SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Asrın hastalığı: Bel fıtığı

Bel ve bacak ağrısı yaşayan milyonlarca insana çekilen MR’lar ile fıtık teşhisi konulmakta ve bu durum kişileri bir hayli endişelendirmektedir. Nedir bu bel fıtığı? Her fıtık aynı mıdır? Tedavisi için mutlaka ameliyat gerekir mi? Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem bel fıtığı ile ilgili önemli bilgiler verdi.

|

Omurga 24 tane (kuyruk sokumunu da sayarsak 28) omurdan oluşmaktadır ve birbirine bağlı hareketli bir yapıdır. Omurlarımızın bir gökdelen gibi dik durmasını sağlayan üç tane yapı vardır. Bunların en önemli ve en naziği her iki omurun arasında bulununan diskler, faset eklemleri ve ön, orta ve arkada olmak üzere toplam üç taneden oluşan bulunan özel bir ince kas dokusu olan uzun ligamanlardır. Diskler diğer büyük eklemlerde olduğu gibi omurların arasında bir yastık görevi görmekte, hem hareketi sağlamakta hem de aşınmayı önlemektedir. İnsan ömrünün uzaması ve aktif hayat koşulları disklerin daha çabuk ve sıklıkla yıpranmasına neden olmaktadır.

Bel fıtığının çeşitleri olduğunu biliyor muydunuz?

Giris¸imsel No¨roradyoloji alanında Amerika Birles¸ik Devletleri’nde o¨nemli bas¸arılar elde eden Doç. Dr. Eren Erdem, “Disklerimizin bir yastıkcık görevi gören kollajen yapılardır. Bu yapılar omurların arasında, ağırlığı ve her türlü stresi absorbe eder. Zamanla yıpranma ve içindeki sıvının azalması ile sertleşir ve görevini yapmakta zorlanır. Üzerindeki yükü taşıyamaz hale gelir ve bu yükün altında ezilir. Bu yükten bir şekilde kurtulmaya çalışır ve bunu da herhangi bir yöne genişleyerek yapar. En zayıf ve en fazla yük binen arka tarafı olduğu için arkaya omurga kanalına doğru taşar. Bazen bu uzun zaman içinde olur, bazen ise ani bir yük artışı (ağır kaldırma, ters bir hareket) ile bir anda olur.” dedi.

Bel fığının 4 farklı derecesi olduğunu belirten Erdem, bu derecelendirmeyi şöyle açıkladı:

-Hafif bir şişlik (bulge)
-Yeni olusan sivilce gibi (protruzyon)
-Iyice büyümüş olgun sivilce başı gibi (ekstruzyon)
-Patlamış sivilce gibi parçası omurga kanalı içinde (sekuestre)

Erdem, “Kolayca anlaşılacağı gibi 1 ve 2. evre fıtıklar ufak olduklarından çoğunlukla sinirlere baskı yapmaz ve hastanın hiçbir şikayeti olmayabilir. Buna sessiz fıtık denir. Genelde 3. ve 4. evrede sorun yaratabilir. Ancak bunların bile bir çoğu ameliyatsız tedavi edilebilir.” dedi.

Lokasyonuna göre bel fıtığı

Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, diğer bir önemli noktanın bel fıtığının ne yönde geliştiği konusu olduğunu belirtti. Fıtığın gelişme yerine göre etki alanının değiştiğini ileten Erdem durumun 4 ana başlıkta incelenebileceğini söyledi. Buna göre;

-Eğer orta hatta ise (santral) bir kaç sinire birden baskı yapabilir. Ancak omurga kanalı ortada geniş olduğundan daha büyük fıtıklar ancak sorun yaratır.

-Orta hattın yanında ve daha köşeye yakınsa daha ufak fıtıklarda ağrı yapabilir. Ancak daha az sayıda sinir etkilenir.

-Eğer iyice köşe tarafta ise (foraminal) çok ufak fıtık bile sorun yaratabilir, ancak tek bir sinir etkilenir.

-Tamamen yan tarafta (ekstraforaminal) tek sinir etkilenir fakat daha büyük fıtıklar ancak sorun yaratır.

Doç. Dr. Eren Erdem “Değişik tip ve lokasyonlarda oluşabilen bel fıtığının birçok çeşidinin tedavisinde ameliyata ihtiyaç duyulmaz, hatta hastalarda ağrıya bile neden olmayabilir.” dedi.

Bel fıtığında tedavi yöntemleri

Bel fıtığı tedavisinde birkaç değişik yöntemin kullanılabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Erdem, “Tedavi noktasında en önemli konu hastanın şikayetleridir. Eğer sorun sadece ağrı ise, istirahat ve ağrı kesiciler bile yeterli olabilir. Ağrısı kısıtlı olan kişilerde, akupunktur, proloterapi, traksiyon denenebilir.” diye konuştu.

ABD’nin Arkansas Üniversitesi’nde Endovasküler Nöroradyoloji kürsüsünü kuran ve Arkansas eyaletindeki ilk Anevrizma ve AVM Endovasküler tedavilerini gerçekleştiren Doç. Dr. Eren Erdem, “Ancak çoğu zaman, hem hızlı ve uzun süreli ağrı kontrolü hem de inflamosyonu yok etmek için omurga içine yapılan steroid ya da ozon enjeksiyonları gerekir. Bu şekilde hastalar hızlıca normal hayatlarına dönebilirler. Epidural ya da selektif sinir bloğu denilen bu yöntemlerde, görüntüleme (skopi) altında hedef fıtığın baskı yaptığı sinirlere çok ince iğnelerle ulaşılıp ilaç enjekte edilir. Ayrıca gerekirse fıtığı küçültmek için lazer ya da koblasyon gibi disk hacmini azaltan yöntemler de beraberinde yapılabilir. Başarı şansı yüksektir, ancak tecrübeli hekimler tarafında doğru hedefe yapıldığında sonuç elde edilebilir.” diye konuştu.

Kendi kendine gerileyebilir

Açık ameliyat konusunda da değinen Erdem, “Sadece ciddi kuvvet kaybı ve idrar/dışkılama sorunu olan hastalarda açık ameliyat önerilir. Bunun nedeni ise bel fıtığının, %70’e kadar varan olguda kendi kendine gerilemesidir. Vücudumuzun savunma sistemi, fıtığı 3 ila 6 ay içinde öğütebilmektedir. Açık cerrahide de son yıllarda gelişme kaydedilmiştir, mikrocerrahi denilen yöntemle çok ufak kesilerden fıtığın çıkartılması mümkündür.” diye konuştu.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.