Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK’lı teröristleri temizleme kararlılığındaki Türkiye’nin artık üç farklı harekât seçeneği var. ABD ile hareket edip güvenli bölge oluşturmak, Rusya’nın gündeme getirdiği Adana Mutabakatı’nı devreye sokmak ya da terörden arındırılmış bölgeyi tek başına kurmak... Dolayısıyla da sonuç belli. Bu temizlik öyle ya da böyle gerçekleşecek. Ki içeriği henüz belli olmayan güvenli bölge önerisi ile son Moskova zirvesindeki Adana Mutabakatı vurgusu da artık bunun Trump ve Putin tarafından da çok net anlaşıldığının kanıtı. Çünkü her ikisi de Türkiye’yi kaybetmemek adına hamleler yapıyor. Ancak bunların Türkiye’nin işini kolaylaştırdığı kadar zorlaştıran boyutu da var... Nasılını Adana Mutabakatı kapsamında daha önceleri Suriye ile yürütülen görüşmelerde Alt Komite Başkanlığı’nı yapan (2007-2011 arası) Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

Haberin Devamı

“ABD tek seçenek olsaydı o zaman güvenli bölgede daha farklı bir şey olurdu. Ama şimdi ABD bize yeni bir teklifle gelecek büyük ihtimalle. O güvenlikli bölgede kim olacak, kimin gözetiminde olacak, PYD/PKK ne olacak, nereye gidecek bütün bunlarla ilgili ABD’nin bir şeyler söylemesi, vaatlerde bulunması lazım. Yani Türkiye’nin ABD ile pazarlığını kolaylaştırdı bu gelişme. Ancak Türkiye ABD’nin teklifini kabul ederse bu Rusya’nın işine gelmeyecek. Türk-Rus ilişkileri bozulacak...

Tam tersi Adana Mutabakatı kapsamında bu işi yapsa bu sefer de ABD ekonomik olarak Türkiye’ye sorun çıkaracak. Belki de Suriye’deki YPG/PKK ile sorun çıkaracak. Yani işimiz seçim yapma açısından zor ama iyi çalışılırsa öyle bir fırsat da açıldı ki Türkiye’nin önüne. Bu konuda zaman da var. Bence bu işin zamanlaması şubat ayında Moskova’da yapılacak olan görüşmelerdir. Bir defa bununla ilgili çok iyi hazırlık yapılması lazım. Ve Türkiye’nin de aynı zamanda başlangıçtaki Esad’ı devirme stratejisini değiştirmesi gerekiyor. En azından geçici olarak.”

Kendisinin önerisi dışında Türkiye’nin diğer seçeneklerini ve kararlılığını gören ABD’nin Adana Mutabakatı’nı sulandırmaya dönük 5 ya da 50 kilometre derinlikte Suriye’ye girme gibi algı operasyonlarına başladığını belirten ve Fransa, İngilt ere, Almanya’nın sesi bazı çevrelerin de buna destek verdiğini belirten Pekin, oysa mutabakatın çok net olduğuna dikkat çekerek, kendi yaşadıklarından örneklerle devam ediyor:

Haberin Devamı

“Adana Mutabakatı tek başına değil, birlikte hareket etme, ilişkide bulunma imkanı veriyor. Ben 2007-2011 arasında Genelkurmay İstihbarat Başkanı olarak Alt Kurulun başında görev yaparken her altı ayda bir Şam’a gittim. Şam’dan da buraya geldiler karşılıklı görüştük rapor hazırladık. Bunların içinde PKK’lı teröristlerin iadeleri de vardı. Hepsini iade ettiler, kampları kapattılar, finans kaynaklarını söndürdüler. Yani böyle bir anlaşma bu, yoksa tek taraflı gelsin benim sınırımdan girsin böyle bir şey yok. En son uygulaması da ocak 2011’dir. Ben gittim. Ondan sonra sıra onlardaydı ağustos 2011’de geleceklerdi. Maalesef bu olaylar olunca gelemediler.”

Haberin Devamı

Diyelim ki yeniden Adana Mutabakatı devreye girdi. Nasıl yürüyecek, YPG/PKK’lılar iade mi edilecek?

“İade etmez. Şöyle edemez. Suriye güçlerinin büyük bir kısmı İdlib civarında. Geri kalanların bir kısmı ise dağılmış vaziyette... O nedenle geçenlerde görüştüğüm bir Rus yetkilinin bana söylediği şuydu. Türkiye Fırat’ın doğusuna kuzeyden girsin, Suriye’de güneyden taarruz etsin, teröristler temizlensin, düzen kurulsun ve Türkiye çekilsin. Yani Rusya’nın istediği bu. Ve mutabakat da bunu sağlıyor aslında. Buna imkan veriyor...”