Fuat Bol

Fuat Bol

fuat.bol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul, Türkiye’mizin 81 vilayetinden her hangi birisi değildir. Hangi yönden bakarsanız bakın, (tarih, coğrafya, nüfus, kültür vb.) İstanbul’un diğer şehirlerden çok farklı olduğunu görürsünüz.

Şair, bu emsalsiz şehir için; ‘Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyar…’ vurgusunu boşuna yapmamıştı.

Ama gelin görün ki; geçen asrın başından beri, bu görkemli şehre ihanet ediyoruz.

Adı, sanı ne olursa olsun, partili partisiz her kim İstanbul’a belediye başkanı olduysa; bir yaptıysa, ondan beş götürdü.

Haberin Devamı

Ta 30’lu yıllarda İstanbul’un nazım planları bir Fransız’a çizdirilmiş; o da mezbahayı, akıntısı olmayan Haliç’in kıyısına inşa ettirmişti. Böylece altın boynuzu, pis kokulu boynuza çevirmekle ünlenmiştik!

Kaç medeniyete ev sahipliği yapmış bu müstesna şehre, her gelen iktidar, üvey evlat muamelesi yaptı ve adeta yağmaladı.

Tarihten utanmadığımız gibi, gelecek nesillerimizden ve insanlığımızdan da utanmadık.

Köşklerin cam vitraylarını balyozla kırmakla, geçmişten intikam aldığımızı ve yeniliğe adım attığımızı sandık.

Yeni ve modern diye bulduğumuz ise betondan başkası değildi; o canım kanaviçe mimariyi yıkıp, İstanbul’u bir baştan öbür başa betonlaştırdık.

Bununla da yetinmedik; bu kez, betonlaşan kafamızla sözde dikey mimariyi keşfettik. Oysa bu son keşfimiz; ne akla, ne ilme, ne ahlaka, ne dine ve ne de insafa sığıyordu.

Kendi ellerimizle yaptığımız bu ucube binaların enkazları altında ölürken bile ibret almıyor; sağ kalanlarımız, aynı hırsla yeni gökdelenleri dikmeye devam ediyor.

Böylece; dün, ağlayanı bahtiyar olan bu şehrin, bugün, gülenini bile mutsuz ve endişeli kıldık.

Devasa dert ve problemlerle yüklü bu şehrin belediye başkanlığı için aday olan Sayın Binali Yıldırım, yüklü bir birikim ve tecrübeden geliyor. Devletin her kademesinde çalıştı; umur gördü.

İstanbul’un mega projelerinde imzası var; İstanbul’u tanıyor, problemlerini biliyor.

Binali Bey’in bir şansı da, partisinin iktidarda olmasıdır. Zira İstanbul’a çeki düzen verirken, Ankara’nın köstek olmaması gerekir. (Sayın Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde iktidarda bulunan koalisyon hükümeti; İstanbul’un ihtiyacı olan yol projelerini hayata geçirtmemişti)

Haberin Devamı

Gelinen safhada; bu şehrin yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bunun için de merkezi hükümetin, yani siyasi iradenin; alınan ve alınacak yerel kararların arkasında durması gerekir.

Binali Bey’in diğer çok önemli bir özelliği de, yumuşak huylu olup, kavgacı bir siyaset gütmemesidir. Burnundan soluyan İstanbullunun da en fazla huzura ve kardeşliğe ihtiyacı vardır.

Kendisi son başbakan oldu; Meclis başkanlığından istifa ederek belediye başkanlığına evet dedi. Davasına sadakatin en güzel örneğini verdi.

İstanbul’umuz da, uzun süredir, kendisine ihanet etmeyecek sadık dostunu arıyor!

Gelin ata binmiş ya nasip demiş!..