SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Emzirmenin önemi ve faydaları

Bebeğin ruhsal ve bedensel gelişiminde etkili olan anne sütünden yararlanması için doğru emzirme biçimi büyük önem taşıyor. Emzirmenin, anne ve bebek arasındaki sevgi bağının pekişmesini sağladığını vurgulayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer tavsiyelerde bulundu.

|

Şüphesiz, bütün besinler içerisinde birebir karşılığı olmayan tek besinin anne sütü olduğunu ve ilk doğduğu andan itibaren annelerin bebeklerine verebilecekleri en değerli besinin anne sütü olduğunu ifade eden Dr. Ebru Gözer, “doğum sonrası bebeğin mümkün olan en kısa sürede anne ile buluşmasını sağlayarak ilk emzirmeyi başlatıyoruz. Yapılan çalışmalar anne ve bebeğin erken buluşması etkin anne sütü vermenin ilk önemli adımı olduğunu gösteriyor. Emzirme aralıkları, emzirme süresi, bebeğin aktif emdiğinden emin olarak takip ediliyor. Anne hastaneden taburcu olana kadar, eğitimlerde aktif katılımları sağlanarak, pratik uygulamalar yanında karşılaşabilecekleri her tür durumla ilgili bilgiler verilerek, eğitim materyalleri (kitapçık, cd) ile desteklendikleri takdirde başlangıçta kararsız olan anneler bile bebeklerini başarılı bir şekilde emzirebiliyor” dedi.

Bir ayın sonunda emzirme aralıkları dengeye oturur

Dr. Gözer, “Her istediğinde, her ağız hareketi ile aranma yaptığında, her memede en az 15-20 dakika kalacak şekilde emzirilmesi en uygun olandır. Genellikle bir ay sonunda emzirme aralıkları ve süresi dengeye oturur. Gün içinde ilk ayda ortalama 8-10 kez emzirilen bebek, 3. ayda 6-8 defa emzirme ile yeterli anne süt alır. Ağlayarak da emmek isteğini belli edebilir ancak başka sebeplerden ağlayabileceğini unutmamak gerekir. Emzirme ile sakinleşmiyorsa başka sorunu olabilir. Kucağa alınca susuyorsa temas istiyordur, emzirmeye gerek yoktur” şeklinde konuştu.

Annelere, emzirmenin mamadan daha kolay olduğu anlatılmalı
Çok nadir de olsa bebek ciddi bir kilo kaybı yaşadığında veya çok aktif emmediği zamanlarda mama verildiğini söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, “Ancak genellikle mama vermek yerine süt varsa, annedeki sütü sağıp bebeğe vermeyi, anneye tekrar emzirmeyi öğretmeyi tercih ediyor, emzirmenin daha kolay olduğunu anneye anlatarak bu konuda destek olmaya çalışıyoruz” dedi. Dr. Gözer, böylece tekrar ek gıdaya gerek kalmadan süt emmeye bebeği alıştırdıklarını sözlerine ekledi.

Her annenin sütü yarar, yeter ki emzirmekten vazgeçilmesin

Annenin ’Sütüm yaramıyor, yararlı değil’ gibi söylemleri tamamen kendini yetersiz hissetmenin bir ifadesi olduğuna değinen Dr. Ebru Gözer, “her annenin sütü yarar. Yeter ki emzirmekten vazgeçmeyin. Kaygı sıklıkla yaşanan bir duygudur. Annenin bu durumunu gözlüyorsak eğer bu konuda da destek olmalıyız. Lohusalıkta yaşanan duygu durum değişiklikleri bazen emzirmeyi etkileyebilir. Annenin çeşitli besin gruplarından dengeli tüketmesi süt miktarını hatta lezzet bileşenlerini etkiler” diyerek annelere önerilerde bulundu:

Enerji: Emziren annenin salgıladığı sütteki enerjinin önemli bir kısmı yediklerinden sağlanır. Kadının aldığı enerji tam olarak süt enerjisine dönüşememekte, vücut dokuları da bir miktar harcanmaktadır. Diyetin sağladığı enerjinin yüzde 80 oranında süt enerjisine dönüştüğü kabul edilmektedir. Sağlıklı bir annenin günde ortalama 700-800 ml süt salgıladığı esas alındığında emziklilik döneminde günlük enerji gereksinmesine 750 kalori ek yapılmalıdır. Bu miktarın 500 kalorisi annenin yediklerinden, 250 kalorisi ise gebelikte kazanılan depolardan karşılanır.

Sıvı: Emzirirken su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3 litre olmalıdır. Bu miktar pratik ölçülerle 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmektedir. Çay, kahve gibi içecekler süt verimini azaltmaktadır.

Emzirme döneminde günlük beslenme planı

Kahvaltı: 1 su bardağı süt (kalsiyumla zenginleştirilmiş)
1 yumurta
1 kibrit kutusu kadar peynir
4-5 zeytin
1-2 ince dilim ekmek
1 meyve veya domates-salatalık

Ara öğün: Meyve, süt

Öğle: 1 porsiyon etli sebze yemeği
1 porsiyon pilav veya makarna
1 kase yoğurt veya ayran
1 ince dilim ekmek
Salata, meyve

Ara öğün: 1 kibrit kutusu kadar peynir
1-2 ince dilim ekmek
Meyve veya domates

Akşam: Çorba (tarhana, mercimek, sebze veya yoğurtlu çorbalar)
2-3 yumurta kadar et (balık, tavuk) veya kıymalı sebze yemeği
1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
Salata
1 kase yoğurt veya sütlü tatlı
1-2 ince dilim ekmek

Gece: Meyve, süt veya sütlü tatlı

Lohusa annelere pratik öneriler

• Anneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için acele etmemelilerdir. Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Bebeğinizi emziriyorsanız eski formunuza daha kolay dönebilirsiniz.
• Gebelik sırasında önerilenden fazla kilo aldıysanız her ay iki kilo kaybetmeniz normaldir. Ayda iki kilodan fazla ağırlık kaybı doğru değildir.
• Lohusalar zayıflama diyeti uygulamamalıdır. Ancak unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeğe dikkat edilmelidir.
• Doğumdan sonra bebeği emzirirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır.
• Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.
• Her gün bir adet yumurta ve bir porsiyon etli sebze yemeği veya kurubaklagil yenilmelidir.
• Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekler, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir.
• Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.
• Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır gıdalar mümkün olduğu kadar yenmemelidir.
• D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.
• Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.
• Kuru yemişler ve kuru meyveler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü yapılarak bu besinler tüketilebilir.
• Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çay kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon, limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
• Sebzelerin, makarna ve eriştenin haşlama suları dökülmemelidir. Kuru fasulye, nohut ve barbunya gibi kuru baklagiller iyice yıkandıktan sonra ıslatılmalı ve haşlama suları dökülmemelidir.
• Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran ve limonata tercih edilmelidir.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.