Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Perşembe gecesinden beri kıyameti koparıyoruz. En sert, en dondurucu rüzgârlarla, ortamı içinden çıkılamaz bir harabeye dönüştürmek için her türlü yıkımı, kuralsızlığı ve vicdansızlığı körüklüyoruz.

Fenerbahçe - Beşiktaş arasında oynanan Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında her şey, tam da deplasmanda 2-2 beraberlik elde eden Fenerbahçe’nin lehine (0-0) seyrederken, hep birlikte şoka uğruyoruz.

Hakem Mete Kalkavan 57. dakikada maçı tatil ediyor. O dakikaya kadar Beşiktaş’ın kullandığı 5 korner var. Quaresma’nın atış yapmak için köşe gönderine her gidişinde -gerçekten- garip biçimde tribünden sert cisimler atılıyor üzerine... Q7 -nasılsa- sükunetini bozmuyor. İyi de yapıyor. O sırada Başkan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe İdari Menaceri Hasan Çetinkaya’yı yanına çağırarak önlem alınmasını istiyor. O sırada Mete Kalkavan’ın söylediği bir söz var: Herhangi birinin başına bir madde isabet ederse maçı tatil ederim.

Haberin Devamı

Dün gördük ki Kalkavan’ın sözleri, sanki hazırlıklı, danışıklı dövüş gibi Şenol Güneş’in kafasına isabet eden çakmakla ilgilidir. Hakemin önyargılı olduğunu ima eden bir saptırma... Başkan Aziz Yıldırım böyle söylüyor. Ardından Şenol Güneş’in bordo kravat taktığını da söylemekten geri durmuyor. 1996’dan kalma hesabı anımsatıyor.

Hakem Mete Kalkavan, TFF’na gönderdiği raporda maçı, “Şenol Güneş’in başına isabet eden çakmak darbesiyle ikinci kez düştüğünü gördüğünü ve maçı tatil ettiğini” belirtiyor. Çoğu hakeme, hakem hocalarına göre bu, esastan doğru bir karar. Ancak şekil şartının, uygulama prosedürünün eksik yanları var. İddiaya göre Beşiktaş Futbol Takımı da hakemin kararından önce sahayı terk etmiş. Bu iddia da Başkan Yıldırım için Beşiktaş’ın hükmen yenilgisine dayanak olarak vurgulanıyor.

Futbol Müsabaka Talimatı’nın 19. maddesine göre (1/a) hakem müsabakaya devam olanağının kalmaması üzerine tatil kararı verebilir. Bu durumda TFF Yönetim Kurulu takımlardan birinin ya da ikisinin aynı sonuçla (3-0) yenilgisine karar verebilir. Elemeli müsabakalarda takımların birini ya da ikisini birden elenmiş sayar. Bu kararları verirken de hakem, gözlemci, temsilci, disiplin müfettişleri ve MHK üyelerinin raporlarını ve her türlü delili göz önünde bulundurur.

Haberin Devamı

Bir de lastiğin patladığı yer var: (19/6) TFF Yönetim Kurulu müsabakanın tatil kararını uygun görmediği takdirde, müsabakanın başka bir günde yarıda kaldığı şartlarla tamamlanmasına, tekrarlanmasına veya yarıda kaldığı andaki sonucu ile tescil olunmasına karar verebilir.

Bu maddeyi yeniden okuyalım ve soralım: Mete Kalkavan’ın raporundaki tatile neden olan durum ve karar tartışmalı mı ? Evet... Hatta bir adım öne çıkarak bu tartışmanın özellikle başlatıldığını iddia edebiliriz. Bu yorumlar TFF Yönetim Kurulu’nun 23 yıl önce kendi eliyle talimata yerleştirdiği saatli bombalardır. 25 Ocak 1995’de Serdar Çakman, Kocaelispor-Samsunspor maçını küfür nedeniyle tatil edip hakemliği bırakınca, TFF alelcale toplanıp bu “uygun görmeme” olasılığını kayıtlara geçirmiştir.

Böylece maçın 57. dakikadan itibaren “devam ettirilmesine” dayanak hazır beklemektedir. Kamuoyu baskısı da -maaşallah (!)- baskı yaratacak bir kıvama getirilmiştir. “Hükmen yenilgi” kararı, kadük edilmiştir. Bu madde ile TFF yöneticilerine her türlü baskı yapılabilir.

Haberin Devamı

Şimdi masada futbol topu değil, bomba vardır. Umalım ki bu patlama da ucuz ve ayıpsız atlatılır.

KUMPAS... KUMPAS... KUMPAS

Dün itibariyle olayın kumpas olduğunu ortaya koyan somut bir bulgu yok. Ama ben de görünüş ve sonuç bakımından kumpas olduğuna inanıyorum. Tıpkı 2013’de Beşiktaş - Galatasaray maçında yaşandığı gibi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tespiti doğrudur.
Ancak devletin istihbarat örgütleri de terörde olduğu gibi önleyici/engelleyici çalışmalar yapabilirdi. Spora ayıracak zaman mı bulamadılar acaba?

Şenol Güneş ve Aykut Kocaman

Kadıköy’de yarım kalan derbinin iki kahramanı var: Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş ve Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman. Şenol Güneş, kafasına çakmak yemekle kalmadı. Tiyatro oynamakla, rol yapmakla eleştirildi ve aşağılandı.

O bir mağdurdu. Olaydan maddi, manevi zarar görmüştü. Ülkemizde sıkça örneklendiği gibi mağdur kimliğinin üstüne hemen “maznun” zanlı etiketi yapıştırıldı.

54 yıllık meslek hayatımda oyunculuğuna, sportmenliğine ve hocalığına saygı duyduğum Aykut Kocaman ise bu olaydaki rolünü ve karakterini değiştirdi. Anlaşılmaz bir hırs, hiç yakışmayan bir kibir, vicdan sahiplerini rahatsız edecek, eşine ender rastlanır bir kuşku ile...

Kocaman’a göre... Ortada kan ve yaraya dönük yeterli delil yok. Efendim, doktorun ve Şenol Güneş’in açıklama yapmaları, bilgi vermeleri gerekiyor. Ayrıca şunu da soruyor: “Çakmak nerede?”

E, pes doğrusu Aykut Hoca... Artık sana hiç bir şey demeyeceğim.

TOLGA ZENGİN

Beşiktaş kalecisinin yedek kulübesinden küfür ve hakarete tepki göstermesi normal. Ancak bu tepkinin abartılarak ısrarla uzatılması doğru değil.

MÜGE ANLI - ESRA EROL

Atv’nin başarılı programcıları küfür, hakaret, disiplin ve profesyonellik konusunda anlaşamadı. Uzman olmadıkları yerden bize muhteşem (!) yorumlar sundular. Bizi iyice yordular.

YANIK ve EPÖZDEMİR

CNN Türk’teki Türkiye’nin Gündemi’ne siyasal yorum için çıktılar, maçla ilgili görüşlerini de sundular. Hukukçu Derya Yanık, lafı öyle döndürüp dolaştırdı ki noktayı bir türlü koyamadı. Buna karşılık Dr. Rezan Epözdemir, yetkin ve konuya sıcak yaklaşımıyla aklımıza su serpti.

DR. AHMET ÇAKAR

Şenol Güneş’in yakındaki hastaneler yerine kulübün sponsoru olan sağlık kuruluşunun Avrupa yakasındaki hastanesine gitmesinde kasıt arıyorsun. Söyle sevgili dostum: Bu bir paranoya mı, yoksa ratingfobia mı?

Doğru yolu seçen kim?

Cengiz Tokgöz... Kırk beş yıl önce neyse o. Su katılmamış bir voleybol gönüllüsü. Gece - gündüz, uzak - yakın demeden salonlarda voleybolu izleyen, gözleyen, söylenmedik şeyleri yazan ve söyleyen Cengiz, hayatını adadığı voleybolu kitaplaştırdı. 220 sayfada 860 fotoğraf ve belgesel niteliğindeki yazı ve röportajlarla dopdolu bir hazine derlemiş Cengiz. Bizler futbolun peşinde koşup entrikalar, provokasyonlar, şike ve doping dertleriyle uğraşıp manşetleri doldururken, Cengiz Tokgöz tek sütun voleybol haberi için ömür tüketti. Peki doğru yolu kim seçti? Biz değil, Cengiz Tokgöz.

Voleybol kadar temiz arkadaşım... Ellerine sağlık!

Dikkat: Masada bomba var