Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçti.

O gece DEMOKRASİ DESTANI yazıldı.

Kendi milletinin üzerine bomba atanlar hiçbir zaman unutulmayacak ve unutturulmayacak.

O gece yaşananlarla ilgili çok kişiyi dinledim.

Devletin üst yönetimi neler yaşadı, ilk tepkileri ne oldu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresine ilk tepkisi “DİRENECEĞİZ” olmuş.

Gelin o gece yaşananları sohbet ettiğim devletin üst düzeyinden dinleyelim.

ERDOĞAN’IN İLK TEPKİSİ: DİRENECEĞİZ

MİT Başkanı ve eski Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın sohbetimizde şunları anlattı:

Haberin Devamı

“İlk saatlerde Cumhurbaşkanımızla, Milli Savunma Bakanımızla konuştum. O saatlerde yüzlerce telefon görüşmesi yaptık. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın emniyette olduğunu öğrendikten sonra bir eylem planı Cumhurbaşkanımızın direktifleriyle hayata geçirildi. Ve orada Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla da hamdolsun bu iş tersine çevrildi. İki şey beni o gece hem rahatlattı. Birincisi Cumhurbaşkanımızın sesini duymak. Onun kararlılıkla ‘bu darbeye karşı direneceğiz’ ifadesini önce telefonla bize söylemesi sonra kamuoyuna verdiği mesaj. Ve bizim el birliği ile bu sürecin içinde olmamız. O gece unutamayacağım şeylerden bir tanesi de küçük kızımın ‘baba darbe nedir?’ diye bana sorması oldu. Tabii izah etmekte zorlanıyorsunuz.”

GENELKURMAY’DA İLK DAKİKALAR

15 Temmuz’da Genelkurmay Başkanı olan eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar darbecilerin ilk odasına girişini ve gelişmeleri şöyle anlatıyor:

“Odama tam teçhizatlı, eğitim kıyafeti giymiş, silahlı personelin girmeye kalkıştığını görünce ayağa kalktım. Bu esnada emir subayım olan Levent Türkkan ‘komutanım otur, kalkma, sakin olun, zorluk çıkarmayın’ şeklinde bağırdı. Beni birisi iterek sandalyeye oturmamı sağladı ve o esnada arkadan bir başkası elinde el havlusu tarzında bir şeyle hem ağzımı hem burnumu kapatarak nefes almamı engelledi. Bu esnada kolunu boğazıma doladı, sıktı. Askeri kıyafete ait ip türü bir cisim boğazıma sürtünmesiyle, o anda nefes almakta güçlük çektiğim için debelenirken ve ellerimle burnumu açmaya çalışırken bir başkası plastik kelepçeyi bileklerime taktı. Benim bu şekilde direnmem üzerine burnumu açacak şekilde ağzımı kapattılar.”

Haberin Devamı

Emir subayı Türkkan, Akar’ın bağırması üzerine tabancayı ona doğru doğrultarak “komutanım sakin olun, vururum, sıkarım” demesi üzerine Akar, “sık ulan şerefsiz” diyor.

GECEDEKİ 2 KRİTİK OLAY

15 Temmuz gecesindeki 2 kritik olayı da dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sohbetimizde şöyle anlatıyor:

Gece 2 kritik olay yaşadık. Birincisi Cumhurbaşkanımız ve başbakanımızın talimatıyla Genelkurmay Başkanı’nın görevden alınması. O işlemi yaptık ve o zamanki 1. Ordu Komutanı Ümit Paşayı vekaleten Genelkurmay Başkanı atadık. Sonrasında ‘Hulusi Paşa’yı helikopterle Çankaya’ya getireceğiz’ dediler. 2 helikopter pistimiz var. Biri Çankaya Köşkü’nde diğeri muhafız alayında. Muhafız alayının bu olayın merkezlerinden birisi olduğunu anlamıştık. ‘Muhafız alayına ineceğiz’ dediler. Buna izin vermedik. ‘Muhafız alayına inemezsiniz. Oraya inerseniz bu tarafa almayız sizi. İndiğiniz yerde kalırsınız’ dedik. Olurdu olmazdı derken ‘tamam’ dediler ‘Çankaya Köşkü’ne geliyoruz’. Oraya indiler. Ben gidip Hulusi Paşayı aldım.”

Haberin Devamı

ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDEKİ ÇATIŞMALAR

Oktay, Çankaya Köşkü’ndeki çatışmaları da şöyle anlatıyor:

Sabaha kadar savaştık biz. İlk anda MİT Müsteşarının alındığı söylendi bana. Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterini almışlar şimdi size geldiler dediler. Bizim kapıda çatışma sürüyor. 4-5 tank da buraya geldi dediler. ‘Uşaklar teslim olmak yok sonuna kadar çarpışacağız’ dedim. Öleceksek öleceğiz. Karartma uygulanıyor. Silah sesleri geliyor. Kapının önüne kadar geldiler. Ben o arada 1 cümle çocuklarıma mesaj atmışım. Bizim kapıdan içeri girmek isteyen tankların önüne yatmış vatandaşlarımız. Bırakmıyorlar. Ne aşağıdan ne yukarıdan Çankaya Köşkü’nün içerisine sokmuyorlar...”

BİLDİRİ SIĞINAKTA HAZIRLANDI

Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise 15 Temmuz ile ilgili olarak, “Meclis’teki taburu göndermeseydik pek çok açıdan sıkıntılı bir durum ortaya çıkacaktı. Asker Meclis’ten gitmemiş olsaydı farklı olabilirdi. Belki de darbenin istikameti değişecekti” diyor.

Çiçek 15 Temmuz gecesi yaşadıklarıyla ilgili de sohbetimizde şunları anlattı:

Meclis’e gittiğimde 30 kişi civarında milletvekili vardı. İlk bombanın atılmadan önce 15 dakika evvel ben Meclis’e girdim. Genel Kurul Salonu’nun olduğu binaya da ikinci bomba atılınca sığınağa indik. Sabaha kadar sığınaktaydık. Oradan televizyonlara açıklamalar yaptık. Başbakan Binalı Yıldırım ile o gece 10’dan fazla konuşma yaptım sığınaktan. Yapılacakları konuştuk. Ertesi gün Meclis’te okunup kabul edilen bildiriyi biz sığınakta kaleme aldık, hazırladık.”