Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Dün yapılan ara seçimler Trump için “referandum” gibi algılanıyor.

Ancak...

Referandumlarda sandıklardan çıkan sonuçların “gerçek halk eğilimini” yansıtması için “katılımın büyük” olması gerekir.

Oysa...

Amerika’da sandıklara gitme oranı genelde düşüktür.

Hatta...

Daha önce Obama döneminde Leonardo di Caprio, Brad Pitt gibi Hollywood ünlüleri seçmenlere “Oy verin” çağrısı yapmıştı.

“Seçmen ol, Amerika’yı kurtar” kampanyaları düzenlenmişti.

Ne var ki 2016 seçiminden 2 hafta önce Gallup’un anketinde “Amerikalıların sadece 3’te 1’i oyunun doğru sayılacağını” düşünüyordu.

Haberin Devamı

Sonrasında araya “Rusya’nın seçime müdahale ettiği” iddiaları girdi.

Böyle bir ortamda seçmenleri oy vermeye ikna etmek hiç kolay değil.

Katılım yüksek olmazsa ara seçimin “referandum” algısı da yara alır, zayıflar.

.........................

Fakat...

Şöyle bir durum da söz konusu:

Her kesimde “Trump’a nefret” öyle yoğun ki “oy vermeyenle arkadaşlığını keseceğini, ailesiyle artık görüşmeyeceğini söyleyenler” bile var. (*)

Yani...

“Oylarının doğru sayılmayacağı, daha önce Rusya örneğinde olduğu gibi seçimlere dıştan müdahale kuşkusu” nedenleriyle sandığa kızgın olanlar sırf “Trump’a nefret” tepkisiyle gene de sandığa gitmiş olabilirler.

Sayıları tam açıklandığında bu ara seçimin “Trump için referandum olup olmadığını” göreceğiz.

..........................

Türkiye “Yerel Seçimlere” gidiyor.

Özellikle CHP seçmeninde “sandığa gitmeme eğilimi” sır değil.

1950’den bu yana CHP’nin tek başına iktidar olacak çoğunluğu 68 yıldır sandıklardan çıkaramaması psikolojik umut tutulması...

Bunun üstüne biraz olsun CHP’li seçmenin yüreğini çarptıran “Belki bu sefer olur” dedirten Muharrem İnce’nin yüzde 30’larda kalması.

“Ankara’dan İstanbul’a Kılıçdaroğlu’nun uzun yürüyüşü” gibi birkaç heyecan rüzgârı dışında CHP’deki akut durağanlık...

“Oy versek de, vermesek de hiçbir şey değişmeyecek” inancı.

“Bunlar ne yapar eder, gene seçimi alırlar” karamsarlık saplantısı...

Bütün bu saydıklarım ve başka nedenlerle önümüzdeki ara seçimlerin CHP açısından “seçmenini sandığa getirmek” sorunu var.

Haberin Devamı

Yüzde 28’e uzanan bandın üstüne çıkmak için diğer parti seçmenlerinden oy alma zorunluğunun yanı sıra ilk aşama sorunu ise kendi -bir kısım- “sandığa küskün” seçmenini oy vermeye ikna etmek.

Hatta...

Bu bir öncelik.

Türkiye’deki seçimlerin bir diğer belirleyici faktörü “yüzde 100 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a inananlar” ve “katıksız Erdoğan karşıtlı olanlardır.”

Bu karşıtlık önümüzdeki yerel seçimlerde CHP’nin bir kısım sandığa küskün/kızgın seçmenini oy vermeye yöneltecek mi?

...........................

(*) Amerika’daki ara seçim ve öncesiyle ilgili verileri Zülal Kalkandelen’in dünkü Cumhuriyet’teki yazısından aldım.