Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye, Rusya ve İran’dan oluşan “Astana Üçlüsü”nün Tahran Zirvesi’nden 10 gün sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de gerçekleştirdiği görüşme birçok bakımdan anlamlı işaretler veriyor.

Aslında Tahran Zirvesi, Astana süreci çerçevesinde beklenen sonucu vermemişti. Bu zirve öncesinde Rusya ve Suriye rejiminin İdlib’de giriştiği bombardımanlar karşısında Erdoğan bir ateşkes önerisinde ve siyasi çözüm çağrısında bulunmuş, ancak Putin’in buna itirazı umutları sarsmıştı. Masadaki bu anlaşmazlık sahaya da yansıdı, havadan ve karadan bombardımanlar birkaç gün daha devam etti, çoluk çocuk birçok sivil öldü...

Haberin Devamı

Bu arada Türk diplomasisi devreye girdi. Ankara özellikle Rusya’yı ateşkes ve siyasi çözüm konusunda ikna etmek için uluslararası platformda harekete geçti. Fransa, Almanya ve Rusya ile İstanbul’da diplomatik ve teknik düzeyde dörtlü bir toplantı düzenledi. BM’deki temaslarını yoğunlaştırdı ve İdlib’de kapsamlı bir çatışmasızlık statüsünün oluşturulması konusunda geniş bir destek sağladı...

Bu arada Türk diplomasisi ve istihbarat birimleri, Rus muhatapları ile direkt görüşmelerini sürdürdü. Ve nihayet dün de Erdoğan ile Putin Soçi’de buluşup İdlib için yeni bir süreç başlatmak konusunda anlaştılar.

Etkin diplomasi

Bu olayın en anlamlı noktalarından biri, Ankara’nın İdlib’de barışçı bir çözümün bulunması için kararlı davranması ve bu amaçla etkin diplomatik çabalar harcamasıdır. Bu, Türkiye’nin küresel rolünün olduğu gibi, Rusya gibi güçlü bir ülke üzerindeki etkinliğini de gösteriyor. Açıkçası, Erdoğan’ın baskıları olmasaydı, İdlib’e karşı Rus ve Suriye bombardımanı belki hızlanarak devam edecek ve kriz daha ciddi boyutlar alacaktı...

Bu bağlamda diğer anlamlı bir husus da Türkiye’nin Rusya ile anlaşmazlıklarını ele alış tarzıyla ilgilidir. Hava bombardımanlarında çocukların can vermesi karşısında dahi Ankara reaksiyonunda ılımlı bir üslup kullanmış, tartışmaları kamuoyu önünde alenen kavgacı bir retorik yerine, sakin diplomasiyle yürütmeyi tercih etmiştir. İki ülke arasındaki ilişkilerin önemi dikkate alınırsa, kuşkusuz doğru olan da budur. Açıkçası, uyuşmazlık halinde diğer ülkelerle de benzer bir tutum gösterilmesi gerekir...

Haberin Devamı

Uzun, çetin yol

Türkiye’nin İdlib meselesinin çözümü için askeri değil, siyasi yolun seçilmesi üzerindeki ısrarı doğrudur.

İdlib’de askeri operasyonların yaratabileceği sayısız ters sonuçlar kitlesel güç hareketleri bunlardan sadece biridir- apaçık ortadadır.

Kuşkusuz, İdlib gibi nüfus yapısı karışık olan ve onlarca irili ufaklı, bir kısmı birbirine düşman terörist grupları barındıran bir yerde siyasi yoldan çözüme ulaşmak da zordur. Bu gerçekten iyi niyet, kararlılık ve sabır ister.

Soçi’deki görüşme bundan böyle bu yolun tercih edileceği umudunu veriyor.