DİZ KİREÇLENMESİ İHMALE GELMEZ!

Gonartroz, diz ekleminde oluşan kıkırdak kaybı hastalığıdır. Halk arasında "Kireçlenme" olarak bilinir ve yarattığı algı diz ekleminde bir birikme şeklinde olsa da, gerçekte kıkırdakta bir kayıp söz konusudur.

Kireçlenme'nin Sebepleri Nelerdir?

Genetik faktörler, aşırı kilo, genel eklem gevşekliği ve yaşlanma gibi temel etkenlerin yanısıra, kazaya bağlı gibi bir travma sonucu oluşan eklem içi kırık, geçirilmiş enfeksiyon, menisküs ve ön çapraz bağ yaralanmaları ve romatoid artrit gibi iltihaplı eklem hastalıkları kireçlenmeye sebep olan etkenlerdir ve her hastada kireçlenmenin derecesi farklıdır.

Haberin Devamı

Peki Diz Kireçlenmesi (Gonartroz) Nasıl Tanınır?

Diz kireçlenmesi yavaş ilerler.Genellikle başlarda merdiven inip çıkarken ve dizlerin bükülmesiyle hissedilen ağrı, ilerleyen yıllarda hastanın günlük basit aktivitelerinde dahi görülebilmektedir. Daha ileri yıllarda ise, yaşlanma dolayısıyla kas güçsüzlükleri nedeniyle yürüme daha da zor hale gelir. Zamanla her iki bacak içe çarpık hale gelir ve günlük aktiviteleri yapmak dahi zorlaşır. Çok ileri seviyeye ulaşmış diz kireçlenmesinde ise hasta, koltuk değneği, yürüteç (walker), tekerlekli sandalye ile günlük yaşamını idame ettirebilir duruma gelir.

Hastalarımız genellikle “Namazımı oturup yerde kılamıyorum”, “Yere çömelemiyorum”,”Merdiven inip çıkarken çok zorlanıyorum”, “Yürüme mesafem kısaldı, eskiden şu kadar yol yürürdüm şimdi artık imkansız” “Sabah uyandığımda yataktan kalkınca attığım ilk adımda çok şiddetli ağrım oluyor” gibi şikayetlerle bizlere başvurmaktadırlar.

Diz Kireçlenmesi Önlenebilir Mi?

Diz kireçlenmesinin oluşumunu önlemek veya var olan kireçlenmenin etkilerini geciktirmek için bazı önlemler tabii ki alınabilir.

Bunlardan ilki kiloya dikkat etmekle başlar. Aşırı kilo, obezite, özellikle diz kireçlenmelerinin oluşmasında veya ilerlemesinde çok önemli bir etkendir.

Bir diğer korunma faktörü de doğru fiziksel aktivitelerde bulunmaktır. Doğru fiziksel aktivite demek; Yapacağınız sportif faaliyetlerin tümünün, vücuda faydalı olmadığı anlamına geliyor. Yani dize aşırı baskı yapan spor dalları uzun vadede kireçlenmeye yol açan etkenler arasında kabul edilir. Örneğin koşmak yerine yürüyüş yapmak veya bisiklet sürmek hem ayak bileği ve diz sağlığı açısından yararlıdır, hem de formda kalmanızın keyifli yollarından biridir. İmpakt sporlardan olmayan, yerçekimi etkisi olmaksızın uygulanan yüzme de yine diz sağlığı ve genel vücut sağlığı açısından son derece faydalı bulduğumuz bir daldır.

Haberin Devamı

Evde egzersiz yapmak isteyen hastalarıma ise en çok pilates yapmaları önerisinde bulunuyorum. Tüm kas ve iskelet sağlığı açısından faydalı olan pilatesi, diz eklemi ve ayak-ayak bileği sağlığı açısından da yararlı buluyorum. Bacak ve kalça kaslarının güçlü kalması, diz kireçlenmesine karşı alınabilen en önemli önlemlerdendir.

Diz Kireçlenmesi Tedavi Yaklaşımları

Kireçlenmenin ilk aşamasında bizim öncelikli hedeflerimiz bellidir; Hastalığın seyrini yavaşlatmak, hastamızın ağrılarını dindirmek ve hastamızı fonksiyonel halde tutmak. Bu yaklaşımla, ağrı kesiciler ve kas gevşeticilerle bir tedavi düzenleriz.

Haberin Devamı

Yine hastalığın ilk aşamalarında, yani kıkırdak kaybının tam olmadığı hastalarımızda, kıkırdak besleyici diz içi enjeksiyonlarla tedavi düzenleriz.

Tedavide önemli unsurlardan biri de her gün uygulanması gereken ve dizi korumaya yönelik bir egzersiz programının hastaya sağlanmasıdır.

Bu uygulamalara rağmen hastamızın şikayetleri halen devam ediyorsa cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır.

Cerrahi Tedavideki Yenilikler

Dünyada son 5 yılda diz kireçlenmesi cerrahi tedavisinde çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir.

Bu gelişmeler sayesinde hastalar genel anestezi olmadan, sadece bacakların uyuşturulduğu yöntemle ameliyat edilmektedirler. Ameliyat oldukları günün ertesi günü ayağa kalkıp yürüyebilmekteler ve ameliyatın ardından 3. gün kendi günlük ihtiyaçlarını yardımsız yapabilmektedirler. Cerrahi teknikte ameliyat yarasının daha küçük açılması ve kaslara yapılan minimal kesiler sayesinde iyileşme süreci oldukça kısalmıştır. Hastalar çoğunlukla kimsenin yardımı olmaksızın ameliyat sonrası süreci yalnız ve tam sağlıklı geçirebilmektedirler.

Ameliyat sonrası enfeksiyon riski, hekim cerrahın kullandığı cerrahi teknik ve gelişen teknolojinin yardımıyla alınan önlemler sayesinde tarihe karışma aşamasındadır.

Op.Dr. Gökçe MIK
Yetişkin ve Pediyatrik Ortopedi Uzmanı

www.gokcemik.com
0212 296 94 50

Facebook: Op.Dr.Gökçe Mık

Instagram: @opdrgokcemik

Twitter:@gokce_mik