Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Heyecanla karşıladık, coştuk.. Süper Lig kulüplerinin -en çok Dört Büyükler- içinden çıkılamaz hale gelen borç sarmalından ve UEFA kısıtlamalarından kurtulması için Türkiye Bankalar Birliği öncülüğünde “yapılandırma” sürecine katılması herkesin beklediği müjdeydi.
Futbolun güncel telaşeleri arasında “yapılandırma” da geri planda kaldı, gündemden düştü. Kulüpler akşamdan sabaha borç baskısıyla ayakta kalmaya çalışırken, yine de hakem kararları, VAR uygulamaları ve şampiyonluk tartışmalarına odaklandı.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hüsnü Güreli ise Yıldırım Demirören’den devraldığı en önemli proje için yoğun bir çalışma dönemine girdi... Ailede iş bölümü yaptılar. Kendi şirketinde 400 çalışanı, 2500 müşterisi vardı. İş yükünün çoğunu eşi Asuman Güreli üstlendi.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, “Aslında biz bu projenin paydaşı değiliz. Ancak yeni Lisans Talimatını hazırlayıp ‘yapılandırma’ya sağlam bir zemin hazırlamamız gerekiyordu. TBB’nin çalışmalarına destek olmak amacıyla 3 ay boyunca 30 defa toplandık. Uzmanların da katılımıyla iyi bir taslak hazırladık. UEFA yetkilileriyle İstanbul ve Nyon’da 3 önemli toplantıda sunumlar yaptık, görüş alış verişinde bulunduk. Bu toplantılarda ‘Finansal konularda söz konusu ceza ise bırakın biz verelim’ dedik. Çok olumlu karşılandı” diyor. Yeni talimatın ilkeleri, UEFA’nın denetleme görevlerini üstlenen FCBC şirketinde 9 üyeden beşinin “teşekkür ve kutlaması” ile karşılanmış. Kurulun başkanlığını da eski Belçika Başbakanı’nın yapıyor olması önemli.
Lisans Talimatı, TFF Yönetim Kurulu’nun bugünkü toplantısında tartışılacak, oylanacak ve kabul edilmesi halinde yürürlüğe girecek. Yönetim Kurulu üyeleri, çalışmaları yakından izlediği için kabul kararı bekleniyor.
Peki yeni Lisans Talimatı’nın ayrıntıları neler? Güreli o yoğun çalışmadan çıkan metni tümüyle paylaşamıyor. Ancak şunu da söylemekten geri durmadı: “Kulüpler, gelirlerinin tümünü harcayamayacak. En çok yüzde 60 harcama yapabilecek!”
Anlaşılan, bir kez daha “zorunlu tasarruf” dönemi başlıyor.
TBB kulüplerden öncelikle bilançoların bildirilmesini istiyor. Bu aşama tamamlanmak üzere. Kulüpler Birliği tümüyle projeyi destekliyor. Süper Lig’de dört kulüp, Başakşehir, Kasımpaşa, Sivasspor ve Göztepe “yapılandırma” projesine katılmayacaklarını bildirdi. Elbette borçları olmadığı için! Ne diyelim? Darısı hepsinin başına!
Başkan Güreli, kendi alanında ülkemizin önde gelen finans ve hukuk gurularından biri olmasına rağmen uzmanları çağırmış, onları dikkatle dinlemiş, tartışmış. Güreli’nin mütevelli heyet üyesi olduğu Işık Üniversitesi Fen Bilimleri Matematik Bölümü’nden Doç.Dr. Deniz Karlı “algoritmalarla” finansal çözümleme çalışmalarına yön vermiş.
Hüsnü Güreli üç yıl önce “Deniz Bitti” başlıklı makalesini anımsatıyor. “Maalesef o gün yazdıklarım bugün yaşanıyor. Yine de gemileri yüzdürmek için suyu arıyoruz” diyor..

Haberin Devamı

Can cümleden azizdir!

Haberin Devamı

Başlıktaki atasözüne çok takılırım. İnsanların kendi çıkarlarını başkalarının çıkarlarından daha üstün gördüklerini anlatan önemli bir atasözü...
Can Abi, o atasözündeki “can”ın prestijini ve statüsünü değiştiren, yücelten adam olmuştur.
Evet, spor tarihimize bakıldığında Sinyor Bartu’nun kişiliği, becerileri, başarıları, beyefendiliği ve insanlığı ile içi dolu, onurlu bir anlam kazanıyor CAN CÜMLEDEN AZİZDİR atasözü.
Seni çok özleyeceğiz, Can Abi!

Haberin Devamı

Palabıyık takıntısı

Merkez Hakem Kurulu, Pazartesi günü önemli konuklar ağırladı, biliyorsunuz. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ve yönetici arkadaşları, MHK Başkanı Sabri Çelik, Başkan Vekili Mustafa Çulcu ve PMİK (Profesyonel Müsabaka İcra Kurulu) üyesi Muhittin Boşat’la görüştüler. Başkan Cengiz, oldukça naif, saygılı ve iyi niyetli bir üslupla Galatasaray’ın hakem hatalarından zarar gördüğünü söyledi, “Canımız yanıyor. Bu hatalardan dolayı çok büyük ekonomik kayıplara uğruyoruz” dedi.
MHK, konuklarıyla kendi gerçeklerini paylaştı. VAR sistemiyle birlikte daha çok eğitilmiş hakeme ihtiyaç duyduklarını, ancak kadronun kısıtlı olduğunu söylediler. Ali Palabıyık, ellerindeki en iyi hakemlerden biriydi. Her maça Cüneyt Çakır’ı verirlerse, bir gün duvara toslayacaklarını anlattılar. Bu arada... Cüneyt Çakır, salt bu nedenle İngiliz Klatenburg gibi, kendi kariyerini de düşünerek yurt dışına gidebilir (benim yorumum).
MHK en çok Fatih Hoca’nın şikayetlerinden etkileniyor. Ali Palabıyık’ın yıllar önce dördüncü hakem olarak görev yaptığı Mersin İdmanyurdu maçının hakemi Süleyman Abay’dı. Hoca tribüne gönderildiğini anımsatıyor ve Palabıyık’la ilgili bazı hükümler çıkarıyor. Kendimce hatırladığım kadarıyla Kasımpaşa maçında rakibine yumruk atan Diagne’yi kırmızı kartla oyundan atmayan da, Ali Palabıyık’tı. Ortada bir takıntı sorunu mu var, bilemiyorum.
Abdurrahim Albayrak’ın elinde VAR konuşma metinlerinin olduğu iddialarına gelince: Böyle bir bilgisi varsa, TFF’ye bildirsin. Federasyon da gereğini yapıp sorumluların işine son versin. MHK’nın net yanıtı bu!

Kaldırın şu mantarları

Güreli... Suyu arayan adam
Fotoğrafta gördüğünüz şu trafik mantarlarından birine takıldım geçen hafta. Sert biçimde çene üstü düştüm. Üst dudağım yarıldı. Dişlerim dağıldı. Dudağımı kızım Dr. Ayla Gökçe dikti. Dişlerim de Dr.Hasan Şenalp’e emanet. Şenalp dostum, o mantarlar yüzünden çok sayıda hastasını tedavi ettiğini anlattı. Şimdi benimle uğraşıyor.
Trafik uzmanı, mimar, ergonomi profesörü filan değilim. Bu mantarları hangi akıllı kaldırımlara koyduysa saygılar (!) sunuyorum. Mantarların acilen kaldırılmasını öneriyorum.