Bursa 'Bir Toplum, Ancak Kadınları Kadar Özgürdür'

'Bir Toplum, Ancak Kadınları Kadar Özgürdür'

18.02.2019 - 13:16 | Son Güncellenme:

'Bir toplum, ancak kadınları kadar özgürdür'

Bir Toplum, Ancak Kadınları Kadar Özgürdür

Halil ÖZÇOBAN/BURSA, (DHA)- BURSA Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Nazlı Ceren Şendoğan, Medeni Kanun’un kabulünden bugüne kadar elde edilen kadın hakları kazanımlarını geriye götürecek değişiklikler yapılmasını ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin göz ardı edilme çabalarını kabul etmediklerini söyledi.

Medeni Kanun’un kabulünün 96'ncı yıldönümü nedeniyle Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) tarafından hazırlanan açıklama Bursa Barosu Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna duyuruldu. Bursa Barosu Başkanı Avukat Gürkan Altun, yönetin kurulu üyeleri ve Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatların katıldığı toplantıda açıklamayı Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Nazlı Ceren Şendoğan, Medeni Kanun’un kabulünün 93'üncü yılında, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti için, yurttaşlar ve özellikle kadınlar için önemine ve değerine bir kez daha dikkat çekmek ve son dönemlerde yaşanan sorunları kamuoyuyla paylaşmak zorunluluğu doğduğunu ifade etti. Şendoğan bu değişiklikleri ilgili şunları söyledi:

“Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda 17 Ekim 2017 tarihinde yapılan değişiklikle müftülere resmi nikâh yetkisi verilmesi Medeni Kanun’un ve laik hukuk kurallarının göz ardı edilmesine yol açmıştır. Medeni Kanun ile gerçekleşen kazanımların kaybının kadın ve çocuklara yönelik şiddeti taciz ve istismarları artıracağı, kadının ekonomik güvencelerini yitirmesine neden olacağı, sonuç olarak da toplumsal yapının bozulmasıyla ülkemize büyük zararlar vereceği öngörülebilir ve fakat engellenebilir bir durumdur. Türkiye’nin üyesi olduğu Siyasi İslam Konferansı Örgütü’nün Kadının İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nde yer alan ‘Kadınların erkeklerin saygı duyulan eşleri olarak yetiştirilmesi’ gerektiği ifadelerinin yer alması kadın erkek eşitliğine aykırıdır. Bu örgüt ve tüzüğe dair her türlü anlaşma kadın haklarının yok sayılmasıdır. Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitsizliği sebebiyle hayatlarının her alanında mevcut haklarını kullanmakta dahi zorlanırken, neredeyse her gün bir kadının yaşama hakkı ellerinden alınır hale geldi. Basın yayın yoluyla nasıl yaşamaları konusunda kadınlara baskı kurulurken; hatta öldürüldüklerinde dahi ‘doğru’ bir şekilde ölüp ölmedikleri, o sırada üzerlerindeki kıyafetten, yanlarında bulunan insanlara, saatin kaç olduğundan nereden gelip nereye gittiklerine kadar eleştirilirken tüm bu sorunları görmezden gelerek bu sorunlara çözüm ve kalıcı politikalar üreten bir devlet organı yoktur. Kadın Bakanlığı’nın ivedilikle kurulması gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki bir toplum ancak kadınları kadar aydın ve kadınları kadar özgürdür. Kadınlar için atılan her adım toplum refahı için atılan bir adımdır.”

Şendoğan, “Medeni Kanun’un kabulünden bugüne kadar elde ettiğimiz kadın hakları kazanımlarını geriye götürecek değişiklikler yapılmasını ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerin göz ardı edilme çabasını kabul etmiyoruz. Tüm kadınları ve laik Cumhuriyetimizi savunan herkesi kadın erkek eşitliğini bir demokrasi meselesi olarak dikkate almaya, kadını birey olarak gören düşüncenin yerleştirilmesine destek olmaya ve Medeni Kanunumuza sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.

Yazarlar