TWITTER TAKİPÇİ SAYISINI GÖSTERMEDEN OLUR MU?
"Burası popülarite yarış alanı değil, anlamlı konuşmaların geçtiği bir yer olmalı” diyerek, takipçi sayısını göstermeme gibi bir değişiklik önerdi Twitter CEO’su Jack Dorsey.
Oysa hepimiz biliyoruz, sosyal medyada her gün takipçi sayısını artırmak için uğraşanlar var.
Bazen tribünlere oynayarak takipçi sayısı artıranlar oluyor, çoğu zaman ise algoritmayı çözenlerden yardım alarak...
Oysa 5 yıl önce daha çok takip edilen daha çok kişiyi etkiliyor tezini çürüten bir kitap yayımlanmıştı, Silikon Vadisi’nin en çok aranan isimlerinden Paul Adams’ın yazdığı “Grouped”.
Küçük arkadaş gruplarının sosyal ağda etkilemek için ne kadar önemli bir anahtar olduğunu anlatıyordu.
Paul Adams şimdiye kadar pazarlamada uygulanan her yöntemi çürütüyordu.
Kişilerin sadece kendi arkadaşlarından ve arkadaşlarının arkadaşlarından etkilendiklerini savunuyordu.
Buna örnek olarak da Facebook araştırmasını ortaya koyuyordu.
Facebook üyeleri mesajlar, chat’ler, duvar yazıları, ‘like’lar ve yorumların tamamına bakıldığında ortalama haftada 4 kişiyle iletişime geçiyor.
Ayda ise sadece 6 kişiyle iletişime geçiyor.
Her ne kadar arkadaş listeleri çok daha kabarık olsa da, aslında gerçekten iletişim halinde olunan kişi sayısı çok az diyordu.
Pazar- lamada benzer hayat tarzına sahip olan yakın arkadaşların ilişkilerine hitap edilmesi gerektiğine inanıyordu.
“İnsanlar en yakınlarındakilerin etkisinde kalıyor, hem fiziksel hem duygusal konularda. Bu durumda hepimiz birilerini, yakınlarımızı etki altında bırakabiliyoruz. Hepimiz etki altında da kalabiliyoruz. Ne kadar etkili olunduğu ise başkalarıyla ilişkilerimize ve tabii güvenilirliğimize bağlı” diye açıklıyordu Paul Adams.
Jack Dorsey’nin önerisi aslında harika bir sosyal deney.
Bakalım, takipçi sayısı gözükmeden de herkes Twitter’da bu kadar aktif ve acımasız olabilecek mi?
Emmy’lerde ödül heyecanı
TV dizilerimiz Ortadoğu’da ve Güney Amerika’da çok başarılı oldu.
Şimdi ise New York’ta düzenlenen Uluslararası Emmy Ödülleri’nde adaylar arasında iki TV dizimiz var, Ay Yapım’ın Cesur ve Güzel’i ve O3 Medya / Global Agency’nin İstanbullu Gelin’i.
İkisi de pembe dizi kategorisinde yarışıyorlar, rakipleri bir Meksika ve Portekiz dizisi.
Geçen yıl aynı kategoride en iyi ödülünü Kara Sevda almıştı ve bu dizi sektörümüz için önemli bir ilkti.
Ayrıca bu yıl En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde ise Tims&B Productions yapımı Söz dizisinin başrol oyuncusu Tolga Sarıtaş adaylar arasında.
Kazananlar 19 Kasım Pazartesi akşamı New York Hilton Oteli’nde gerçekleşecek gala gecesinde açıklanacak.
Umarım, dizilerimiz ve oyuncularımız New York’tan ödüllerle döner.
