Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yazıya 3-3’lük beraberlikle başlıyorum... İki takımın da birbirini dağıttığı birer devrelik müthiş bir maç izledik. Emekleriyle, hünerleriyle hataları ve beceriksizlikleriyle dolu dolu bir maçtı bu...
Hele atılan goller, pozisyonlar ve fauller... Futbolun zevki, heyecanı, stresi hep iç-içeydi.
Teknik direktörler de katkıda bulundu gösteriye...
Şenol Güneş, Q7’yi kulübede bekletirken oyuna Lens’le başladı. Orta alanda Ljajic’in yokluğuna Kagawa’yla alternatif oluşturmuştu. Galiba iyi de etmişti. Japon futbolcu oyunun akışına ve kurgusuna çok ince tınılı dokunuşlar yaptı. O dokunuşların skora da yansıdığını gördük. İlk golde örneğin, Kagawa’nın serbest vuruşunda Vida topla buluşup Gökhan’a asist yaptı. Özellikle ilk yarıda Atiba ve Kagawa oyunun akışında hem kontrol, hem de ofansif katkı yaptılar. Bu maçta yıldızı parlayan iki Beşiktaşlı vardı. Gökhan Gönül ve Burak Yılmaz. Gökhan ilk golü attı, ama sevinmedi. Eski takımı Fenerbahçe’ye karşı saygı suskunluğu... Bir de penaltı kazandırdı takımına. Burak Yılmaz önce Gökhan’ı terse yatırdı, sonra vuruşunu yaptı, gol. Ardından bir Burak golü daha!.
İlk yarıyı 3-0’la kapatınca Beşiktaş, Fenerbahçe’nin farktan hezimete dönüşeceğini tahmin edenler hiç de az değildi.
Ersun Yanal, ikinci yarıya başlarken Ayew ve Valbuena’yı sürdü oyuna... Bu dokunuş hem direncini artırdı Fenerbahçe’nin, hem de daha yaratıcı bir takım kimliği kazandırdı. Zajc, Sadık ve Hasan Ali’nin golleri peş peşe geldi.
Maçı tarihi farkla kazanması beklenen Beşiktaş, ikinci yarıda Fenerbahçe’nin “reaksiyonu” ile sarsıldı. Hatlar arasındaki bütün bağlar koptu. Fenerbahçe ligde yaşadığı dramatik tabloyu yırtarcasına inanılmaz bir silkinişle maçı kurtardı, hiç değilse 1 puanla umuda tutundu.
Beşiktaş açısından bu maç beraberlik değil, yenilgi anlamına geliyor. Artık şampiyonluk hesaplarında yoklar. UEFA Avrupa Ligi’ne de belki katılabilirler.
Bu maçta hakem Bülent Yıldırım’ın eleştirilmesi, kolaycılık olur.
3-3’lük beraberlik hem teknik direktörlerin becerisi (ve aynı zamanda sorumluluğu) oyunun da adil sonucudur.
Ötesi mi? Ha VAR ha yok... Fark etmez yani!