Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tam 12 yıl önce İstanbul Life’a Sezen Aksu’yu kapak yapmak istedik.
Sezen Aksu o zaman da bırakın fotoğraf çektirmeyi, röportaj bile vermiyor.
Biz ise ısrarlıyız, Sezen Aksu’yu Kanlıca’daki evinde çekip Ocak 2006 kapağı yapacağız.
“Nasıl ikna ederiz?” diye uzun uzun düşündük.
Sonunda bir isimde kilitlendik.
Kimsenin, Sezen Aksu’nun bile ona “Hayır” diyemeyeceğini biliyorduk.
Söz konusu Ara Güler olunca, akan sular durdu.
Sezen Aksu da Ara Güler’in objektifinin karşısına memnuniyetle geçeceğini söyledi.
İşte o zaman anladık ki asıl mesele Ara Güler’i ikna etmekten geçiyor.
Çok dil döktük, Ara Cafe’yi sık sık ziyaret ettik, sonunda Ara Güler, Sezen Aksu’yu Kanlıca’daki evinde, hatta yatağında otururken fotoğrafladı.
Sonuç, “İki efsane buluştu” spotunu attığımız, unutmayacağımız bir dergi kapağımız oldu.

Haberin Devamı

‘Fotoğraf değil ızdırap çekiyorum’ diyordu

Yıllar sonra Ara Güler ile tekrar bir araya geldiğimde “Artık fotoğraf çekmiyorum, ızdırap çekiyorum” diye başlamıştı konuşmaya.
Fotoğrafın bir virüs olduğunu, sinsice ilerlediğini ve sonra suyunu çıkardığını anlatmıştı. “Fotoğrafın altın çağı 60’larda bitti, artık boşuna uğraşmayın, şimdi fotoğraf deyince küfrederler” demişti.
Peki ama Instagram hakkında ne düşünüyordu Ara Güler?
“O ne?” demişti önce.
Akıllı telefonumdan Instagram’ı ve farklı filtrelerini incelemiştik beraber ve Ara Güler cevabı patlatmıştı, “Instagram’a ne bakayım, o bana baksın”.
Sonra da “Hayat mecmuasını kurduk, daha ne olsun” diye eski günleri yâd etmişti.
“Hiç ünlü olmayıp da Instagram’da çok takipçisi olanlar var” deyince, “Dünyada o kadar çok aptal var demek ki” demişti.
Konu “Selfie”lere gelince, “Kendi kendinin fotoğrafı mı çekilir?” diye kızmıştı.
Eski arkadaşlarından, Mübin Orhon, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Çetin Altan ve Yaşar Kemal’den söz etmişti.
Orhan Pamuk’un da adı geçtiğinde, “Orhan iyi çocuktur, gelir gider. Onun edebiyatı bir şey değildir. Kabiliyetli herif, bu kadar adamı enayi yerine koydu” demişti.
Hızını alamayıp “Kitapları okunmuyor, okumayan kendini kurtarıyor” diye eklemişti.
Ara Güler’e bir şey beğendirmek kolay değildi.
Zaten ne deseniz ya esprili ya küfürlü bir cevapla haddinizi bildiriyordu.
Ama bunu öyle yapıyordu ki ona asla kızamıyordunuz.

Haberin Devamı

Önemli olan yaşanmışlık ve hikâye

Dile kolay, 800 bin fotoğraf çekmiş, yakın tarihimizi bize fotoğraflarıyla anlatmış.
En favori fotoğrafı “Gemi üstünde iki boş sandalye”.
“Yaşanmışlığı ve hikâyesi olduğu için en çok bu fotoğrafımı seviyorum” demişti Ara Güler.
Kendisi de en sevdiği fotoğrafı gibi, yaşanmışlığı ve hikâyesiyle çok sevildi.Huzur içinde yatsın!