Anderson’ın köpekleri jürinin yüzünü güldürdü

Alman yönetmen Tom Tykwer başkanlığında oyuncu Cécile de France, fotoğrafçı Chema Prado, yapımcı Adele Romanski, besteci Ryuichi Sakamoto ve eleştirmen Stephanie Zacharek’ten oluşan jüri, festivalin ilk sabahında basının sorularını yanıtladı. Tykwer, festivali kendi tatil anlayışı olarak tanımladı ve “Filmler aracılığıyla farklı yerlerden gelen değişik insanlarla tanışacağız. Görevimizi ciddiye alıyoruz ama bunu bir festival olarak da yaşamaya çalışacağız. Sonunda kararımız tek bir sese dönüşecek ve umuyorum ki güçlü bir sesle konuşacağız” dedi.

Kusursuz bir başlangıç

Bu yıl festivalin açılışını 2014’te ‘The Grand Budapest Hotel’in ardından bir kez daha yeni Wes Anderson filmi yaptı. Amerikan bağımsız sinemasının en özgün isimlerinden biri olan Anderson’ın ‘Isle of Dogs’ adlı yeni filmi animasyon türünde. Aynı zamanda Berlinale’nin açılışını gerçekleştiren ilk animasyon film unvanını alan Isle of Dogs, köpeklerin çöplerin atıldığı bir adaya hapsedilmesini ve köpeğini bulmak için bu adaya gelen bir çocuğu konu alıyor. Ana karakterleri köpeklerden oluşan ve zengin bir seslendirme kadrosuna sahip film, Anderson’ın plastik dünyasının, diyalog yazımındaki başarısının, yaratıcı yönetmenliğinin ve mizahının bir kez daha dört dörtlük işlediği bir yapım olarak eleştirmenlerin yüzlerini güldürdü. Film, aynı zamanda yarışmada yer alıyor.

Anderson, bir kez daha festivale onunla başlamanın yerinde bir tercih olduğunu kanıtladı ve ‘The Grand Budapest Hotel’de olduğu gibi festival takipçilerine sinema ve eğlenceyi birleştiren kusursuz bir başlangıç sundu.