Futbolun -adı üzerinde- tek oyuncağı toptur. Ayaklarınızla topu dürter, her türlü vuruşu dener, pas yapar, dripling yapar, çalım atar oynarsınız.
Dünkü maçın iki oyuncağı vardı... Top ve hakem. Gençlerbirliği, taktik olarak sert faullerle, yıpratıcı hamle ve darbelerle -taktik fauller yaparak- maçı tutmaya çalışıyordu. Serkan Çınar’ın bu faullerde pusulayı şaşırdığını gördük. Kurala göre değil, yerli - yersiz, isabetli - isabetsiz demeden şaşkın bir yönetim sergiledi. Örneğin, Oğuzhan’a yapılan faulü hiç görmedi ama hemen ardından Cenk Tosun - Selçuk Şahin temasında faul düdüğünü üfleyiverdi. Bununla kalsa iyi... Üstüne bir de sarı kart... Bazen kartların “takoz” işlevi gördüğüne, futbolcunun oyun keyfini, cesaretini ve becerisini sınırladığına inanırım. Serkan Çınar bu anlamda üstüne vazife olmayan bir görev (!) yapmış oldu...
Gençlerbirliği, taktik faulleriyle tanınan bir takım. Ümit Özat da yıllardır süren bu takım geleneğini, özellikle kanatlarda denedi dün. Amacı Quaresma ve Babel’i bir şekilde yıldırarak durdurmak oyunun kontrolünü eline almaktı. İlk sert müdahaleyi Quaresma gördü... Yerde kıvranırken hakemden faul dşında hiç bir tepki gelmedi. Az sonra Babel’in de aynı biçimde sert darbeye yakalandığını gördük. Serkan Çınar, özellikle Quaresma’ya dönük hamlede bir sarı kart gösterebilirdi. Hayır, öyle yapmadı ve kontrolu kaybetti. Sonrasında da Gençlerbirliği takımının oynadığı oyuncak oldu.
Baştan beri anlattığımız bu öykü elbette maçı gerdi. Beşiktaşlı futbolcuların top kayıpları çoğalınca maçın keyfi kaçtı. Bu arada Ümit Özat sükunetle maçı izlerken Şenol Güneş’in asabi halleri de dikkat çekti.
Fabri’nin gözüne gelen sert topla oyunu bırakması, ister istemez tribünlerde kaygı yarattı. Maç tecrübesi yetersiz Tolga Zengin’in bir ölçüde kaygı yaratması da normaldi. Yine de Beşiktaş’ın uzatmalı ilk yarıyı şanslı bitirdiğini söyleyebiliriz. 45+5’te çalımları ve top kayıplarıyla öfke yaratan Quaresma soldan çok güzel bir orta yaptı. Kale ağzında Babel’in ince asisti ve Oğuzhan’ın usta dokunuşu...
Beşiktaş soyunma odasına giderken, patlaması gereken balonu söndürmüştü. İkinci yarıda yeni goller geldi. Talisca ve Babel’den. İkisi de birbirinden güzeldi. Talisca ile duran topu, Babel ile uçan (!) topu kullandılar.
Bu maçta üç oyuncuyu özel olarak podyuma çıkarmak gerek. Gökhan Gönül, Talisca ve Babel... Ayaklarına sağlık!
