Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hazır İzmir’e kadar gitmişken Göztepe’ye de uğrayıp SUSUZ DEDE’ye çıksalardı. Belki o zaman deplasman korkusundan ve heyecandan tutukluk yapıp paralize olmaktan kurtulurlardı.

Galatasaray, şampiyonluğa uzanan şu son maçta inanılmaz derecede yavaş, dağınık, bloklar arasında kopuk, şaşkın ve durgun bir oyun sergiledi. Zaman zaman parlayıp giden Rodrigues dahil, herkesin ayağı birbirine dolaşıyordu.

Fatih Terim, heyecandan ve gerginlikten saha kenarında ceketi falan bir yana bırakmış, İzmir sıcağında dudaklarını ısırıyordu. Zamanında antrenörlük kariyerine başlarken Göztepe de onun ilk göz ağrılarından biri olmuştu. Şimdi İzmir takımı eski hocasına karşı iki tarafı da mutlu edecek bir beraberlik yerine ille de golü kovalayan hırçın ve isyancı bir futbol sergiliyordu.

Haberin Devamı

Selçuk Şahin’in direkten dönen topuyla Demba Ba’nın heyecan yaratan vuruşları, Gouffran’ın ve Castro’nun tehlikeli çıkışları mucize için birilerine ‘acaba mı?’ dedirten sahneler oluşturuyordu.

Galatasaray, ilk yarıda sadece bir adet Gomis şutuyla gol aradı. (Dakika 36) Bu durgun ve tutuk oyunda Feghouli, Fernando, Belhanda, Donk, Rodrigues hep kendi standartlarının altında kaldılar.

Gomis’i eleştirmek zor... Çünkü bunca istekli ve heyecanlı oyununa rağmen arkadaşlarından yeterince beslenemedi. Galatasaray sezonun belki de en çok top kaybettiği oyunlarından birini oynadı.

İkinci yarıda seyircileri de oyuncuları da yavaş temposuna alıştıran maç hareketlenmeye başladı. Sinan Gümüş’ü Feghouli’nin yerine oyuna alan Fatih Terim bir değişiklikte paralize olmuş takımını uyandırdı. İki dakika sonra Gomis, topla oynama niyetini engelleyen rakibinden beklediği ödülü aldı: penaltı.

Burada Fatih hocaya da özel bir paragraf ayırmak gerekiyor. Golcü futbolcusunu kaçırdığı bütün penaltılara rağmen yine de takımın ilk penaltıcısı olarak ilan edip desteklemesi nihayet karşılığını buldu. Gomis bu defa ne direğe ne leyleklere attı topu. Beto’nun doğru uzandığı yerde ağları buluverdi.

Göztepe yenik düştüğü oyunu hiç değilse beraberliğe taşımak için çok gayret gösterdi. Ama hücum bölgesinde kaybettiği toplarla geri dönüyor ve gel-gitlerle yoruluyordu. Öte yandan, Galatasaray’da paralize, tutuk haller ortadan kalkmış, herkes coşkuya doğru hareketlenmişti. Tam da beklendiği gibi!

Haberin Devamı

Galatasaray karmakarışık, zor bir sezonu 21. şampiyonlukla noktaladı. Fatih Terim, zaferlerine bir yenisini ekledi. Bunlar hep alkışlanacak güzellikler, saygı duyulacak başarılar, kutlamalıyız.

Ligin zirvesinde yer alan 4 takımı da kutlamalıyız. Hepsi de bize soluk soluğa bir sezon sundular. Artık herkes hakem ve teşkilat eleştirilerini bir yana bırakıp, bu tabloya saygı duymalıdır. Bu oyuna saygı duymalıdır. Saygımızı kaybedersek şampiyonluğun da Avrupa kupalarının da hiçbir değeri kalmaz, oyundan zevk alamayız. O nedenle buğday ambarlarından çıkıp rüyalarımızdan gerçeğe dönerek futbola olan aşkımızı sadakatle ödüllendirelim.

Çünkü bu hay-huy çekişmelerle, komplo senaryolarıyla kaybettiğimiz değerlerle korkarım ki bu aşk bizi mutlu etmeden öldürecek!