Çatı eğimini avantaja çevirecek ipuçları
Çatı eğimi yüzünden kullanmadığınız bölgeler artık boş kalmak zorunda değil. İşte küçük dokunuşlarla çatı eğimini avantaja çevirecek ipuçları!
Anadolu’nun farklı bölgelerinde sayısız denebilecek kadar çok çeşitte geleneksel mimari üsluplara rastlayabilirsiniz. Karadeniz’de tek bir çivi çakılmadan yapılan müthiş bir ustalık eseri ahşap evlerden tutun, çöl sıcaklarında bile serin bir ortam sunan Mardin evlerine, Ege’nin kuzeyinde ve güneyinde farklı taş ev modellerinden pek çok farklı bölgede rastlanan kerpiç evlere kadar, bu topraklar hemen her yönden olduğu gibi mimari açıdan da çok zengindir. Öte yandan bu birbirinden çok farklı ev tiplerinin hemen hiçbirinde çatıyı bir yaşam alanı haline dönüştüren bir yönelim görmek mümkün değildir. Bu yüzden de çatı katı kavramı aslında bizler için oldukça yeni, belki de son birkaç on yılda tanışılan bir şeydir. Oysa batı mimarisinde, özellikle de Avrupa’da çatı katları önemli bir yer tutar. Avrupa’nın Paris, Londra, Amsterdam gibi çeşitli metropollerinde birbirinden güzel çatı katlarına rastlayabilirsiniz. Erken dönem kentleşme ve kentlerdeki aşırı yoğunlaşmanın bir sonucu da sayılabilecek bu durumun yarattığı çatı katı kültürü bizde hayli cılız kaldığı için çatı katlarını doğru değerlendirmekte de zaman zaman güçlük çekiyoruz. Bu yazımızda çatı katlarının tanımlayıcı özelliği olan çatı eğimini mimari bir unsur olarak öne çıkarak ve ondan doğru yararlanan çeşitli örnekleri derledik.
Gökyüzünü en güzel izlemenin yolu: Çatı pencereleri
Çatı katları en yalın, en basit halleriyle bile göze hoş gelen, belli bir estetik barındıran mekânlardır. Ve bir çatı katına yapabileceğiniz en güzel katkı da ona bir (daha iyisi birden fazla) çatı penceresi eklemek olabilir. Çatı pencereleri gün ışığını mükemmel biçimde evinize dahil eder ve başka hiçbir çeşit pencere ile elde edemeyeceğiniz kadar şık bir ortam yaratırlar.
Kolay çözümler
Çatı eğimi özellikle de doğru tasarlanmadıysa ve gereğinden dik bir açı yapıyorsa ergonomik bir sorun haline gelebilir. Bu sorunu aşmanın çeşitli yöntemleri vardır. Bunların en mantıklısı, çatı katının ayakta durulamayacak olan bölümünü ayakta durmanın gerekli olmadığı işlevlere ayırmaktır. Yani çatı eğimiyle alçalan bölüme yatağınızı koyarsanız, aslında yerden ciddi anlamda tasarruf etmiş ve çatı eğiminin yarattığı kaybı önlemiş olursunuz.
Mobilyalar
Çatı eğiminin daraldığı noktalarda alçak profilli mobilyalar kullanmak da bir başka çözümdür. Üstelik bu türden mobilyalar kullanmak çatı eğiminin aslında fazla da alan kaybettirmediğine dair bir illüzyon yaratacaktır. Bunu bir adım daha ileriye taşıyıp yerde oturabileceğiniz yastıklar kullanma yoluna da gidebilirsiniz.
Estetik dokunuşlar
(Hart Design / homify.com.tr)
Her çatı katı eğimden ötürü belli bir alanı kullanılmaz hale getirmez. Bu örnekte olduğu gibi çatı eğimi ayakta durmaya hiç engel olmayabilir ve hiçbir alan kaybı yaratmayabilir. Bu durumda geriye yalnızca çatı eğiminin sınırsız estetik özelliğinden gönlünüzce yararlanmak kalır.
Çalışma odası
Bir çalışma odası da ayakta durmamızın gerekmediği mekânlar arasında yer alır. Bu yüzden başka bir amaca hizmet etmeyen bir çatı odasını çalışma odası olarak değerlendirebilirsiniz. Hele bir de burada olduğu gibi oturma alanının tam üzerine bir çatı penceresi denk getirebilirseniz, ortaya gerçekten muhteşem bir çalışma odası çıkacaktır.
Eşyaları ortaya almak
Çatı katında bulunan bu sıra dışı ve bir o kadar çekici mutfağın tasarımcıları, çatı eğimiyle baş etme çözümü olarak mutfak donanımlarını odanın orta bölümünde konumlandırmayı tercih etmişler. Sonuç ise tek kelimeyle harika.
Çatı kütüphanesi
Çatı katını değerlendirmek için son derece yaratıcı ve şık bir çözüm. Elbette bir kütüphane her eve ve her odaya yakışır. Ama çatı eğimini tamamen içine alan üçgen formda bir kitaplık, kütüphaneye müthiş bir estetik katkı sağlıyor.