Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bravo Fatih Hoca’m!.. Taşı gediğine koydun... Ağızlarının payını verdin.
Gomis’i golleriyle birlikte Arap Yarımadası’na postalayıp Euro’yu 7,5’dan cebe indiren Galatasaray’ın “Şampiyonlar Ligi’nde topal ördek” olacağını iddia edenlere senfonik bir teşbihle haddini bildirdin!
Neymiş; forvet yokmuş...
“Orkestrada bir enstrüman olmadığında, bir parçanın çalınmadığını gördünüz mü siz”?..
Görmemişlerdir tabi...
Zaten orkestrada eksik var mı diye sayım yapacak halleri yok. Ne çalıyorsa dinleyip giderler. İş Galatasaray orkestrasına gelince vır vır ediyor ukalalar!
(Bu arada: Fatih Hocam’ın kastettiği Senfonik/Barok/Türk Sanat Müziği orketstraları, bando falan olsa gerek... İki üflemeli/bir klavsen/bir çello Barok Trio Sonat orkestrası, tek enstrüman eksikse yok hükmündedir, biletler iade edilir; o başka.)
Ya... Millet enstrümansız müzik yaparken bunlar hâlâ neredeler?
4-6-0’ı da mı bilmiyorlar?
Keşke “ağızla müzik yapma sanatı” beatbox’a da girseydin Hoca’m...
Gümbür gümbür konser veren enstrümansız vokal gurupları “A capella”lardan başlayıp, Altay Dağları’nın güneyinde her türlü müzik aletinin sesini ağız ve gırtlaklarıyla çıkaran fantastik müzisyenlerden çıksaydın.
Deseydin ki, “Bize forvet gerekmez, biz lafla bile oynarız bu futbolu”!
Hadlerini bilsinler!
Yalnız olayın eksik bir yönü var.
Elli keman, yirmi udla çok sesli(!) arabesk icra edilmiyor ki, Avrupa’da...
Evrensel müziğin yapıldığı klasik bir festivalde yarışacaksan ne enstrümanda eksik olacak ne müzisyende. Hepsi olacak, bir de hayatlarının en iyi performansını verecekler ki, rakiplerden bir ikisini geri bırakabilesin.
Diyeceksin ki, “altı keman beşe inmişse bizim tınımız değişmez”!
Tamam...
Türksün, doğrusun, çalışkansın. Yelkenlerin atlastan...
Ama eloğlunun müziğini yapacaksın. Sorarım; bir korno veya bir timponi (davul) yoksa ne olacak?
Bülent Ersoy “İtirazım Var” derken gerekmez... Fakat repertuar Nikolay Rimski Korsakov’un o muhteşem senfonik süiti Şehrazad ise icra edemezsin.
Daha prelüde’de, Şehrazad Sultan’a “Deniz ve Sinbad’ın gemisini” anlatırken şişersin. Korno lazım.
Finaldeki “Bağdat’ta Bayram”ı hiç göremezsin. Şaşaayı akciğerleri patlatacak timponi verecek.
Korsokov’un 1001 Gece Masalları yorumunu icra edemezsen Dede Korkut’a mı gireceksin, yoksa “forvetsiz de olur” hikayesini mi seslendireceksin?
“Olduğu kadar” diyorsun, belli...
İşte insanlar o “olduğu kadar” durumuna gelişi eleştiriyor, devamından endişeleniyor.
Naçizane ben yazmıştım; “Galatasaray UEFA’dan en ağır cezayı aldı farkında değil” diye...
Demek istediğim buydu işte.
Sıkarsın bütçeyi, Avrupa’ya koltuk değneği ile çıkar, ibret olur koskoca Galatasaray!
Elbet eleştirilecektir. Yenilerinin ihtimali olsaydı 29 golün üzerini çizme öyküsünü hatırlamazlardı bile Hoca’m. Ama rüyasına giriyor Gomis Galatasaraylıların.
Fazlasına karışmam.
Sen yine bildiğin gibi çal söyle...
Mahcup olmazsın umarım.