İzmir Üçüncü Kuşak Gömlekçi

Üçüncü Kuşak Gömlekçi

19.05.2019 - 19:29 | Son Güncellenme:

Üçüncü kuşak gömlekçi

Üçüncü Kuşak Gömlekçi

İZMİR'deki tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda, üçüncü kuşak olarak gömlek dikimi yapan Önder Madran, yüz yıla yakın geçmişi olan aile mesleğini devam ettirecek son temsilci olduğunu söyledi. Geçmişte babaannesi Pakize Madran'ın Atatürk'e gömlek diktiğini anlatan Madran, "Atatürk için bir şey yapmış olmak onun hayatı boyunca en keyif aldığı olaylardan biriydi. Bu meslek bizim için bir aile işi, ancak göründüğü kadarıyla benimle son bulacak" dedi.

Kemeraltı Çarşısı'nda kişiye özel gömlek diken Önder Madran (48), üç kuşak öncesinden gelen aile mesleğini sürdürüyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras olarak gördüğü mesleğin gençler tarafından rağbet görmediğini söyleyen Madran, babaannesi Pakize Madran ve daha sonra babası Turgut Madran'dan devraldığı bu işin hak ettiği ilgiyi görmesini istiyor. Geçmiş dönemde babaannesi Pakize Hanım'ın Atatürk'e özel gömlekler diktiğini anlatan Madran, "Babaannem, annesi ile birlikte İzmir'e yerleşmiş ve ardından bir ustanın yanında el yapımı gömlek işine başlamış. 1946 yılında babam kendi adına firma kurdu ve bu işi aile mesleği haline getirdik. Ben mesleğin üçüncü kuşak temsilcisiyim. Ben ise bu işe 1988 yılında dahil oldum. Babaannem, İzmir'in kurtuluşunda bayrak diktiklerini anlatırdı. Kendisi Atatürk'e dikilen gömleklerin iliklerini el işi ördüğünü, çok duygulanarak anlatırdı. Atatürk için bir şey yapmış olmak onun hayatı boyunca en keyif aldığı olaylardan biriydi. Bu iş bizim için yüz yıla yakın süredir bir aile işi. Ancak ailede mesleği devam ettirecek kimse yok. Göründüğü kadarıyla benimle birlikte son bulacak" diye konuştu.

'KIZIM BAYRAĞI DEVRALMIYOR'

Gençlerin bu işlere meraklı olmadığını belirten Madran, "Bir işi öğrenmek, sabretmeyi ve sebat etmeyi gerektiriyor. Bugünün gençlerine ne yazık ki bu konuda nüfuz edemiyoruz. Halbuki, bu işe meyletseler ekonomik anlamda da sosyal anlamda da çok iyi yerlere gelebileceklerini düşünüyorum. 23 yaşında bir kızım var, bayrağı benden devralmasını çok isterdim, ancak farklı bir alanda eğitim alıyor. O, bu işi sevmedi. Zaten bütün yaşıtları gibi biraz sabırsız. Oysa ki ben çok emek verdim, çok zaman harcadım. Manevi haz çok üst düzeyde. Bu alan, kar kavgası değil kalite kavgasının olduğu bir alandır. Değişen tüketici talepleri göz önüne alındığında, gençlerin ekonomik anlamda tatmin olabileceği bir alandır. Tanınmış, bilinmiş birçok iş insanı, bürokrat ve üst düzey yönetici müşterilerimizdendir. Öte yandan kadın müşteri sayımız da oldukça fazla. Kadınlar da el yapımı gömleklere ilgi gösteriyor" dedi.

'KALİTE ODAKLI ÇALIŞIRIZ'

Endüstriyel üretim gömleklerle özel yapım gömlekleri karşılaştıran Madran, "Endüstriyel üretim gömleklerde, ana konu verim, maliyet, karlılık ve sürattir. Kişiye özelde ise tamamen birebir müşteri ile temas kurar ve onların bütün isteklerini yerine getirme çabası içinde oluruz. Çok fazla maliyet endeksli çalışmamız yoktur, biz kalite odaklı çalışırız. Aynı tip ürün ve hizmetle herkesi memnun etmek mümkün değil. Bir gömlek, kumaştan ütülenip askıya asılıncaya kadar üç saat içinde hazırlanıyor. Alınan ölçüye göre kumaş ve telalar kesiliyor, dikiliyor. İlik, düğme, kalite kontrolü ve ütüleme işlemleri gerçekleştiriliyor" diye konuştu.

Hande NAYMAN / İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAFLI