O da hibritleştirilenlerden!

Neresinden başlarım, nasıl anlatırım diye kara kara düşünmedim değil... Yok, size değil, otomobilin renginin neden mavi ve arkasında neden “hiyibrid” yazdığını soran arkadaşa... Yani o yazanın “hiyibrit” ya da “kibrit” diye okunmadığını anlatarak başlamam gerekiyordu sanırım en kolayından. Sonrası çorap söküğü gibi gelebilirdi mesela...

“Yaaa, bak şimdi sevgili kardeşim, bu otomobilde aslında iki adet motor var!..”

Tabii böyle başlayıp ardından iki motorun nasıl çalıştığını, ne anlama geldiğini, ne gibi bir “faidesi” olduğunu da anlatmak gerek ama doğrudan takmış kafayı bir kere: “Arkadaş, bu elenktrinkli şimdik yani, deyil mi?”

“He” desem olay kapanacak belki ama benim için kapanmayacak! Zira sizlere bu hafta, Toyota’nın “hibritleştirdiklerinden” biri olan Auris’ten bahsetmem ve onu tanıtmam gerekiyor. Zira hibrit araçlara ÖTV desteği gelmesinin ardından, bu konuya en çok kafa patlatan Toyota’nın neredeyse tüm “hibrit ailesi” gelmeye başladı Türkiye’ye... Ve Auris HB, bunlardan biri.

Sert bakışlı

Şimdi bu ara başlığı yazdım diye, otomobilin tamamen eski filan olduğunu düşünmeyin elbette. Bir kere hemen söyleyeyim, şu an makyajlanmış ve gençleşmiş haliyle satılmakta olan Auris, ikinci nesil ve bu neslin ilk çıkışında da zaten hibrit versiyon vardı da, biz görmüyorduk. Çünkü sahip olduğu 1.8 lt benzinli motor, onu doğrudan üst vergi dilimine çıkartıyordu.

Elektrik motoru da olması, pek önem arz etmiyordu. Düzenlemeyle bunun önemi kalmayınca, Toyota da aracı Türkiye’ye getirmeye ve satışa sunmaya karar verdi. Tıpkı RAV4 Hybrit ve yeni nesil Prius gibi...

Bu yüzden bizler makyajlanmış, güzelleşmiş haliyle tanışıyoruz Auris Hybrid ile. Önü daha sportif hale gelen, sert bakan haliyle yani. Tabii uzun uzadıya bunu anlatmayacağım. Ancak sadece ön tasarımı değil, iç mekanında da pek çok geliştirmesi var elbette. Dediğim gibi asıl önemli detaylar, bunlar değil...

Auris Hybrid, benzinli ve elektrikli motoru sayesinde hem kullanıcısını hem de çevredekileri şaşırtmayı seven bir otomobil. Zira özellikle dur-kalk trafikte “sadece elektrikli” yol alarak, performans gerektiğinde yine elektrikli motorun desteğiyle “coşarak” fakat buna rağmen 5 litreden az tüketim yaparak sahibini, örneğin kapalı garajda “hiç ses etmeden” giderek de çevredekileri şaşırtıyor. Şahit olduğum için diyorum tabii...

Bu şaşırtıcı arkadaşın fiyatı da 102 bin TL’den başlıyor...

‘Çok heyecanlı oluyor’

Neyin nesi?

Yukarıda saydığım gibi. İkinci nesil Auris’in hibrit versiyonu. Yeni nesil Auris ilk çıktığından bu yana var olan ancak Türkiye’nin yeni tanıştığı bir arkadaş. Makyajlı haliyle bize geliyor. Özellikle mavi rengi bana acayip “tatlı” görünüyor... Tamam sanırım kendimi kaybediyorum... Susmam gerek!..

Şu hibrit işine gelsek...

Ben de bunu diyordum “iç ses”im... 99 beygirlik 1.8 lt benzinli motor ve yanında da ona eşlik eden 82 beygirlik güç üreten elektrikli motoru var. “Hibrit” sıfatı buradan geliyor. İkisi bir arada aynı anda çalıştığında ise 136 beygirlik güce ulaşıyorlar. “Voltran” olayı! Tabii bu çizgi filmi hatırlayanlara... Elektrik motoru, dur-kalk trafikte, düşük hızda veya fazla güç gerektirmediği durumlarda tamamen tek başına çalışabildiği gibi, gerektiğinde benzinli motora destek amaçlı da devreye girebiliyor. Üstelik aküsünü, benzinli motor çalışırken, yokuş aşağı giderken hatta frene basıldığında kendiliğinden şarj ediyor. Bunun için priz aramaya gerek bırakmıyor yani. Böylelikle bir bakıyorsunuz, ortalama tüketim 100 km’de 4.9 litreye kadar düşebiliyor. 6 litrenin üzerine çıkmadığımı da söylemeliyim bu arada. Anlayacağınız dizel kadar az tüketen bir araç oluveriyor. Bununla birlikte aracın ne zaman elektrikli, ne zaman benzinli ya da benzinli-elektrikli olarak yol aldığını izlemek “heyecanlı oluyor” desem yeridir. Çoğu kez bu yüzden müzik sistemini bile açmadığım doğrudur... Hatta “tüketimi bakalım daha ne kadar düşüreceğim” oyununu yarattım kendim... Şeker patlatmaktan daha yararlı... (Editör çıldırdı!)

Neleri var peki?

Hibrit dediysek, hiçbir lüksü yok demedik tabii. Active, Advance ve Premium donanım seçenekleri var. En üst donanım seviyesinde deri/alcantara/kumaş karışımı ve ısıtmalı spor koltuklar, çift bölgeli klima, akıllı park destek sistemi, pek çok güvenlik donanımını bir arada sunan “Toyota Safety Sense” gibi özellikler var. “Joystick” tasarımlı vites kolu ise az bulunur nitelikte. İnsan onu alıp, evde bilgisayara bağlayası geliyor...

EDİTÖRÜN SON SÖZÜ

Aynı hissi Prius’ta da yaşamıştım. Bilgi ekranında elektrik ve benzinli motorun ne zaman devreye girdiğini gösteren animasyonu çizgi film tadında izlediğimi itiraf ediyorum...