Verda Özer

Verda Özer

verdaozer@gmail.com

Tüm Yazıları

İstanbul yine İstanbulluğunu yaptı. Sayısız uygarlığa, dine, ırka ev sahipliği yapmış olan şehir, yine insanlık tarihinin en kritik dönemeçlerinden birine mekân oldu...

***

Ukrayna Ortodoks Kilisesi, 1686’dan beri bağlı olduğu Rus Kilisesi’nden geçtiğimiz hafta sonu ayrılarak bağımsızlığını elde etti. Ortodoks dünyasını sarsan bu olayın İstanbul’da olmasının sebebi ise, yüzyıllardır Türkiye’de bulunan Fener Rum Patrikhanesi’nin kararıyla meydana gelmiş olması. Zira Patrikhane evrensel (ekümenik) statü sahibi olduğu için, diğer Ortodoks kiliseleri üzerinde idari açıdan 1. sırada geliyor.

Haberin Devamı

Aslında bu, bağımsızlığını ilan eden 15. Ortodoks kilisesi. Ancak yine de 1054’te Ortodokslar ve Katolikler arasında yaşanan “Büyük Ayrılık”tan bu yana, Ortodoks tarihinin yaşadığı en büyük bölünme ve gelişme olarak görülüyor. Neden mi?

Ortodokslar için önemi

Önce kısa bir bilgi: Ukrayna’da, Sovyetler Birliği’nden ayrılır ayrılmaz bağımsız kilise için hareketlenme zaten başlamıştı. “Peki neden şimdi?” diye soracak olursanız: Ülkenin 2014’te Rusya ile arasında Kırım ve doğu Ukrayna üzerinden iyice kızışan ihtilafı, Kilise’nin Rusya’dan kopma isteğini artırdı. Zira Kiev her zaman Rusya’nın Kilise’yi Ukrayna’yı kontrol etmek için kullandığı bir araç olarak gördü.

Bununla birlikte, bu adımı çok güçlü destekleyen Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’nun yaklaşan 2019 seçimleri için iyice acele etmesi de süreci hızlandırdı.

***

İstanbul’da bin yıllık bölünme
Bu gelişme her şeyden önce Ortodoks dünyasının uzun süre karışacağı anlamına geliyor. Başka Ortodoks çoğunluklu ülkeler de şimdi art arda bu adımı atabilirler. Rusya’dan sonra en kalabalık Ortodoks nüfusa sahip ülkenin Ukrayna olması ise, durumun Hıristiyan dünyası açısından önemini gösteriyor.

Rusya için ise bu çok ciddi bir yıkım. Zira resmi tarihine göre, Ruslar 988’de eski “Kiev Rus” devleti döneminde topluca Ortodoks Hıristiyanlığa geçtiler. Dolayısıyla, Kiev, önemli bir dini ve tarihi referans noktası. Şimdi Ukrayna’nın dini olarak da Rusya’dan kopması, Rus milli kimliği açısından ağır bir darbe. Buna geçmişte bağımsızlığını ilan eden diğer Doğu Avrupa kiliselerini de ekleyince, coğrafi olarak siyasi nüfuzunu da kaybettiğine işaret. Tüm bunlara, Rus kiliselerinin sayı olarak en yoğun bulunduğu ülkenin Ukrayna olduğunu ekleyin. Bu gelişmeyle Rus Ortodoks Kilisesi, müntesiplerinin 5’te birini kaybediyor.

Haberin Devamı

Türkiye lehine

Diğer taraftan, Rusya’nın Ortodoks dünyasındaki ağırlığı azalırken, Fener Rum Patrikhanesi’ninki artmış oluyor. Patrikhane yüzyıllara dayanan tarihi yetkisinin ve rolünün günümüzde hâlâ geçerli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu, Türkiye için de ciddi bir kazanım. Her şeyden önce, kendi topraklarında bulunan Ekümenik Patrikhane’nin ağırlık kazanması açısından önemli. Müslüman çoğunluklu bir ülkede bulunan Patrikhane’nin Osmanlı’dan bu yana Hıristiyan dünyası için önemini koruması, Türkiye’nin önemini ve konumunu eşsiz kılıyor.

Ankara için, Rusya ile arasında tampon görevi gören Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve istikrarı da çok önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu, Kilise’nin kararıdır. Siz nasıl uygun görürseniz, öyle yapın” diyerek hiçbir müdahalede bulunmaması da çok mühim. Hem laik devlet anlayışı çerçevesinde hem de bir yandan Rusya’yla ilişkilerde dizginleri elde tutmak açısından. Kaldı ki böylelikle Türkiye, Rusya’nın kiliseyi kullanarak Türkiye’de dini nüfuzunu yaymasının da önünü almış oluyor.

Haberin Devamı

***

Tüm bu bağlamda, neredeyse 50 yıldır kapalı olan ve Ortodoks âleminin en önemli 2. okulu sayılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasının aciliyetini hatırlamakta fayda var.