Aslı Pelit

Aslı Pelit

-

Tüm Yazıları

Her dakika biraz daha yaklaşıyoruz o büyük aya. Futbolseverlerin-ve hatta sevmeyenlerin bile- 4 yılda bir gelmesini iple çektikleri, sadece futbol soluyup, futbolla beslendiğimiz o neredeyse ilahi aydan bahsediyorum. 2014’te Brezilya’da yapılacak Dünya Kupası’nın eleme turlarının yapıldığı şu günlerde başka bir konuyu düşünmek imkansız. Hafta başında FIFA turnuvanın maç kuralarının 6 aralık 2013’de Costa do Sauipe’de yapılacağını da açıklayınca, her ne kadar ev sahibinin hazırlıkları biraz ağırdan aldığını görsek de, aslında ilk maç düdüğünün çalmasına çok kısa bir süre kaldığının farkındayız, en azından bu kıtada.
Deplasmanda yaşayan bir ‘Avrupalı’ (futbol açısından) olduğum için buradaki arkadaşlarımla Dünya Kupası hakkında konuşurken konu her zaman bir şekilde Avrupa’dan mı Güney Amerika’dan mı kupaya gitmenin daha kolay olduğuna geliyor. Türkiye’nin neden her Dünya Kupası’na gidemediğini anlatmaya çalışırken bir yandan da karşımda (çoğunlukla Brezilyalı ve Arjantinliler) bu kupayı bir kaç kere kaldırmış ülkelere bakıp düşünmeden edemiyorum, hangisi daha zor diye! İki kıta da kendini kalifikasyonun daha zor olduğunu son nefesine kadar vermeye hazırken, ben de bu konuyu teknik olarak ele almaya karar verdim.
Güney Amerika’da CONMEBOL 1998’den beri 10 takımdan oluşan tek gruplu turnuvada finale kalmaya çalışırken, bu 10 takımdan ilk 4 doğrudan finale giderken, 5’inci takım Asya grubundaki bir takımla play off oynayarak turnuvaya katılmaya hak kazanabiliyor. Bu sefer Brezilya ev sahibi olarak direkt kupada olduğu için eğer 5’inci de maçı alırsa 2014’te Güney Amerika’dan 6 takım oynayacak. Avrupa’da ise 9 grup ve bunları oluşturan 6’şar (bir tane de 5) takım var. Grup liderleri direkt kalifiye olurken, onları takip eden 8 aralarında yaptıkları karşılaşmalardan sonra ilk 4’e kalarak ülkelerini kupada temsil etme şansına erişmeye çalışıyorlar. Sonuç Avrupa’dan 13 takım katılıyor Dünya Kupası’na.
Bir kaç hafta önce okuduğum bir makalede ise takımların başarılarını karşılaştırıyorlardı. Yaptıkları araştırmaya göre (1982-2010 arasında) son 8 Dünya Kupası’na 112 Avrupa takımına karşı 35 Güney Amerika takımı katılmış. 25 Avrupa takımı yarı finale kadar yükselirken, bu konuma gelen Güney Amerika takımılarının sayısı 6 ve bir de Asya takımı var (Güney Kore). 35 yarı finalin 28’i Brezilya veya Arjantin tarafından oynanmış. Fakat kıtanın katılım açısından başarısına bakarsak Venezüela dışında 10 takımdan 9’u en az bir kere Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanmış. İki kıtanın takımları arasında yapılan toplam 99 maçın 39’unu Avrupa takımlarından birisi alırken, 26 beraberlik ve 34 Güney Amerika zaferi var ve bu galibiyetlerin çoğu da Brezilya veya Arjantin’e ait. Tabii ayrıca Brezilya kazandığı 5 Dünya Kupası ile ortalamayı oldukça yükseltiyor Avrupalı rakiplerine karşı.

Haberin Devamı

Dün Dündür Bugün Bugün!
Her ne kadar 2010’a kadar bizim kıtanın kupadaki başarıları bu iki futbol devinden gelse de son birkaç yıldır iki milli takımın da kendilerinden beklenen performansı vermemiş olmaları önümüzdeki yıl burada yapılacak turnuva öncesi tedirginliği arttırmakta. Brezilya’nın evinde oynayacağı bu kupayı almak için yanıp tutuşurken. ezeli rakibi takımında Dünya’nın en iyi futbolcusu kabul edilen Messi’ye rağmen henüz uluslararası bir turnuvada bu takım ile başarı sağlayamadı. Grupta 1’inci sırada Arjantin birkaç saat sonra Buenos Aires’te futbolla ilgilileri yeni yeni başlayan Venezüllayla karşılaştıktan sonra 26 Mart’ta 4000 metrede bulunan la Paz şehrinde Bolivya ile karşı karşıya gelecek. 2010 DK elemelerinde Maradona’nın takımıyla beraber başı önde döndüğü bu zorlu deplasmandan sonra gruptaki yeni sıralama belli olacak. ama eğer böyle giderse sürpriz galibiyetlerle ilk 4e girmeyi başaran Ekvator, Kolombiya ve Venezüella, Brezilya’da Arjantin’e eşlik edebilirler.
Topun yuvarlak olduğu ve ne kadar büyük bir takımda olsa galibiyetin garanti olmadığı futbolda kim bilir belki bu sene istatistikleri değiştirecek bir sürpriz olur, Kun Aguero ve Di Maria’sız Arjantin evlerinde oynayacakları maçı kaybederlerse Kumandan Chavez anısına vino tinto belki de ilk kez Dünya Kupası’na katılmaya hak kazanabilir
Adios Türkiye!