Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni öğretim yılı öğretmenler için başladı, minik öğrenciler için pazartesi, diğerleri için de haftaya başlıyor.
Peki, neler getiriyor?
Tam bir değişim yılı diyebiliriz.
Bakan Selçuk’la birlikte tüm üst düzey kadro değişti.
TÜBİTAK Başkanlığı’na Hasan Mandal, ÖSYM Başkanlığı’na da Halis Aygün getirildi.
Ve sırada, değişmesi beklenen daha pek çok ayrıntı var.
Örneğin, Andımız ve ödevler geri gelebilir, hiç hesapta yokken ek atama gerçekleşebilir, çakma dershane olarak faaliyet gösteren temel liseler olmak üzere tüm kurslar kapatılabilir ama en önemlisi de müfredat programıyla birlikte lise ve üniversiteye giriş sistemleri sil baştan ele alınabilir...

Haberin Devamı

2023 vizyonu

MEB’de hummalı bir çalışma var.
Sanırsınız ki Türkiye Cumhuriyeti yeni kuruldu ya da 16 yıllık bir iktidar gitti, yenisi geldi.
“Türkiye’de eğitim tüm boyutlarıyla yeniden inşa edilmeye başlanıyor”muş!
2023’e Doğru Türkiye Eğitim Sistemi “Bulma Konferansı”yla eğitime yeni yol haritası çizilecekmiş!
8 Eylül Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirilecek konferansın açılış konuşmasını Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk yapacak ve toplumun farklı kesimlerinden 100’ün üzerinde eğitim gönüllüsü katılacakmış.
Peki, bu konferansta ne konuşulacakmış?
İşte konu başlıkları:
1. Nasıl bir müfredata ihtiyacımız var? Bu müfredatla öğrencilere hangi beceriler kazandırılmalıdır?
2. Nasıl bir öğretmen istiyoruz?
3. Kaliteli bir eğitim için nasıl bir okul ortamı oluşturmalıyız?
4. Ülkemizde bölgeler arası eğitim farklarını gidermek için ne tür önlemler alınmalıdır?
5. Öğrenci seçme ve yerleştirme sınavları nasıl olmalıdır?
6. Eğitim sisteminde izleme, değerlendirme, ölçme, denetim, özdenetim mekanizmaları nasıl olmalıdır?
7. Eğitimi- mizde kültür, sanat ve spor etkinliklerine nasıl yer vermeliyiz?

Vah MEB vah!

Eğitim ve MEB’in sil baştan ele alınması kesinlikle şart. Ama böylesi bir yöntemle değil!
Ömrünü eğitime adamış bir Bakan’ın kafasında mutlaka modeller vardır. Kaldı ki Ziya Hoca’nın çantasında çok daha fazlasının olduğundan adım gibi eminim.
Peki, o zaman yukarıdaki konu başlıkları neyin nesi?
Eğer bu soruların cevabını bilmiyor ve onları başkalarından öğrenmeye çalışıyorsak, vay halimize.
Yok eğer ne yapacağımızı çok iyi biliyor, onları da laf olsun diye oyuna dahil ediyorsak, bu çok daha vahim!
Daha önce de yazdık, bir kez daha yazalım:
- Sorun tespit eden ya da yeni çözüm yolları arayan bakanlar dönemi bitti sanıyorduk ama görünen o ki değişen hiçbir şey yok!
- Giriş sınavları daha yeni değişti, tekrar mı değişecek?
- Müfredat ve kazandırılacak beceriler konusuna, 800 bin kişilik MEB değil de farklı mesleklerden 80 kişi mi karar verecek?
- Çağırılanlar arasında kaç anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise öğretmeni ve eğitim fakültesi dekanı var?
- Bu toplantıya YÖK ve ÖSYM başkanları da katılacak mı? Onlara, sanat, spor ve mesleki derslerin neden ciddiye alınmadığı sorulacak mı?
- Bölgeler arası eğitim farklılığını gidermenin yolunu kamuoyuna mı sormak gerekir yoksa Bakanlar Kurulu’na mı?..
Yapılanlar yanlış mı?
Kesinlikle hayır ama zaman kaybettirici.
Yeni bir öğretim yılı kapımızda ve biz süratle sorunları çözmek yerine, bin defa belirlenmiş sorunları ve çözüm yollarını bir kez daha tespit etmeye ve konuşmaya çalışıyoruz.
Özetin özeti: Ziya Hocam, elinizi çabuk tutun ne olur, öğretmeni, öğrencisi, velisi, muhalefeti, herkes sizden çözüm bekliyor...