksu - arınma programı da diyebilir miyiz?
Aynen öyle. Detoksta kortizon ilaçlarını, bulantı ilaçları ve kas gevşeticileri kullanıyoruz. Detoks sırasında bunları uygularken aynı zamanda migrenin tedavisinde de bahsettiğim ilaç gruplarını (depresyon, epilepsi, kalp ve tansiyon ilaçları) kullanıyoruz.

Peki iki aylık sürenin sonundaki başarı oranı nedir?
Ağrı kesici bağımlılığında olan kişi bu sürenin sonunda mutlaka kurtulmuş oluyor. İki ay maksimum süre, genelde bir iki hafta içinde artık ağrı kesicilerden uzaklaşmış oluyor. Ama vücudun yeniden istememesi ve unutması için iki ay geçmesi gerekiyor.

Ağrı kesici bağımlısının hastanede yatması gerekiyor mu?
Çok nadir olarak bazı hastaların (yüzde 1’i kadar) yatması gerekiyor. Kendine güvenemeyen hastaların ya da detoks uygulandığı sırada uygulanacak ilaçların yan etkisinden korktuğumuz hastalarda hastanede yatış gerekebiliyor, doktor gözetiminde olması açısından.

Ağrı kesici bağımlılığın görülme oranı nedir?
Her yüz migrenlinin 8,5 tanesi sadece her gün ya da iki günde bir ağrı kesici kullandığı için her gün baş ağrısı çekiyor. Bu oranların bu kadar yüksek çıkmasının sebebi de bu. Migren tanısının hekimler tarafından da çoğu kez yanlış konabilmesi. Sinirsel baş ağrısının migrenin üçte biri oranda görüldüğünü ortaya konması hekimler için de önemli bir ders. Sonuçta en fazla saptanan ağrı tipi migren.

Eski bilgiler yanlış teşhis ve tedaviyi mi beraberinde getirdi?
Hâlâ baktığımızda migrenlilerin sadece yüzde 42’si doğru tanı almış. Ama bu da büyük bir başarı çünkü bu çalışmadan 10 yıl önceki çalışmada sadece 4 migrenliden birine doğru tanı konulmuş. Oldukça büyük bir gelişme var diyebilirim.

‘AURA’LI MİGREN
Beş migren hastasının birinde ‘aura’ denilen bir belirti oluyor. Ağrı gelmeden önce bir tarafı görememe, gözde ışıklar, çizgiler görme veya yüzde uyuşma, konuşmada tutukluk gibi belirtiler görülüyor. Bu atak, 5 ila 60 dakika arasında değişiyor. Dolayısıyla bu bir nörolojik belirti ve migren hastaların yüzde 20’sinde bulunan bir özellik. Seyrek olarak bu migrenlerin bazılarında sadece ‘aura’ oluşuyor, fakat peşinden ağrı gelmiyor. Hayatında hiç baş ağrısı çekmeyen migren hastaları var. Onlar sadece bu ‘aura’ları yaşıyorlar. ‘Migrenöz vertigo’ denilen bir başka hastalıkta da, her özelliğiyle migreni çağrıştırıyor ve migren ilaçlarıyla tedavi ediliyor. Fakat vertigo hastaları, baş ağrısı yerine baş dönmesi atakları yaşıyor.

En çok ev kadınlarını vuruyor
Araştırmalara göre migren, en çok ev kadınlarında görülüyor. Özellikle kadınların üretken ve hormonlarının aktif olduğu dönemlerde erkeklere göre üç kat fazla görülüyor. Kadındaki östrojen hormonu, migren için bir davetiye. Menopoz sonrasında kadınlarda migren sıklığı azalabiliyor.

Performansı etkiliyor
Migreni olan kişiler yüksek pozisyondaki görevlere başvurmada daha çekinceli davranıyor. Bunun nedeni daha uzun çalışma saatleri, daha sık seyahat etme ve daha yoğun stresinin kendilerini beklemesi. Aynı şekilde işverenler de, migrenli çalışanlarını önemli pozisyonlara getirmekte çekince görüyorlar. Yine migren atakları nedeniyle sınavları kaçırabildiklerinden migreni olan öğrencilerin okul başarılarında kayıpları daha fazla oluyor.

EMDR YÖNTEMİ
Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) tarafından geliştirilen yeni bir proje ile EMDR, migren ve gerilim tipi baş ağrısı çekenlerin derdine çare oluyor. Kronik baş ağrısı olan kişilere uygulanan EMDR yöntemi sayesinde, hastalardaki ağrı şiddeti, sıklığı, süresi ve alınan ilaç miktarında ciddi düşüşler oldu. Davranış Bilimleri Enstitüsü, Yetişkin ve Aile Terapisi Merkezi uzmanları, yöntemin şu ana kadar çalıştıkları migren hastalarının baş ağrılarını anlamlı derecede azalttığını ifade ediyor.
Açılımı ‘Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’ olarak ifade edilebilecek EMDR yöntemi savaş stresi, taciz, tecavüz, kaza, yaralanma, hastalık, doğal afetler gibi çeşitli travmatik olayların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasında ve post travmatik stres bozukluğunun (PTSD) tedavisinde etkin bir yöntem olarak kullanılıyor. Bunun yanı sıra, panik atak, fobiler, depresyon vs. gibi pek çok psikolojik sorunda etkin sonuçlar veriyor. EMDR, Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanlarının klinik deneyimleri ışığında artık baş ağrılarında da kullanılmaya başlandı.

İlaç kullanımı azaldı
DBE Kurucu Başkanı Emre Konuk, ilaç tedavilerinin, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağladığını, bazı hastaların ömür boyu ilaç kullandıklarını, hamileler ve emziren anneler gibi bazılarının ise hiç ilaç kullanamadıklarını ifade ederek, EMDR’nin her tür kronik baş ağrısı çekenler için ideal bir alternatif tedavi olduğunu belirtti.
Konuk, baş ağrısı çekenlerle konuşulduğunda, ağrılarının travmatik ya da stres verici bir yaşam olayının ardından başladığını ve sonrasında da tetiklendiğini ifade ediyor. Araştırmaya katılan migren hastalarıyla ortalama 8 - 12 EMDR seansı yaptıklarını söyleyen Konuk, hastaların tedavi öncesi kullandıkları ağrı kesici sayısının ayda ortalama 140 olduğunu, bu rakamın üç ayda 20 adede, hastanelerin acil servislerine gitme sayısının ise ortalama 24’ten 3’e düştüğünü belirtti.
Konuk, şunları söyledi: “Her ne kadar ilaçlar ağrının azaltılmasına veya engellenmesine yarasa da bu geçici bir rahatlama sağlıyor ve kişi ağrıları hayatı boyunca çekmeye devam ediyor. Ayrıca ilaç tedavisine cevap vermeyen, hamile ya da hamile kalmayı planlayan, emzirme döneminde olan hastalarla, aşırı ilaç kullanımından dolayı baş ağrıları daha da artan hastalar da bulunuyor. Ağrı, migren ve gerilim kaynaklı ise, psikolojik tedaviler öneriliyor. Psikosomatik hastalıklar arasında en ön sırada olan baş ağrıları, EMDR yöntemi ile hastanın hayatını etkileyecek bir dert olmaktan çıkarılabiliyor.”

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.