Köy Enstitüleri ve öğretmen atamaları

19 Nisan 2024

Milyonların gözü kulağı Ankara’da. Hem de aylardır. Seçim ve bayram telaşı içinde unutuldu gitti. 

Onlar aradan çıkınca ilk yapılacak işlerden biri de öğretmen atama takviminin ve kadroların açıklanması olacak diye bir algı yaratıldı ama devamı gelmedi. 

En azından bir açıklama yapılabilirdi o da yapılmadı. 

Bu da felaket senaryoları üretenlerin sesini daha da yükseltmelerine neden oldu… 

Hükümetin gündemi çok yüklü, Maliye’nin de eli çok sıkı. Hele ki Mehmet Şimşek’in. 

Sadece öğretmenlere değil hiç kimseye selam vermiyor. Tek hedefi var o da ekonomiyi bir an önce rayına oturtmak. 

Haksız mı haklı ama birilerinin ona eğitimin tasarruf yapılmayacak alanların en başında geldiğini özellikle hatırlatması gerekiyor. 

Gerekirse altındaki makam arabasını da satmalı ama öğretmen atamalarını, okul ve yurt inşaatlarını, istihdama yönelik yatırım ve girişimleri asla geciktirmemeli! 

Yazının Devamı

Değişim şart ama nasıl bir değişim?

17 Nisan 2024

Hemen her konuda o kadar çok yorulduk ki, en son isteyeceğimiz şey “değişim” olacaktır ama buna rağmen ısrarla “Eğitimde değişim şart” diyorsak, bu sese de mutlaka kulak verilmelidir. 

Eğitimde değişim isteyen, mevcut eğitim sistemlerini demode ve uzun bulan sadece biz değiliz. Dünyanın hemen her yerinde benzer rüzgârlar esiyor. 

Arayışların ortak noktası ise eğitimi gençlere daha cazip hale getirmek. Yoksa eğitimden koparlar ki, bunu da hiç kimse istemiyor. 

Diploma ve sınav odaklı eğitim yerine yetkinlik ve üretim odaklı bir eğitim düşünülüyor ama nasıl olacağı konusunda görünen o ki her ülkenin “yoğurt yiyişi” kendine özgü olacaktır. 

Bize gelince eminiz ki ülkemiz ve gençlerimiz için en doğru ve en hayırlı olanını eninde sonunda bulacağız. 

Bunan için fazlasıyla birikimimiz ve tecrübemiz var. Yeter ki isteyelim, yeter ki irade ortaya koyalım, gerisi kendiliğinden gelecektir… 

Fabrika ayarları? 

MEB fabrika ayarlarına geri mi dönüyor? 

Yazının Devamı

Mesleksizlik!..

14 Nisan 2024

Hayatımıza hemen her dönemde yeni kavramlar giriyor.

Son yılların en dikkat çekeni kavramlarından biri de “mesleksizlik.”

Diploma ile meslek sahibi olunacağını sandık, yanılgıların en büyüğünü yaşadık. Ülkemizin dört bir yanını üniversitelerle donattık, diplomalı sayısı artıkça, üretimin ve kalitenin de artacağını, işsizliğin yok olacağını, ülkemizin hızla kalkınacağını düşündük. Tam tersi oldu.

10 milyona yakın üniversite mezunumuz ya işsiz ya da öğrenim gördüğü alanla hiç ilgisi olmayan işlerde çalışıyor!

Tarım ve turizm ülkesiyiz ama meslek liseleri içerisinde en azı onlar.

Sanayide ileri teknolojiyi yakalamaya çalışıyoruz ama meslek liselerimizin çoğu çağın çok gerisinde.

En vahimi de meslek liselerinde meslek adamı yetiştirme yerine öğrencilerini üniversitelere yönlendirdik. İyilik yapıyoruz derken mutsuzluğun en büyüğünü yaşattık. Teknik eleman olarak kalsalar rahatlıkla iş bulabilecekken üniversite sınavlarında perişan oldular, hiç istemedikleri bölümlere

Yazının Devamı

Eğitimin geneli ve yabancı öğrenciler

12 Nisan 2024

Eğitim sistemimizde ciddi sıkıntılar olduğunu dile getirmeyen yok gibi. Bayram sonrasında iktidar kanadında bu konuda önemli adımların atılacağı konuşuluyor. Peki ya muhalefet? 

Eğitim konusunu zerre kadar gündemlerine aldılar mı? 

Hangi konuda ne düşünüyorlar bileniniz var mı? 

Bir ara “Gölge Kabine” atanmıştı, varlığından haberdar olanı, attığı bir adımı göreniniz oldu mu? 

Ha bir de Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu vardı. Onlar da var mı yok mu belli değil. 

Elbette kabahatli aramıyoruz ama dağ gibi bekleyen sorunlar var ve bayram sonrasında hepsiyle yeniden yüzleşeceğiz, çözüm bekleyeceğiz. 

Ne olur artık top taca atılmasın. 

Seçimdi, bayramdı, kıştı hepsi geride kaldı. 

Yazının Devamı

Bayram keyfini yaşayamayanlar

10 Nisan 2024

Nerede o eski bayramlar diyeceğiz, yine öf, pöf çekenler olacaktır.

Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün, pek çok şey gibi eski bayramların da artık tadı tuzu yok.

Çok yıllar önce tüm negatif enerjiler bayram öncesinde bırakılır, bayram coşkusu yediden yetmişe coşkuyla kutlanır, bayram sonrasında da “Nerede kalmıştık?” diye yola devam edilirdi.

Hem milli hem de manevi bayramların dokunulmazlıkları vardı ve her şeyin üzerinde olurlardı.

Peki ne oldu da bu hale geldik, bayram eşittir tatil oldu?

Bayram öncesi, bayram sonrası kavramlarının yerini tatil öncesi, tatil sonrası kavramlar aldı?

“Değişmeyen ne kaldı ki?” diyenler mutlaka olacaktır.

Örneğin biz eski biz miyiz?

Yazının Devamı

Şimdi değilse ne zaman?

7 Nisan 2024

Eğitimde ne zamandır değişim rüzgârı esiyor. 

Görünen o ki bayram sonrasına ötelendi. 

Değişim denilince kimileri aklına hemen kadro değişikliği geliyor ama asıl önemli olan mantalite! 

Bakış açısı, mantalite, beklentiler, memnuniyet, liyakat, atama ve en önemlisi de ülkeye, millete ve öğrenciye getirisi, götürüsü!.. 

Bilgi odaklı eğitimden, yetkinlik odaklı eğitime geçilecek mi yoksa bozuk plak gibi sınav odaklı eğitime sık sıkı sarılmaya devam mı edeceğiz? 

Değişim söz konusu ise şimdi değil de ne zaman? 

Ne olur artık birileri bu sorunun cevabını versin de yarattığı stres sona ersin!.. 

Değişim var mı yok mu? Olacaksa ne zaman? Atama takvimi, proje okullar, mülakat, kadro sayısı ne olacak? 

Yazının Devamı

Yapay zekâ politikamız?

5 Nisan 2024

Hemen her konuda politika geliştirmek zorundayız.

Örneğin eğitim, bilim ve teknoloji, tarım, savunma, ekonomi, iklim değişikliği…

Eskiden önce ana başlıklar belirlenir, sonra altı doldurulurdu.

Günümüzde ise alt başlıklar çok daha önemli hale geldi!

Örneğin geleceğe damga vuracak olan yapay zekâyı hangi ana başlık altında göreceğiz?

Bilim ve teknolojide mi yoksa hayatın her alanında mı?

Evet bilim ve teknoloji ürünü ama uygulama alanları yaşamın her anına damga vuracak.

Onunla da kalmayıp binlerce yıllık gelenekleri, düşünce ve üretimi, yasaları ve en önemlisi de insani değerlerimizi sorgular hale geleceğiz.

Yazının Devamı

Seçim bitti şimdi iş zamanı

3 Nisan 2024

Aylardır hatta yıllardır seçimle yatıp seçimle kalktık.

En acil meseleleri bile hep öteledik. Gündemin ilk sırasında hep seçim vardı.

Halkı nasıl mutlu ederize değil, seçimi nasıl kazanırıza odaklandık.

Ve artık o günler, en demokratik ülkeleri bile kıskandıracak bir olgunlukla geçen seçim yarışıyla geride kaldı.

Şimdi iş zamanı.

Halkımız sandıkta öylesine bir siyasi denge kurdu ki iktidarıyla, muhalefetiyle hiç ama hiç kimsenin artık tembellik yapma lüksü yok!

Ülke yönetimini iktidara, yerel yönetimleri de muhalefete verdi.

Bir sonraki seçimin kazananı, önümüzdeki bu süreci en iyi değerlendiren olacaktır.

Yazının Devamı