"Çok uzak, nasıl gideceğiz?” diyenlere, “Pistlerde sorun varmış” söylentilerine aldırmadan geçen hafta İstanbul Havalimanı dış hatlardan Paris’e uçtum.
Yeni havalimanından ilk uçuşumdu, daha önce havalimanını gezmiş olsam da.
İstanbul Havalimanı’na Nişantaşı’ndan sabah 08.00’de tam 37 dakikada gidiyorum.
Kesinlikle sanıldığı kadar uzak değil.
Yollar, D20 yeni karayolu bağlantısı, pek ferah.
Üstelik metro tamamlanınca çok daha kolay olacak ulaşım, şehrin merkezine 26 dakikada gidilecek.
Doğru terminal kapısından girerseniz içerideki yürüyüş gözünüzü ürkütmesin.
Adımsayarınızı mutlu edecek kadar çok adım atıyorsunuz ama havalimanı henüz çok ıssız olduğu için rahat rahat geziyorsunuz.
Havalimanının doğal gün ışığıyla aydınlanması hem stresi azaltıyor, hem de çevreye saygılı.
Yerden havalandırmalarla da benzer bir olumlu etki yaratılmış.
Daha sağlıklı, yaklaşsanız bile üşütmenize neden olmayacak bir havalandırma sistemi var.
İçeride kullanılan ahşap malzeme ve bol yeşillik sıcaklık hissi veriyor ve bu his daha girişten Nizamiye’den başlıyor.
Taksi ve vale hizmetiyle özel araçların bekleme alanını da ayırmışlar.
7 kapılı havalimanının bana göre en etkileyici yanı büyüklüğü ya da 42 ayda tamamlanmış olması değil, son derece Instagrammable olması.
Hangi köşede fotoğraf çekseniz harika çıkıyor, hem ışıktan hem tasarımdan.
Güvenlikte ve pasaport kontrolde henüz çok boş olduğu için sırada beklemek gerekmiyor.
İngiliz Yotel’in işleteceği kara ve hava taraflarında hizmet verecek 451 odalı havalimanı otelinin yanındaki dış hatlar CIP lounge da henüz açılmamış, içeride tadilat son hızla devam ediyor.
Özellikle business class’ın sadece en yüksek ücretinden alınan biletlerle girilebilecek özel CIP lounge’u merak ediyorum.
Bu salona Elite Plus kartlılar bile giremeyecek.
Lüks bir AVM’yi aratmayacak markalar geliyor Dış Hatlar Duty Free’ye.
Kendinizi İstinye Park açık alanda gibi hissediyorsunuz.
Yeme-içme alanında da umalım öyle olsun.
Çünkü şimdilik sadece Simit Sarayları ve Gloria Jeans Coffee açık.
Bir de sağlıklı yaşam cafe’si var, meyve - sebze suları ve müsliler satan.
Şaşırtıcı ama en kalabalık yer orası.
Biliyorsunuz, yeni havalimanına taşınma 5 Nisan hafta sonuna ertelendi.
Bakalım 5 Nisan’dan sonra bizi nasıl günler bekleyecek...
Gelecek program: Sonar İstanbul
Tam 23 yıl önce müzik yazarı Ricard Robles ile görsel sanatçılar Enric Palau ve Sergi Caballero tarafından Barselona’da başlatıldı elektronik müzik festivali Sonar.
Bugüne kadar Buenos Aires, Londra ve New York olmak üzere farklı kıtalardaki 27 şehre konuk oldu.
Şimdi de 8-9 Mart’ta İstanbul’da Zorlu PSM’de gerçekleşecek.
Dünyada sanat, teknoloji ve müzikseverlerden yoğun ilgi gören, Barselona’daki festivalin 2 günlük minik bir versiyonu.
İstanbul’a yurt dışından bir festivalin gelmesi sevindirici.
Özellikle gerçekleştiği şehrin kültür sanat sahnesinden beslenerek her şehre özgü form kazanan bir festival söz konusuyken.
İstanbul programında Modeselektor (Live), Laurent Garnier, Henrik Schwarz (Live), Matador, Kobosil, Tijana T, Ben Frost (360 °Live), Deena Abdelwahed Khonnar (Live), Bicep (DJ Set), George Fitzgerald (Live), DVS1, The Field, Gazelle Twin, FJAAK (Live), DJ Seinfeld, DJ Lag, DJ Stingray, Octo Octa, Volvox ve HAAi gibi isimler var.
Ayrıca, 9 Mart’ta gün boyu ilham veren konuşmalar ve deneyim odaklı atölyeler de olacak.
Bu konuşma ve atölyelere katılım ücretsiz.
Kaçırmamakta fayda var!
