Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Saat 16.00; belirsizlik, devamlılığını (!) koruyor.
Galatasaray’ın TT Stadı’nda Lokomotiv Moskova ile yapacağı maçın yayıncısı hâlâ belli değil.
Bunun iki nedeni var: Birincisi, UEFA’nın kendi organizasyonlarında yapımcılığı doğrudan üstlenmesi ve paket ürünleri (UEFA Uluslar Ligi. UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi) her ülkede tümüyle açık artırmaya çıkarması. İkincisi: Dolar ve euroda hesaplanmayan, beklenmeyen yükselişler.
UEFA, bu yıl tıpkı Uluslararası Olimpiyat Komitesi gibi yayın kalitesini, yayın ilkelerini bir bütün halinde gerçekleştirip uygulamak için yapım şirketleriyle oturup anlaştı. Artık TV’lerde yayınlansın ya da yayınlanmasın, her ülkedeki her maçın yapımcısı UEFA. Kendi stadınızdaki maçı naklen izleyemeyebilirsiniz ama o maç tüm Avrupa ülkelerinden izlenebilecek durumda. Stadyumlarda kameralar, yayın arabaları, programcılar, resim seçiciler, sesçiler, yönetmenler... Kimi arasanız iş başında. Sadece Türkiye’de değil, tüm Avrupa ülkelerinde yayın hakkına sahip kuruluşlar, maçta sadece 1 spiker ve 1 kamera görevlendiriyorlar. Gerisi UEFA’nın kontrolunda...
İlk uygulamayı Türkiye - Rusya maçında gördük. Yayın hakkını kazanan kuruluş kurlardaki beklenmeyen yükselişler nedeniyle çekilmiş, pazar yeniden açılmıştı. Türkiye’den katılan tek kuruluş vardı: TRT. UEFA tüm organizasyonda 40 maç için 30 milyon euro talep ediyordu. TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu ve TRT Spor Yayınları Koordinatörü Mehmet Buğra Şahin, kamu yayıncısı olarak maçı yayınlamayı görev saydıklarını ancak bu görevi yerine getirirken kamu adına çılgın harcamalar yapamayacaklarını ısrar ve inatla bildirdiler. Günler, saatler, dakikalar hızla eriyordu. UEFA son anda 12 milyon 500 bin euroya razı oldu. TRT’deki dostlar, bu pazarlığın tüm ülkelerde örnek alınacak “referans” bir başarı olduğuna inanıyorlar. Gerçekten kutlanması gereken bir başarı.
Gelelim Şampiyonlar Ligi’ne... Yeni dönem için yayın ihalesini beIN SPORTS kazandı. Ancak beklenmeyen döviz artışı nedeniyle haklı olarak indirim istediler. Süper Lig yayınlarında doları 3.26’ya sabitleyen şirket, aynı anlayışı UEFA’dan göremeyince “çekildiğini” bildirdi. Bu yazının yazıldığı dakikalarda (16.20) maçın yayınlanıp yayınlanmayacağı belli değildi.
Neyse... Sıkı pazarlık beIN SPORTS’un açıklamasıyla bitti. UEFA’yı ikna edip maçı yayınlama kararı aldılar. Son anda herkes rahatladı. Bu işte Galatasaray Spor Kulübü de zarara uğrayacaktı. UEFA’nın yayın ve reklam ücretlerinden oluşturduğu “Yayın Havuzu” önceki yıllara göre anormal bir büyüme gösterecek. Maç yayınlanmasaydı Şampiyonlar Ligi’ndeki tek temsilcimiz Galatasaray bu havuzdan yararlanamayacak, 7,5-8 milyon euro gelir kaybına uğrayacaktı. Hikayenin sonu mutlu bitti. Neyse, neyse...

Haberin Devamı

Kaybederken kazanmak... Ya da Negredo!

Haberin Devamı

Beşiktaş’ın 33 yaşındaki İspanyol santrforu Alvaro Negredo, tam da Fenerbahçe maçı öncesinde Birleşik Arap Emirlikleri’ne uçtu. Artık Al Nasr forması giyecek.
Negredo’nun bu yıl istenen performansı göstereceğini umuyorduk. Satış tezgahına konduğunda da kulübüne küsmemiş, tatilde tedavisini yaptırarak sezona iyi bir giriş yapmıştı. Takım arkadaşları için önemli bir karakterdi. Son Y.Malatyaspor maçında Babel’e attırdığı goldeki başarısını bize güzel bir anı olarak bırakıp gitti.
Fenerbahçe maçı için elbette Beşiktaş’ın kadrosunda Medel’den sonra ikinci boşluk oluştu. Bu boşluklar kuşkusuz dolar ama Şenol Hoca zorlanır. Başkan Fikret Orman’a sorarsanız, onlar kazandı. Negredo’nun içerdeki 1,5 milyon euroya yakın alacağı silindi. 4,5 milyonluk yıllık ücretten de kurtuldular, rahatladılar. Ne yapalım... Endüstriyel futbol böyle bir şey. Gerisini Şenol Hocam düşünsün!

Haberin Devamı

Hüseyin Göçek de mi uyudu?

Hakem hocası dostum aradı: “Dikkat ettin mi? Beşiktaş-E.Y. Malatyaspor maçının 22-25. dakikaları arasında Guilherme, Medel’e öyle bir girdi ki, doğrudan kırmızı kart yetmez. Bir buçuk kırmızı gerekirdi. Hüseyin (Göçek) de uyumuş galiba!”
Video başındaki bu uyku hali ne kadar sürecek bilmiyorum. Stüdyoya horoz mu getirsek, ne dersiniz?