Anneliğin Söylenmeyen Yaraları

Küçük bir kız çocuğu, genç kızlık daha sonrasında bir kadın ve en nihayetinde bir anne olunca dökülüyor dudaklardan ’Annelik tabi mükemmel bir dugu’’. Dudaklardan dökülmeyen cümlenin devamındaki ‘’Amalar ve yaralar’’ var. Kimse zorluklarından bahsetmiyor.

Herkes anne olunca ‘’Mükemmel Anne’’ olması gerektiğine inanıyor. Soayal medya annelerine bakıyorlar. Her zaman her şey harika, hep gülüyor, hep mutlular. Ancak gerçekler hiç de görüldüğü gibi değil! Gerek kliniğime gelen anneler, gerek seminerlerde, kongrelerde konuştuğum anneler, o yaralardan bahsediyor.

Haberin Devamı

‘’Emzirirken çok canım yanıyor, çığlıklar atmak istiyorum ama bağırmak beni kötü bir anne yapar’’.

**

‘’Hala benim çocuğum olduğuna inanamıyorum ama böyle düşünmemem gerektiğini biliyorum’’.

**

‘’O dünyaya geldikten sonra bir daha evden gitmeyecek olmasına katlanamadım bir süre. Artık hayatımdan çıkartamayacağım. Sürekli bana bağlı benim de birine bağlı olmam gereken bir canlı var, bu beni boğuluyor gibi hissettiriyor’’.

**

‘’Karnım gittikçe büyüyor, durmasını istiyorum bazen, çünkü hayatıma girdikten sonra bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, özgürlüğüm sona erecek. Dünyaya geldikten ne kadar sonra bağımsız olabilecek. Bunları söylemekten utanıyorum ama böyle hissediyorum.

Peki bu zorluklar neden anlatılmıyor?

Toplumsal olarak anneliğe yüklenen birçok sıfat bulunmakta. ‘’Annelik kutsaldır. Anne kan kusar, kızılcık şerbeti içtim der, anne dediğin her zaman çocuğunu sonsuz sevmeli, anneler her durumda güçlü olmalıdır’’...

Bu zorluklardan bahsettiğinde anneler neden suçluluk hissediyor?

bütün bu yüklemeler karşısında kadın anne olmaya alışmaya çalışırken toplumun beklentilerini karşılayamadığında kendini ‘’yetersiz’’ hisseder. Bütün annelerin bu sıfatları taşıyabildiğini ama kendisinin yapamadığını düşünerek bu yaralardan söz etmez.

Bu yaralardan nasıl kurtulabilirim?

Her annenin öyküsü kendine özeldir. Terapi danışmanlığı almaktan çekinmeyin sevgili anneler. Danışmanlık almak sizi güçsüz yapmaz tam tersine güç kadar güçsüzlüğün de insan olmanın bir parçası olduğunu gösterir.

Haberin Devamı

Bazı yaralar sadece süreçten ibarettir merhemi sürülür ve geçer.

Bazı yaralar da iz bırakır ama izlerle yaşamanın da kattıkları vardır.

Anneler bana söyleyemediğiniz yaralarınızı yazarak ulaşabilirsiniz, belki birlikte sarabiliriz. Neden olmasın değil mi?

Uzm. Klinik. Psikolog Pelin HAZER

instagram: klinikpsikolog.pelinhazer

pelinhazer@gmail.com