Trabzon Türkiye'de Sezeryanla Doğum Oranı Yüzde 30 Civarında

Türkiye'de Sezeryanla Doğum Oranı Yüzde 30 Civarında

30.11.2018 - 11:51 | Son Güncellenme:

.

Türkiyede Sezeryanla Doğum Oranı Yüzde 30 Civarında

Doğurganlık için en ideal yaşın 25-30 yaş arası olduğu, 35 yaş üzeri ise risklerin arttığı belirtildi.
Konuyla ilgili bilgiler veren Trabzon Özel İmperial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Onur Dündar, 25-30 yaş arası anne adayının doğuma, biyolojik ve psikolojik olarak hazır olduğu yaş grubu olduğunu belirterek “35 yaş üzeri doğurganlıklarda risk oranı artar. Tansiyon, şeker, damarsal problemler risk grubunu oluşturur ve Down sendromu riski 35 yaş ve üzerindeki doğumlarda artmaktadır” dedi.
Türkiye’deki sezeryanla doğum ortalamasının yüzde 20-30 civarında seyrettiğini belirten Dündar, bu oranın özel hastanelerde ortalama yüzde 75 civarında olduğunu söyledi. Dündar “Türkiye’deki sezeryan ortalaması yüzde 20-30 civarında seyretmektedir. Hastanemizde ortalama yüzde 75 civarında. Doğurganlık için en ideal yaş 25-30 yaş arasıdır. Anne adayının doğuma biyolojik ve psikolojik olarak hazır olduğu yaş grubudur. 35 yaş üzeri doğurganlıklarda risk oranı artar. Tansiyon, şeker, damarsal problemler risk grubunu oluşturur ve Down sendromu riski 35 yaş ve üzerinde artmaktadır. Preeklamsi, Eklamsi riski yüksektir” diye konuştu.

"Gebe bir kadın duygusal olur ve onu iyi anlamak gerekir"
Hamileliğin takibinin önemine işaret eden Op. Dr. Onur Dündar, gebe kadınların çok duygusal olduğunu belirterek bu anlamda eşlere büyük görevler düştüğünü söyledi. Dr. Dündar, “Gebe geldiği anda ilk USG’si yapılır. Tüm tetkikleri istenir. Porgramı çizilir takipleri hastaya anlatılır. Kan uyuşmazlığı varsa 28. haftada indirekt Coombs testi bakılarak Anti-D globulini yapılır. 11-13 hafta 6 gün arası ikili test, 16-18. hafta arası üçlü test yapılır(Down Sendromu Tarama Testi). Bu tetkik riskli olabilir görülürse yüzde 80-85 doğruluğu vardır. Amniosentez önerilir. 20-24. Hafta arası 4 Boyutlu USG istenir. Perinatolojik tarama yapılır. İnce detaylar araştırılır. Anomali tespit edilirse 24. haftaya kadar sonlandırma hakkı vardır(Etik kurulu kararıyla yapılır). Bu haftalarda OGTT yaptırılır. Gebede gizli şeker araştırılır. Yüksek çıkarsa Endokrinoloji ile görüştürülür. Tedavisi Endokrin tarafından yapılır. 32. haftada tekrar görülür ve NST testleri haftalık yapılır. 15 günde bir USG takibi yapılır. Özellikle biyofizik profil değerlendirilmesi önemlidir. Hastanın tansiyon ve kilo takipleri gebelik başından itibaren düzenli yapılır. Toplamda bir gebe 7-12 kilo arası kilo almalıdır. Tuzlu, hamur işi yememelidir. Preeklamsi için risk faktörüdür. Eşler psikolojik açıdan eşine destek olmalıdır. Gebe bir kadın duygusal olur ve onu iyi anlamak gerekir. Kontrollere eşi ile beraber gelmesi gebe açısından çok iyi bir motivasyondur” şeklinde konuştu.
Anne karnında bebek ölümlerine de değinen Dündar, “Anne karnında bebek ölümlerinin sebepleri multifaktöriyeldir. Gebelik başında yorgunluklar, genetik nedenler, sigara ilk sırayı alır. Pıhtılaşma bozukluğu (trombofili) önemli nedenlerdir. İlerleyen gebelik dönemlerinde, yüksek tansiyon, boyuna kordon dolanması ve gestasyonel diabet rsik nedenleridir. O yüzden diyoruz ki her gebeye şeker yükleme testi yapalım. Çünkü tedavisi mevcuttur. Aksi takdirde komplikasyonları ağırdır” ifadelerini kullandı.
Hamilelere tavsiyelerde bulunan Dr. Dündar, “Gebelere mutlaka bir kadın doğum hekimine düzenli takiplerini yaptırmaları ayrıca aile hekimliklerinde ara kontrollerini yaptırmalarını öneririm. Sigara, alkol, tuzlu ve hamur işi asla önermiyoruz. Düzenli bir takip, sağlıklı bir sonuç olmasını diliyoruz” dedi. (BK-ÖS-Y)