Mete Belovacıklı

Mete Belovacıklı

mete.belovacikli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya değişirken, toplumların düşünce ve davranış biçimleri de değişiyor. Biz de Milliyet olarak seçim süresince bu değişim ve dönüşümde önemli rol oynayan yerel yönetim politikalarını her gün sayfalarımıza taşıdık. Yerel yönetime talip olan adayların kentin modernizasyonu ile ilgili, bireylerin de yeniliklere ayak uydurmasını sağlayacak çözüm odaklı önerilerine yer verdik. Bir kentin; sakinlerini parçalayan, ayrıştıran değil, birleştiren ortam ve kültür yaratma zorunluluğuna dikkat çektik.

Sadece bu seçim döneminde değil, bundan önceki seçimlerde de Milliyet Gazetesi yerel yönetimlerin işleyişini, özellikle kırsaldan kente göçün aile yapısındaki değişim ve dönüşümünü konu alan pek çok araştırmaya imza atmıştır. Haberlerimiz, sanayileşme ve kentleşmeden doğrudan etkilenen, toplumsal yaşamın biçimlenmesinde rol oynayan yerel yönetimlerin önemini ortaya koymayı kendisine görev bilmiştir. Biliyoruz ki; kentleşme modernleşmenin bir sonucudur. Kentleşmeyle birlikte ekonomide sanayi ve hizmet sektörlerinin ön plana çıkması, kişi başına düşen gelirin artması ve kent yaşamıyla birlikte özellikle kadınların ücretli istihdam sürecine dâhil olması bu hızlı değişimde önemli rol oynamakta.

Haberin Devamı

Ama şunu da biliyoruz: Kırdan kente göç edenler, yeni bir yaşam inşa etme ümidiyle gelseler de, kendi geleneksel kültürlerini, yaşantılarını, daha da önemlisi alışkanlıklarını da beraberinde taşıyorlar. Haliyle mevcut zihniyet ve davranış biçiminde ‘direnme’ hali uyum sorununu da beraberinde getiriyor. 3. sayfa haberi dediğimiz toplumsal içerikli haberlerimizin önemi de buradadır. Aile kurumunun içine sızan, aileyi parçalayan, darmadağın eden “bir anlık cinnet” hikâyeleri, toplum bilimcilerin dikkatine sunduğumuz, düşünülmesi gereken, oldukça önemli bir duruma işaret etmekte. Kırsalı kente taşıyan bu paradoksal durum, toplumsal gelişmenin de önünde önemli bir engel olarak duruyor. Hemen her gün konuya ilişkin sosyal araştırmaları; nüfus planlamasından konuta, sağlıktan, eğitime, ekonomiden kültürel yapıya kadar aileyi “var” eden, ya da “yok” eden birçok veriyi sayfalarımıza taşımamız bundandır.

Haberin Devamı

Tam da bu nedenle Milliyet, günlük politikalar üzerinden şekillenen yerel yönetimin çözüm odaklı söylemlerinin yakın takipçisi oldu. Gerek hükümetin gerekse muhalefetin söylemlerinin kentleşmedeki önemini ortaya koyan açıklamalarını manşetlerine taşıdı.

“Hizmet belediyecili-ği”nden “gönül belediyeciliği” kavramına geçen AK Parti’nin, 24 Haziran seçimlerinde sandıktan güçlü çıkarak bütün kamuoyu araştırmalarını alt üst eden MHP’nin, belediye başkan adaylarının belirlenmesinden, kampanya yürütme sürecine kadar pek çok yeni deneyime imza atan CHP ve İYİ Parti’nin haberleri, adayların algı yönetimi ve oy oranını artıracak potansiyele sahip olup olmadıkları üzerine birçok haber, önümüzdeki süreçte nasıl bir gazetecilik sunacağımızın da kanıtı.

Milliyet arşivlerine girdiğinizde ve geçen yıldan bu yana “yerel yönetim” başlığıyla arama yaptığınızda 3 bin 328, “belediye” olarak arama yaptığınızda 117 bin 260, “belediye başkanı” olarak ise 450 bin 440 haberin işlendiğini görürsünüz... Yerel yönetimlerle ilgili Eren Aka imzalı röportajlar bu süreci nasıl değerlendirdiğimizin en önemli çalışmasıdır. Aka, İstanbul’dan Kars’a neredeyse bütün il ve ilçe belediyelerinin projelerini ve çalışmalarını sorunlarıyla birlikte okurlarımıza aktardı.

Haberin Devamı

Haberlerimiz mi? O kadar çok ki... Başta Mert İnan imzalı, tarihi dokuyu bozan sorunlardan, kentsel dönüşümün yarattığı çevre bilincine kadar çok sayıda haberimiz, günlük politikalar üzerinden siyasetin seçim sürecinde nasıl bir yol izleyeceğinin de göstergesi oldu.

* Geçen hafta yayın kuruluşlarına ve ailelere yönelik geniş kapsamlı suçlamalarda bulunuldu. Kitleler ve siyasi partiler o kadar ajite olmuş durumdaki kimse işine gelmeyeni dinlemek istemiyor. Sosyal medya üzerinden araştırma ve öngörü esaslı değil, önyargı temelli açılan yaylım ateşinden zaman zaman gazetemiz de yara alıyor. Bu kampanyaya gönüllü destek veren kitlelere ve meslek örgütlerinin kimi temsilcilerine söyleyeceğimiz tek şey; önce önyargısız okuyun, izleyin... Bu arada bu eleştirilerin kaynağına da Milliyet olarak elbette vereceğimiz bir yanıt var. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ilişkin süreç halen devam ediyor. O yüzden şimdilik kaydıyla yanıt hakkımızı saklı tutuyoruz. Mazbata tartışması bittiğinde yanıtımızı yine bu sütunlardan okuyacaksınız.