Gündem Suriçinde tarih can çekişiyor

Suriçinde tarih can çekişiyor

05.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:

İstanbul’un en değerli bölgesi olan Tarihi Yarımada’da bin 800 yıllık hipodromun kalıntıları bakımsızlık nedeniyle zor ayakta duruyor. Uzmanlar kimi kısımlarında betonarme yapılar bulunan suriçinin korunmasını istiyor.

Suriçinde tarih can çekişiyor

İstanbul’da özellikle suriçinin İmar barışının tarihi eserlere etkisine yönelik tartışmalar devam ederken İstanbul’un en önemli tarihi mirası Bizans Hipodrom kalıntıları adeta can çekişiyor. Temelleri Roma İmparatoru Septimius Severus (149-211) tarafından atılan, ancak son haline Bizans İmparatoru 1. Constantinus zamanında (324-337) kavuşan, tarihi hipodromun ayakta kalan parçaları bakımsızlık nedeniyle zor ayakta duruyor. Osmanlı döneminde At Meydanı olarak da bilinen eserin son durumunun kabul edilemez olduğunu söyleyen uzmanlardan yüksek mimar Dr. Doğan Hasol, tarihi değerlerin mutlaka korunması gerektiğini söylüyor.

‘Venedik’e kaçırıldı’

Hipodromun 2. yüzyılda inşa edildiğine dikkat çeken Hasol, “Ne var ki Fetih’ten çok önce, özellikle de Latin işgali sırasında tahrip edilmiş, kimi değerli heykelleri Venedik’e kaçırılmıştır. Cumhuriyet Döneminde Fransız Şehirci Henri Prost bölgeyi de içine alan alanı Arkeolojik Park olarak koruma altına aldırttı. Ünlü Fransız mimar Auguste Perret, ‘Mimarlık, harabesi bile güzel olan sanattır’ der. Tarihten bize ne kaldıysa, tümünü din, dil, ırk, milliyet farkı gözetmeden en iyi şekilde korumak insanlık görevimizdir. Bu görüntüler İstanbul’a yakışmıyor” dedi. Tarihi yarımadanın İstanbul’un en değerli bölgesi olduğunu belirten Dr. Hasol; “Suriçi bir Müze-Kent’tir ve dünya tarihi bakımından da çok değerlidir. Sultanahmet Meydanı, Ayasofya, Eski Bizans Hipodromu kalıntıları, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı gibi yapı ve anıtlar suriçinin kalbidir. Kalbin yara almaması gerekir. Bizans döneminde Hipodrom şehrin toplantı, eğlence ve spor merkeziydi. Araba yarışlarının yanı sıra çeşitli eğlence ve gösteriler orada yer alırdı. Hipodrom, Bizans döneminde imparatora karşı ayaklanmaların ve bazı kanlı olayların da merkezi olmuştu. Böylesi önemli bir eserin bu görüntüleri kabul edilemez” dedi.

Suriçinde tarih can çekişiyor

‘Korunması gerekiyor’

İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller ise şu uyarıları dile getirdi: “Bir bölümü toprak altında kalan Hipodrom’un tribünlerinin küçük bir bölümü İbrahimpaşa Sarayı’nın altyapısı içerisinde görülebilir. Günümüze ulaşan en önemli bölümü ise meydanın güneyindeki Sphendone. Bizans döneminde at yarışlarının yapılabilmesi için araziyi düzlemek amacıyla inşa edilen devasa boyutlu duvar yüksek tonozlardan oluşur. Osmanlı’da mahalle dokusu içerisinde kısmen örtülen, kaybolan anıtsal duvar Cumhuriyet’le birlikte kısmen temizlenmişse de bütüncül bir restorasyon veya koruma müdahalesi gerçekleştirilmemiştir. İstanbul’daki pek çok eser gibi sistemli, kapsamlı ve bilimsel yöntemlerle incelenerek koruması gerekmektedir.”

Başkanlık rapor istedi

İstanbul Tarihi Alanları Alan Başkanlığı ise, imar barışının tarihi yarımadaya etkileri konusunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan UNESCO rehberine göre rapor hazırlanmasını talep etti.