Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir zamanlar şaha kaldırırdı, maç kazandırırdı Fatih Terim’in “düşman yaratma” taktiği...
Tehlikeliydi ama dozunda kullanılan pek çok zehrin ilaç etkisi gibi, işe yarardı verimliydi.
Tecrübeyle sabit...
Şampiyon yapardı.
Şampiyonalara taşırdı takımını.
Kürsüye çıkarır, kupa kazandırırdı.
Birçok “Terimli efsane” öyle yazıldı.
Çünkü ekstra motivasyon sağlardı ekibine.

Peki neden işe yaramıyor artık?
Hatta tam tersine, ayak bağı oluyor...

Şartlar değişti...
Birincisi... Kimi kiralık, kimi yolcu bir sürü yabancı futbolcuyu bağlamıyor hakem, MHK, TFF, rakip takım, medya “düşmanlığı”.
Sakatlığı nüksetmesin diye golü atamayan adama, tanımadığı adamları mahcup etmek için tekmeye kafa sokturmak ne mümkün!
Gol gelirken çimene oturmuş muhabbet eden “yabancı”, nasıl rencide olup hırslanacak “yabancıların” husumetinden?
Olsa olsa Hasan Şaş’ı gaza getiriyor.

Haberin Devamı

İkincisi... Terim çıtayı yükseltti.
Eskisi gibi pek de yaptırımı olmayan, topa girdiği zaman yıprattığından daha çok fayda sağlayan medya ile yetinmiyor...
Veya bireysel olarak bir iki garibana takılmıyor!
Karşısına aldığında hesabını disiplin kurulunda, sahada, toplum vicdanında ödeyeceği, denk hatta daha güçlü kurumları -tek tek de değil- toptan hasım yapıyor.

Üçüncüsü... Arkasında güçlü bir yapı yok eskisi gibi.
Terim’de başlıyor, orada kalıyor girişim. Çünkü Galatasaray anahtarı Terim’e teslim etmiş, Terim de seve seve kabul etmiş.
Adı Fatih Terim de olsa, sonuçta bir büyük takımın profesyonel teknik adamı kendisi...
Hadi rakip futbolcuyu eleştirmek, rakip meslektaşına atarlanmak falan tamam... Ama başka bir büyük kulübün yönetimini, Türk Futbolu’nu yönetenleri, yanıt verme özgürlüğü olmayan MHK’yi, hakemleri, yanıt verse işi kişiselleştirmiş olacak medyayı mindere çekmesi, durup düşününce anlamsızlaşıyor, absürd kalıyor.

Ve dördüncüsü...
Sahada başarı olmayınca kendi kendini besleyen “düşman yarat-motivasyon sağla-kazanca çevir” zincirinin en önemli halkası kopuyor.
Geriye “keskin sirke-küpüne zarar” denklemi ile açıklanan faydasız bir agresiflik kalıyor.
Cezalar da cabası!

Haberin Devamı

Ondan sonra gelsin “eski defter” okumaları...
Bardağa boş tarafından bakanlar “motivasyon sağlayıp işe yaramış Terim agresifliklerinin” bile sadece yarattığı sorunlara odaklanıp, Terim’in aleyhine kullanabiliyor geçmişi.
Doğaldır... Ortada bir mücadele varsa kazanmak için onlar da kozlarını kullanacaklar!
Oysa o geçmiş nice başarılarla bezenmiş bir yandan. O başarıların bir kısmı da Terim’i suçlamada kullanılan “sabıkaların” motivasyonundan.

Biz bu filmi gördük...
Terim, sezon bitmeden “seçilmiş/ayıklanmış” bardağın boş tarafına bakan hafızayı “vefasızlık” olarak algılayacak ve bir kez daha yaralanacak. Saha ve skorlar da kendisini desteklemezse küsecek, belki de gidecek.
Kaybeden “herkes” olacak.

Fatih Terim’in istediği gibi nasıl giderdi işler?
Futbolcuları, bırakın rehaveti gerilimden motivasyon çıkaracak kadar ülke ve takım ruhuna sahip olsaydı. Terim cepheyi genişletmeden “düşmanı” iyi seçseydi. Galatasaray sağlam kurumsal yapılı bir süreçten geçseydi ve eğrisi doğrusuna gelip birileri topu ağlara gönderebilseydi...
O da belki!
Çünkü Fatih Hoca’m futbolun taktiğindeki, fiziğindeki, kimyasındaki gelişmeleri çok iyi takip ediyor ama Türk Futbolu’ndaki “gerilimden hazzetmeyen” talep ve adımları görmezden geliyor.
Ya uyacak ya “demode” olacak!