Aslı Pelit

Aslı Pelit

-

Tüm Yazıları

Arjantin’i tanıyan, duyan, ilgilenenler bana katılacaklardır: son elli yılda bu ülkeyi yurtdışında en iyi temsil edenler bu topraklarda yetişen ve Avrupa liglerinde ışıldayan yetenekli futbolcular oldu. Di Stefano’dan Maradona’ya ve tabii Messi, ‘Dünya’nın en iyi futbolcuları’ nın çoğu Arjantin’den çıktı. Fakat son yıllarda genç oyuncuların ülkeden çok erken ayrılması yüzünden Arjantinliler’in gerek ulusal ligde gerek uluslararası turnuvalarda aldıkları kupa sayısı azaldı. Milli takımın gençlerden, A takımına kadar eve eli boş dönmesi Arjantinlileri endişelendirse de, oyuncuların bıraktığı boşluğu teknik direktörler doldurmakta. Son birkaç yılda tangocu teknik adamların yurtdışındaki başarıları azımsanamayacak kadar ortada ve giderek de artmaya devam ediyor.
Yaşını almış Arjantinli futbolseverlerle konuşunca hep hüzünleniyorum. Öyle güzel maçlar öyle yetenekli oyuncular seyretmişler ki, vakti zamanında, gittiğim maçlarla kıyas kabul etmez. Şimdi karambolden atılan goller ve topun peşinden bazen nereye koştukları belli olmayan oyuncularla avunurken, aynı stadlarda Bocchini’den Maradona’ya, Bianchi’den Tevez’e kadar onlarca yeteneği seyretmiş oldukları için bizden bir önceki jenerasyonu kıskanmamak elde değil.
Her ne kadar geçen hafta fiyasko ile sonuçlanan 20 yaş altı turnuvanın ardından eleştiriler ve endişeler artsa da, Arjantinliler’in hâlâ gurur duyabilecekleri (Messi dışında) bir konu var ki, o da buradan yetişen ve yurtdışında çalışan teknik direktörlerin uluslarası başarıları. Bazıları Arjantin birinci liginden başlayarak bazıları ise yurtdışında başladıkları kariyerlerini devam ettirerek bugün dünya çapında tanınıyorlar. Gelin son birkaç sezon burada aradığını bulamayan fakat Atletico Madrid’e başarı dolu bir sezon yaşatan Diego Simeone’den başlayarak bu başarılı Arjantinleri tanıyalım bu hafta.

Haberin Devamı

SIMEONE
2006’da futbolu bıraktıktan sonra Racing’de göreve başlayan Cholo yönetimle anlaşamadığı için sezonu bitirmeden görevinden ayrıldıktan sonra 2006 Apertura’da Estudiantes ile şampiyon oldu. 2008’de River Plate ile Clausura şampiyonu olan Simeone aynı senenin sonunda aldığı yenilgiler yüzünden takımın tarihinde en kötü pozisyonda bırakarak ayrıldı.

Haberin Devamı

Şimdi umut teknik adamlarda

2009’da San Lorenzo’yu kısa bir süre yönettikten sonra İtalya Serie A’daki Catania Calcio’yu bulunduğu krizden çıkarmak için çağırılan Cholo bu görevi başardı, ama kontratını yenilemek yerine Arjantin’e dönerek bir kez daha Racing’i çalıştırmaya başladı.
Büyük umutlarla başlayan sezon beklentilerin altında bitmek üzereyken de ani bir kararla Atletico Madrid’i çalıştıracağını açıklayan eski futbolcu o günden bu güne takımı ile başarıdan başarıya koşmakta. Takımı ile iki kupayı müzeye götüren Cholo, Arjantin’de pek sevilmese de Madrid’de bir idol haline geldi kısa sürede.

SAMPIOLI
Oyuncu olarak futbol kariyeri en kısa süren futbolculardan birisi olan Jorge Sampioli ise bu jenerasyon teknik direktörler arasında en ilginç kariyerlerden birisine sahip. Newels Old Boys’da futbol oynarken sakatlanan ve sadece 19 yaşında yeşil sahalara veda eden Sampioli ilk önce Arjantin’in adı sanı duyulmamış kulüplerini çalıştırdı.
Daha çok ilginç stili (tavırları yüzünden staddan atıldıktan sonra bir ağaca çıkıp bağırarak takımına destek olduğu anlatılır) ile adını duyuran teknik direktör, ilk birinci lig takımını Peru’da çalıştırdıktan sonra Ekvator’un Emelec ekibi ile ünlendi ve oradan transfer olduğu Universidad Chile ile takımın ilk uluslarası kupası olan Sudamericana’yı kazanarak takımın tarihine geçti.
2011’de Uruguaylı Oscar Washington Tabarez’ın ardından Güney Amerika’nın en iyi ikinci teknik adamı seçildi ve bu başarılı sezonun ardından Şili futbol federasyonu tarafından yine kendisi gibi Arjantinli olan Claudio Borghi ve Marcelo Bielsa’nın ardından Şili Milli Takımı’nı çalıştırmaya davet edildi. Stil olaral Bielsa ile karşılaştırılan Sampioli takımını bakalım Brezilya’ya getirebilecek mi? (Latin Amerika’da kendi ülkesi yerine başka bir ülkeyi çalıştıran diğer bir Arjantinli de hatırlarsanız Paraguay’ı 2010 DK’na götüren Gerardo Martino idi).

Haberin Devamı

BAUZA
Geçen sezon Sudamericana kupasında İndependiente ile oynamaya geldiğinde tanışıp konuşma şansına sahip olduğum Rosario Centralin idollerinden Edgardo ‘Paton’ Bauza ise gerek oyuncu gerekse teknik direktör olarak Arjantin’in adını altın harflerle futbol tarihine geçiren bir isim.
Liga de Quito gibi adı sanı duyulmamış takımı önce Ekvator şampiyonu daha sonra da Libertadores Kupası şampiyonluğuna getiren Bauza profesyonel futbolu bıraktıktan sonra kulübü Rosario Central’in genç takımını çalıstırarak kariyerine başladı.
Takımla kayda değer başarı sağlayamayan Bauza, Velez ve Colon’da yine başarısız sezonlar geçirdikten sonra neredeyse arkasına bakmadan Peru’nun Sporting Cristal takımının teklifini kabul etti ve bu takımla 2004’de ikinci oldu. Bu başarı onu Quito’ya taşıdı ve takımı lig şampiyonluğundan Libertadores’e ve hatta neredeyse 2008’de Manchester United’i, kulüpler kupasında mağlup edecek kadar da ileri götürdü.
Kısa bir süre Suudi Arabistan’da Al-Nasr’ı da çalıştıran Bauza bu sezon yine La Liga’da şampiyonluk için çalışıyor.
Arjantinli teknik direktörlerin yurtdışındaki başarısı liglere ve milli takıma feyz verir mi bilemem, ama bu jenerasyonun gizli silahlarından Sabella’nın Messiz takımı ile önümüzdeki hafta İsveç önünde vereceği mücadele, Dünya Kupası öncesi tüm ülke için büyük önem taşıyor. Herkesin umudu Arjantin’in eski günlerdeki futboluna bir an önce kavuşması. Bu zor günlerde ‘Kısmet!’ demekten başka bir şey düşünemiyor insan!
Adios Türkiye!